Bakara Suresi 248. ayette bahsi geçen Kutsal tabut ya da sandık fiziki olarak var mıdır?

Tarih: 07.09.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ahir zamanda bulunacak mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Tefsirlerde bu tabutun maddî bir sandık olduğu bildirilmektedir.

“Peygamberleri devamla şöyle dedi: 'Onun hükümdarlığının alâmeti, size içinde Rabbinizden bir sekîne ile Mûsâ ve Harun’un manevi mirasından bir bakiyyenin bulunduğu ve meleklerce taşınan bir sandığın gelmesidir. Eğer iman etmeye niyetli iseniz bunda, elbette sizin için delil vardır.'” (Bakara, 2/248)

mealindeki ayetin tasvirleri de Tabut’un maddî olduğunu göstermektedir.

Kaynaklarda Tabut hakkında çok farklı rivayetler vardır. Hepsindeki ortak nokta şudur ki; Hz. Musa (as)’ın vefatından sonra, Yahudiler Allah’a isyan etmeye, hak yoldan çıkmaya başladılar. Bu sebeple Allah Amalikaları onlara musallat etti ve sandığı onlardan aldılar. Nihayet Talut’un melikliğine bir alamet olarak geri geldi.(bk. Alusî, Bakara, 248. ayetin tefsiri).

Eski Ahitteki bilgiye göre, Sandık Yahudilerle savaşan Filistinliler tarafından alınıp götürülmüş, fakat onların elinde sadece yedi ay kalmıştır. Allah’ın başlarına getirdiği değişik musibetlerin sebebi olarak gördükleri sandığı tekrar götürüp yerine (Beytu’ş-şems’e) teslim etmek zorunda kalmışlardır.(bk. Samvail el-evvel, el-Eshah: 6/1).

Bu açıklamalar Tabut’un maddî bir sandık olduğunu göstermektedir.

Akdu’d-dürer fi Ahbari’l-Muntazar(1/34-şamile) adlı eserde, söz konusu tabutun Hz. Mehdi zamanında Taberiye göletinden çıkarılacağına dair bilgi yer almaktadır.

Eğer söz konusu hadis rivayeti sahih ise, bu durumda ilgili ayetle bir paralellik kurulabilir. O takdirde, söz konusu tabutun kaybolması özellikle o devirde İsrailoğulları için bir hezimet alameti olduğu gibi, onun yeniden bulunması, onların zaferlerinin nişanesi oldu. Onun Hz. Mehdi devrinde yeniden bulunması da inkarcılar karşısında hezimete uğrayan Müslümanların da hâkimiyetine bir alamet olabilir.

Bu gibi bilgiler genellikle yorum olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Mehdi kelimesinin “Antakya’daki sandığı bulacağı” anlamında kullanılması, ilgili rivayet doğrultusunda yapılan bir yorumdur.

Mehdi kelimesinin maddî bir sandukçayı bulmaktan çok, manevi bir sandukça olan Allah’ın rızasına götüren hazineye ulaşan kimseyi ifade etmektedir. Bu maddi sandık, o manevi sandığın bir nişanesi gibi görülebilir.

Mehdi, Allah tarafından -Fatiha suresinde işaret edilen- sırat-ı müstakime hidayet edilmiş/dosdoğru yola iletilmiş kimse demektir. Nitekim hadiste dört raşit halife için de “sünnetü’l-hulefai’r-raişidine’l-mehdiyyin = hidayete erdirilmiş raşid halifeler yolu” ifadesi kullanılmaktadır.(bk. Ahmed b. Hanbel, 4/126).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun