Papa'nın İslamiyet ve Peygamberimiz aleyhindeki sözleri hakkında bir açıklama yapar mısınız?

Tarih: 17.09.2006 - 08:23 | Güncelleme:

Soru Detayı
Papa denen insan o igrenç sözleriyle Peygamberimiz (a.s.m) getirdiklerini inkâr etti. Papa bu sözleriyle kâfir mi oldu, içimden kâfir demek geliyor, ama Peygamberimiz (a.s.m)'in hadisi var bilmeden kâfir dememiz konusunda. Eğer kâfir ise böyle bir insan nasıl bir dine öncülük yapar?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Küfür kelimesi "örtmek" manasında olup, en büyük gerçek olan Allah'ın varlığını inkâr anlamında kullanılır. Aynı kökten gelen "küfran-ı nimet" ise, nimetlere nankörlük etmek demektir. Küfür sıfatını üzerinde taşıyanlara da kâfir denilir. Türkçe’de kullanılan "küfretmek" kelimesi, ise, aslında "sebb" (sövmek) kelimesinin karşılığıdır.

Küfür kelimesi, imanın zıddıdır. kâfirin dünyası karanlıklarla doludur. Zira küfür, insanın Allah'a olan intisabını keser, atar. Allah ile bağını koparan insan ise, hem kalbinde, hem ruhunda, hem aklında zulmetler içinde yaşar Kur'an, kâfirlerin dünyasını şöyle anlatır:

"Onların amelleri okyanustaki karanlıklar gibidir. Okyanusu bir dalga bürümekte, onun peşinden bir başka dalga gelmekte. Onun da fevkinde bulut var. Böylece üstüste zulümatlar (karanlıklar)... Öyle ki, elini çıkarsa, nerdeyse onu bile göremeyecek." (Nur, 24/40)

Küfür, bütün varlıklara karşı bir hakarettir. Çünkü her varlık Allah'a ibadet eder. Her birisi Rabbani bir mektup, Sübhani birer ayine, ve Allah'a birer memurdur. Küfür, bu cihetleri örtüp gizlediğinden ve onları abesiyet ve tesadüfün oyuncağı derekesine indirdiğinden hadsiz bir cinayet olup, nihayetsiz bir cezayı gerektirir.

Küfrün kısımları vardır; bunların başlıcaları şunlardır:

1. Küfr-ü mutlak.

2. Küfr-ü meşkuk.

Küfr-ü mutlak, tam bir inkârdır, Ehl-i kitap, Kur'an'ı ve Hz.Peygamberi (asm) kabul etmemeleri yönünden kâfir olmakla beraber, "Allah'ı inkâr eden" anlamında kâfir değillerdir. Yani, küfr-ü mutlakta değillerdir. İşte Papa bu anlamda değerlendirilmelidir. Küfr-ü mutlakta olanların bir kısmı, işi inada bindirmişlerdir. Böylelerin küfrüne "küfr-ü inadî" denir.

Küfr-ü meşkuk, şek ve tereddütler içinde küfrün adıdır. Küfrün bu mertebesindeki insan, küfr-ü mutlakta olmamakla beraber, imana da girmiş değildir. Küfr-ü mutlaktaki bir kâfiri küfr-ü meşkuka indirmek de bir hizmettir.

"Küfür tek bir millettir." ifadesi, miras yönünden bir müsavatı ifade eder. Yani, kâfir küfrün hangi mertebesinde olursa olsun Müslümana varis olamaz. Yoksa bu sözden, "Küfürde mertebeler yoktur, kâfirlerin hepsi aynıdır." anlamını çıkarmak yanlıştır. Hz.Peygamber (asm)'in iki amcası olan Ebu Talib ve Ebu Leheb, iman dairesinde olmamakla beraber, elbette küfürde aynı derecede değillerdi. Nitekim, Ebu Talib Hz. Peygamber (asm)'e yardımcı olmuş, Ebu Leheb ise devamlı köstek olmaya çalışmıştır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Bir Din Adamının (!) Düşündürdükleri...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun