Kabirde, cennetteki gibi nimetler verilir mi?
Bildiğimiz gibi şehitlik en yüksek mertebedir. Şehit olanların öldüklerini bilmedikleri, kendilerini hâlâ yaşıyor sandıkları söylenir. Peki, onlara cennetteki gibi nimetler verilir mi? Dünya ile berzah âlemi kıyaslanamaz. Orada Allah’ı ve Peygamberimizi (s.a.s.) görmek gibi nimetler vardır. Şehit olanlar bunları görüyor mu, biliyor mu? Aklım tam almıyor; bu nasıl oluyor? Dünyada böyle bir şey yok. Ama biliyorum ki Allah şehitliği üstün bir mertebe kıldıysa, onlara berzah âleminden de üstün güzellikler nasip eder. Allah’ın şehitliği hepimize nasip etmesi için dua eder misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Önce şunu belirtmek gerekir ki:
Kabir dediğimiz yer, toprağa konulan bedenin bulunduğu mekân değil; ruhun geçtiği berzah âlemi denilen ayrı bir boyuttur. Bu âlem, dünya ile ahiret arasında bir geçiş alemidir ve şartları dünyaya benzemez.
Bu hakikat yalnızca şehitler için değil, salih müminler için de geçerlidir. Nitekim doğru iman üzere vefat eden müminlerin kabirleri de bir hadis-i şerife göre cennet bahçelerinden bir bahçe olur ve onlar da kabirde cennet kokulu nimetlere mazhar olurlar.
1. Şehitler Berzah Âleminde Rızıklandırılır
Şehitlerin berzah âleminde diri oldukları ve Rableri tarafından rızıklandırıldıkları Kur’an’da açıkça bildirilmiştir:
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Onlar diridirler, Rableri katında rızıklanmaktadırlar. Allah’ın kendilerine verdiği nimetlerle sevinç içindedirler…” (Âl-i İmran, 3/169-170)
Bu ayet, şehitlerin berzah aleminde özel bir hayat yaşadıklarını ve cennet kokulu nimetlerle rızıklandırıldıklarını kesin biçimde haber verir.
2. Şehitler Kendilerini Ölmüş Bilmezler
Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat isimli eserinde, şehitlerin hayatını özetle şöyle izah eder:
Şehitler dünya hayatlarını Allah yolunda verdikleri için, Allah onlara dünya hayatına benzeyen ama keder ve yorgunluğu olmayan özel bir hayat verir.
Kendilerini ölmüş bilmezler.
Sadece “daha güzel bir âleme geçtiğini” hissederler.
Lezzet ve saadetleri sıradan müminlerin berzah saadetinden çok daha yüksektir.
Bediüzzaman bu durumu iki rüya örneğiyle açıklar:
Bir kimse rüyada cennette olduğunu bilirse lezzeti eksik olur; ama rüyada olduğunu bilmezse gerçek bir haz duyar.
Şehitlerin hâli, bu ikinci örneğe benzer.
Bu açıklama şunu gösterir:
Şehitler berzahta cennet benzeri bir hayatın farkındadır ve onu gerçek bir şekilde yaşarlar.
3. “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
Resulullah (asm) şöyle buyurur:
“Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Tirmizî, Kıyamet 26)
Demek ki, kabir alemindeki cennet bahçeleri, yalnızca şehitler için değil, salih ve iman ile kabre giren tüm müminler için de geçerlidir.
Bu hadis, özellikle şehitler ve salih kimselerin kabirlerinin cennet bahçeleri gibi bir huzur, ferahlık ve nimet yeri olduğunu gösterir. Yani kabirde verilen nimetler, tam anlamıyla cennet nimetlerinin aynısı olmasa da, cennet kokulu, onun bir gölgesi ve başlangıcı hükmündedir.
4. Şehitler Peygamber (asm)'i ve Allah’ın lütfettiği manevî güzellikleri bilir mi?
Bu dünyadaki sınırlı idrak ile berzahı anlamak zordur. Ancak deliller şunu gösteriyor:
Şehitler Rablerinin ikramlarını bilerek ve idrak ederek yaşarlar.
Nimetlerinden dolayı sevinç içindedirler.
Kendilerine henüz katılmamış mümin kardeşlerine “korku ve hüzün yoktur” müjdesini iletirler.
Bu idrak, dünya ölçüleriyle kıyaslanamayacak kadar yüksek bir farkındalık hâlidir.
Salih müminler de kendi derecelerine göre berzahta nimetleri idrak ederler; fakat şehitlerin idrak ve saadeti çok daha üst seviyededir.
5. Berzah Cennet Değildir; Ama Cennetin Kokuları ve Nimetleri Başlar
Berzah, cennetin bizzat kendisi değil, cennetin başlangıcı, cennet nimetlerinin gölgesi, cennet mutluluğunun ön habercisi gibidir.
Bu hal, şehitlerde en parlak şekliyle, salih müminlerde ise derecelerine göre gerçekleşir.
Sonuç
Şehitler ölmez; berzaha geçerler.
Rablerinin lütuf ve ikramlarıyla diri halde rızıklanırlar.
Kabirleri cennet bahçelerinden bir bahçe gibidir.
Kendilerini ölmüş bilmezler; huzur ve saadet içindedirler.
Onlara verilen nimetler cennetin aynısı değil, onun numune ve başlangıcıdır.
Salih müminler de iman derecelerine göre kabirde cennet bahçesi gibi bir huzur ve nimete mazhar olurlar.
Duamızı beraber yapalım:
Allah’ım! Şehitlik mertebesini bizlere nasip et; iman, ihlas ve istikametle yaşamayı ve senin yolunda can vermeyi bizim için hayırlı eyle. Bizleri şehitlerin derecesine yakın amellerle yaşayan kullarından eyle. Amin.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sevaplarımız günahlarımızdan fazlaysa, yine de kabir azabı çeker miyiz?
- Müminin ölüme bakışı nasıl olmalıdır? Mümin ölümden korkar mı; korkmak günah mı?
- Kabir azabı var mıdır, bununla ilgili Kur'an'da ne gibi ayetler bulunmaktadır? Kabir azabı var ise, bu azap bedene mi yoksa ruha mı olacaktır? Kabir azabı Allah'ın adaletine ters düşer mi?
- Ölen bir insanın ruhunun daha önce yaşamış olduğu mekanları ziyaret etmesi ne derece doğrudur? Ölen kişinin ruhu gezer mi?
- KABİR
- Öldükten sonra nelerle karşılaşacağız ve nasıl bir sorgu suale çekileceğiz?
- Kabir azabını her ölen çekecek mi?
- Allah Teala şehitler için, "Onlara ölü demeyin, çünkü onlar ölü değildir." diyor. Acaba şehitler için hüküm nedir?
- Günahkarların kabirdeki hali nasıldır?
- Öldükten sonra hemen cennet ya da cehenneme girecek miyiz, yoksa kıyametin kopmasını mı bekleyeceğiz? Eğer öyleyse bu süre zarfında neler olacak?