Pantolon giymeyi ve ince elbise giymeyi yasaklayan hadisleri açıklar mısınız?

Tarih: 31.05.2013 - 07:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) pantolonla namaz kılmayı yasaklamıştır. (Heysemî, 3/61, no:2229)

Damre b. Sa'lebe, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e geldi. Üzerinde Yemen elbiselerinden iki elbise vardı. Ona:

"Ey Damre! Bu elbisenin seni cennete sokacağını mı zannediyorsun?" buyurdu. Damre:

''Ey Allahın Resulu! Benim için istiğfar edersen, onu çıkarana dek oturmayacağım.'' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem):

''Allah'ım! Damre'yi bağışla.'' buyurdu. Damre hızla gidip o iki elbiseyi çıkardı. (Heysemî, 8/445, no: 8605)

Bir kimsenin elbisesi ince olursa dini de ince olur. (Mecmâu'l-Adab, Sayfa: 381, Hayat Düsturları, Sayfa: 450-451; Muvatta, Cild 2, Hadîs No: 7, Sayfa: 563)

"Ümmetimden bol giyinenleri Allah esirgesin, ümmetimden bol (elbise) giyenleri Allah esirgesin! Ümmetimden geniş ve bol elbise giyenleri Allah esirgesin. Ey İnsanlar! Bol ve geniş elbiseler dikinin. Çünkü bu kişinin vücudunu daha iyi örter." (Ramuzu'l-Ehadis, Hadis No: 6310)

"İzar bulamayan şalvar giysin. Ayakkabı bulamayan mest giysin.” [Buhari, 1841, 5804; Nesâî, 2672; İbn Mace, 2931]

"Şalvar da giyin, izar da giyin. Kitap ehline muhalefet edin.” (Ahmed,  5/264; Taberani, Mecmau’z-Zevaid, 5/121.) 

"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in en sevdiği elbise kamis (entari) idi.” (Tirmizi, 1762, 1763; Ebu Ya’la, 7014; Beyhaki, 2/239)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Biz, bu hadisleri tek tek ele alıp tahlil etmeyi gerektirecek bir durumun olmadığını düşünmüyoruz. Kaldı ki, hadislerin ifadesi zaten açıktır.

Ancak burada şunu belirtelim ki; Türkçe’de pantolon veya şalvar olarak kullanılan sözcükler hadislerdeki ifadelerden hareketle zamanımız dikkate alarak belirttiğimiz kelimelerdir. Mesela, soruda “Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) pantolonla namaz kılmayı yasaklamıştır." (Heysemî, 3/61, no:2229) manasındaki Hadisin metninde kullanılan  “SERAVÎL” kelimesi Farsça’dan Arapça’ya geçmiş ve bel hizasına kadar giyilen ve uçkurla bağlanan ve iki bacağı olan bir elbisedir. (Lisanu’l-Arab) Bu bir don da olabilir, bir şalvar da olabilir, bir pantolon da olabilir. Uçkuru düşünüldüğünde, buna-pantolon demektense- don veya şalvar demek daha münasip  görünüyor.

Bununla beraber, Lügat kaynaklarında, Seravil, bel ile diz arasını örten bir elbise olarak tarif edilmiştir. (bk. el-Mucemu’l-Veciz, SERVELE maddesi) Öyle anlaşılıyor ki, Seravil denilen elbise, örtmenin asgari şartını karşılayan bir elbise olmakla beraber, ilahî huzurda namazın tam bir edep ve huşu ile kılınmasına uygun görülmemiştir. Özellikle üst tarafı açık bir surette sadece şalvar veya pantolun ile namaz kılmak uygun görülmemiştir. Nitekim başka bir hadiste efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Üstünde ridayı / abayı / cübbeyi giymeksizin yalnız Seravil ile namaz kılmayı yasaklamıştır.” (Ebu Davud, salat, 82)

Demek ki üst tarafını örten geniş bir elbise varsa seravil ile namaz kılmakta bir sakınca yoktur.

Önemli olan şudur:

Bütün bu hadisleri ve benzerlerini gören ve tahlil eden İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun ittifakla kabul ettikleri giyinme tarzı fıkıh kitaplarında ve hadis şerhlerinde yazılmıştır.  

İslam’da kılık-kıyafet, belli adlarla değil, gösterilen tarzla belirlenmiştir. Buna göre, pantolon, şalvar ve insanlar tarafından benzer adlarla anılan isimler üzerinden değil, çerçevesi çizilmiş bir perspektifle konuyu incelemek gerekir.

- İslam'da şekil itibariyle sabit bir kıyafet tarzı olduğu söylenemez. Ne Peygamber Efendimiz ne de sahabe-i kiram için hususi bir kıyafet şekli yoktur. Zaten İslamiyet gibi bütün insanlığı kuşatan evrensel bir dini bağlayıcı kıyafetler içinde değerlendirmek onun evrenselliğine terstir.

Hz. Peygamberin hayatı boyunca giyim kuşamına bakınca tek tip bir kıyafetle karşılaşmayız. Allah Resulü, bazen peştamal, bazen urba, bazen güzel bir entari giyerdi.

- Bu çerçeveyi şöyle özetlemek mümkündür: Cenâb-ı Hak, elbise giyme ve güzel giyinmeyle ilgili mealen şöyle buyurmaktadır:

"Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbiseler indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi)." (A'râf, 7/26)

 "Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde ziynetinizi alın..." (Â'raf, 7/31)

Bu âyet-i kerimelerin ışığında "İslâmî bir elbise"nin temel vasıflarına bakalım:

a) Elbise örtücü olacaktır. Avret yerlerini örtmeyen elbise yahut örtse de çok dar ya da çok ince olması hasebiyle vücudun kalıbını belirten, ya da tenini gösteren elbise İslâmî değildir.

Buna göre, bu şartlara uygun bir pantolon İslam’a göze caiz, bu şartlara uymayan bir şalvar caiz değildir.

b) Elbise helal olacaktır. Erkekler için ipek giymek haramdır. Bu hususla ilgili Hz. Ali (r.a.) şöyle rivayet etmektedir:

"Resûlullah'ın (asm) sağ eline ipek, sol eline de altın aldığını gördüm ve daha sonra şöyle söylediğini işittim:

"Bu ikisi ümmetimin erkeklerine haramdır." (Ebû Dâvud, Libas 11)

c) Elbise güzel olacak, giyene yakışacaktır. Yâni çok dar, çok bol, çok kısa, çok uzun ve pejmürde bir şekilde olmayacaktır. Kısaca "eşref-i mahlukat" ve "yeryüzünün halifesi" olan insanın  bu konumuna uygun olacaktır.

d) Temiz olacaktır. Bulunmadığı takdirde yamalı olabilir, ama temiz olmak durumundadır.

e) Prensip olarak bir elbise kışın soğuğundan, yazın sıcağından koruyacak şekilde olmalıdır.

Unutmayalım ki, dünyanın her ikliminde yaşayan müslümanlar vardır. Soğuk bir iklimde yaşayan insanların entari giymeleri doğru olmadığı gibi, çok sıcak bir bölgede yaşayan insanların da yünden mamul elbiseler giymeleri anormaldir.

Bu açıdan konuya bakıldığında, evrensel bir din olan İslam’ın -çerçevesini çizmenin dışında- belli bir kılık kıyafeti dayatmamasının ne kadar hikmetli olduğu açıkça görülmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun