En hayırlı insanlar Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem döneminde yaşadığına göre ve her gelen nesil bu anlamda fazilet bakımından bir öncekinden daha geri olduğuna göre, insanların bu dünyaya geliş sırasının belirlendiği bir kriter var mıdır?

Tarih: 27.02.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1. (4363)- İmran İbnu Huseyn (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir." [İmrân (radıyallahu anh) dedi ki: "Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum."] "Bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki, kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhûr eder." Bir rivayette şu ziyade var: "Yemin taleb edilmeden yemin ederler." [Buharî, Şehâdât 9, Fezâilu'l-Ashâb 1, Rikak 7, Eymân 27; Müslim, Fezâilu's-Sahâbe, 214, (2535); Tirmizî, Fiten 45, (2222), Şehâdât 4, (2303); Ebu Dâvud, Sünnet 10, (4657); Nesâî, Eymân 29, (7, 17, 18).]

AÇIKLAMA:

1. Bu hadis, ashab ve arkadan gelen tâbiîn ve etbauttâbiîn nesillerini tafdilde temel hadislerden biridir. Tahkik göstermiştir ki on üç ayrı sahabe tarafından rivayet edilmiştir ve bu sebeple, birkısım ülemâ, mütevatir olduğuna hükmetmiştir.

Hadis, mâna aynı kalmak şartıyla farklı lâfızlarla gelmiştir. Burada İmrân, sahabeden sonra iki nesil mi zikredildi, üç nesil mi zikredildi; tereddüt ifade eder. Çoğu rivayette bu şekk mevcut değildir. Ancak, İbnu Ebî Şeybe ve Taberânî'de Ca'de İbnu Hübeyre'den kaydedilen bir rivayette, "dördüncü asr"ın zikri de sabittir.

İslâm ülemâsı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın hadislerinden sonra, bağlayıcılık sırasında ashabın hadislerini (mevkuf), ashabın hadislerinden sonra tâbiînin hadislerini (maktû), tâbiînden sora etbauttâbiînin hadislerini (buna da maktû denir) esas almada bu hadisi esas almıştır. Ondandır ki, fıkıh mezhepleri, hep bu üç asırda yaşayan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) övgüsüne mazhar nesiller tarafından ortaya konmuştur. Fıkıh imamlarından İmam A'zam, tâbiîndendir, diğerleri etbauttâbiîndendir.

Bu neslin üstün olmasının bir sebebi de nübüvvet nuruyla doğrudan temastan veya o hidâyet menbaına yakınlıktan ileri gelmektedir. Ashâb vâsıtasız o kaynağın menbaından feyz alıp tenevvür etmiştir. Tâbiîn ve etbauttâbiîn ise, o kaynağı, zaman bulutu fazla kesafete boğmadan ikinci veya üçüncü perdenin gerisinden irtibat kurmuş, tenevvür etmiştir. Aradaki uzaklık çok değil azdır. Bu'diyetten ziyâde kurbiyet esastır. Bu yakınlık onlarda, sonradan gelen müteahhirînde görülmeyecek bazı vasıfları hâkim kılmıştır.

Hadisi şerifte üç nesil övülmüştür. Bu bakımdan genel itibari ile bu dönemlerde yaşayan insanlar diğer dönemlerdeki insanlardan daha hayırlıdır. Sahabiler ümmet içerisinde en üstündürler. Bu bakımdan hiç kimse onlara yetişemeyecektir. Ancak fert fert ele alındığında sonraki dönemlerde bu dönemlerdeki insanlardan (sahabeler müstesna) üstün kişiler de çıkabilir. Nitekim:

“Ümmetim yağmura benzer, başı mı sonu mu daha hayırlıdır bilinemez.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/130; Tirmizî, Edep 81.)

“Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.”(Müslim, Tahâret 39)

hadisleri de sonraki nesilleri övmektedir.

Allah Teala'nın yarattığı her şey hayırlıdır. Bu bakımdan insan hangi dönemde yaratılmışsa onun için en hayırlısı odur.

(Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun