Bir kadının yalnız başına dışarı çıkması veya sefere çıkması caiz midir?
Değerli kardeşimiz,
Kadının tesettürüne riayet etmesi kaydıyla, şehir içerisinde dışarıya çıkması caizdir. Ancak kadının tek başına sefere çıkması caiz görülmemiştir.
Önce konuya esas teşkil eden hadisleri gözden geçirelim:
Ebû Said el-Hudrî’nin rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının beraberinde babası veya oğlu yahut kocası veya kardeşi yahut nikâhı haram olan biri olmaksızın üç gün veya daha fazla süren bir yolculuğa çıkması helâl değildir.”1
Konu başka bir rivayette iki gün olarak ifade edilir. Şöyle ki:
Ebû Said el-Hudrî’nin rivayetine göre;
“Resulullah'ın (a.s.m.) yanında kocası veya yakın akrabası olmaksızın kadının iki günlük yola gitmesini yasak etti.”2
Mesele bir başka hadis-i şerifte bir gün olarak da belirtilir. Şöyle ki:
Ebû Hüreyre’nin rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, yanında kendisine nikâhı haram olan biri bulunmadıkça, bir gün ve bir gecelik yola gitmesi helâl değildir.”3
Bu hadisi delil olarak getiren İmam Evzaî ve Ebü’l-Leys şöyle demektedirler:
“Kadın yanında mahremi olmadan bir günlük yola yalnız başına yolculuğa çıkamaz, fakat bundan az olan mesafeye tek başına gitmesi caizdir.”4
Bu hadislerin açıklamasında hadis âlimleri şu açıklamayı yaparlar:
Hanefi âlimlerine göre, bir kadın beraberinde kocası veya mahremi olan bir erkek bulunmadığı hâlde, üç günlük veya daha fazla mesafeye yolculuk edemez. Fakat bundan az mesafeye beraberinde bunlardan kimse olmaksızın yolculuk etmesi caizdir. Hidaye’de de, kadının yanında mahremi olmadan yolculuk müddetinden az olan mesafeye gitmesi mübahtır.5
İmam Aynî bu konuda şu sual ve cevaba da yer verir: Eğer dersen: Hz. Âişe (r.a. ) yanında mahremi olmadan yolculuğa çıkmıştır. Ulemadan bir cemaat, bunu delil olarak getirerek kadının yanında mahremi olmadan tek başına yolculuğa çıkabileceğini söylemişlerdir. Ben de derim ki:
“Hz. Âişe bütün mü’minlerin annesi olduğundan, o herkese mahremdi. Kiminle yolculuğa çıkarsa ona mahrem oluyordu. Diğer kadınlar için bu hüküm geçerli olmaz. Bu cevap Ebû Hanife’ye aittir.”6
Bütün bu rivayet ve nakillerden anlaşıldığına göre bir hanım, dinen üç günlük bir mesafe, yanında kocası veya babası, kardeşi, oğlu, amcası ve dayısı gibi mahremleri olmadan çıkamaz, caiz değildir. Fakat bundan az bir mesafeye yanında kimse olmadan da çıkabilmektedir. İmam Evzaî’nin ictihadına esas kabul ettiği bir günlük yola dahi hanımın çıkmaması, ihtiyat bakımından daha da önem taşımaktadır. Burada, belde dışı, şehir harici kasdedilmektedir. Şehir içi için hadislerde belli bir sınırlama bulunmamaktadır. Çünkü şehir içi yerleşim bölgesi olduğundan güvenlik bakımından yeterli kabul edilmektedir.
Ancak şehir dışı yolculuklarda bazan zaruri durumlar söz konusu olabilir. Hanımın mutlaka yola çıkması gerekmektedir. Günümüz şartlarında ise mümkün olan tedbirler alındıktan sonra, yola da tek başına çıkılamayacağına, yani otobüs, tren ve uçak gibi vasıtalar kullanılacağına göre, büyük ölçüde emniyet temin edilmiş olacaktır. Böylesi hallerde yola çıkmak mahzurlu olmasa gerektir. Zaten başta da ifade edildiği gibi, yola çıkma zarureti mevcuttur.
Kadının şehir içinde tek başına taksiye binmesi de yine bu çerçevede mütalâa edilebilir. Şöyle ki: Her ne kadar taksinin içi görülse de, tek başına taksiye binen hanım bir yerde şoförle başbaşa kalmaktadır. Bunun için arka koltuğa oturmayı tercih etmeli.
Diğer taraftan bazı art niyetli şoföre rastlamak mümkün olduğu gibi, rahatsız edici konuşmalara muhatap olmak mümkündür. Bir yerde bunun önüne geçmek için akıl ve feraset melekesini kullanmalı, bu gibi insanlarla karşılaşmamaya gayret etmeli.
Bütün bunlarla birlikte bir hanımın, mecbur kalmadıkça tek başına taksiyi tercih etmemesi en güzelidir.
Hac konusuna gelince:
Bir şahsın hac ibâdeti ile mükellef olabilmesi için Müslüman, aklı başında, ergenlik çağına girmiş, hür ve muktedir olması gerekir. Muktedir olmak, maddi imkânlara ve güvenliğe sahip olmak demektir. Bunun için kişinin gerek kendisine ve gerekse geçindirmek zorunda olduğu şahıslara, hacca gidip dönünceye kadar yetecek maddî güce sahip bulunması, yolculuğu engelleyecek bir hastalık, yahut sakatlığının bulunmaması, yolun açık ve günvenli bulunması (yolda hayatî bir tehlikenin mevcut olmaması) gerekir.
Kadınların ayrıca yanlarında mahrem (nikâh düşmeyecek kadar yakın) bir akrabaları, yahut kocalarının bulunması şarttır. Böyle bir kimsesi bulunmayan, diğer şartları da taşıyan kadın farz olan haccı yapmak isterse, Şafi mezhebini takliden, güvenilir kadınların bulunduğu bir gurup içinde haccını yapabilir; bunun için sahte nikâhlara gerek yoktur.
Bu şartları taşımayan kişilere hac farz değildir. Şartları taşır iken bu ibâdeti yapmamış olanlar, sonradan şartları kaybederler ise sorumlulukları devam eder. Meselâ zengin bir şahıs, hac mevsimleri gelip geçtikten sonra devamlı bir hastalığa maruz kalırsa, yerine birini göndermesi gerekir. Bu sebeple Müslüman, imkân elverdiği anda ve ilk fırsatta bu ibâdeti yerine getirmelidir.
Şafiî mezhebine göre haccın kadına vacip olabilmesi için, kocası veya mahremi veya güvenilir bir kaç kadının bulunması gerekir. Yani kadının kocası veya mahremi varsa onunla birlikte hacca gider, yoksa bir kaç kadın bulunduğu takdirde onların refakatiyle hacca gidebilir. Şayet bunlar da bulunmazsa, emniyet olduğu halde hacca gitmeye mecbur değildir. Amma isterse gidebilir. Yalnız kadın hac farizasını eda etmiş, nafile olarak hacca gitmek isterse, ancak kocası veya mahremiyle birlikte gidebilir. Kadınlarla birlikte gitmesi caiz değildir.
Dipnotlar:
1. Müslim, Hac: 423.
2. Müslim, Hac: 416.
3. Müslim, Hac: 421; Tirmizî, Radâ: 14.
4. Umdetü’l-Karî, VII/130.
5. İbni Mace Tercümesi, VIII/69; Tuhfetü’l-Ahvezî, IV/332.
6. Umdetü’l-Karî, VII/128.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı…" ayetini nasıl anlamalıyız?
- "Bir saat ilimle meşgul olmak, altmış yıl ibadetten hayırlıdır." diye bir hadis var mıdır?
- Şafii mezhebi'ne göre abdest alırken elleri yıkamış isek, kolları yıkarken de elleri yıkamak gerekir mi?
- Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Şems-i Tebrizi hakkında bilgi verir misiniz?
- "Tevrat ellerinde iken, nasıl seni hakem tayin ediyorlar?" konusunu açıklar mısınız?
- Gayri müslimlerle münasebette ölçü nedir?
- Talak suresinin 1. Ayetinde geçen, kadının hayasızlık etmesi neyi kapsamaktadır, ne anlama gelmektedir?
- NİKÂH
- "Zalimlere en ufak bir meyil göstermeyiniz,..." Bu ayeti nasıl anlamak lazım?
- Bazı sahabilerin cennetle müjdelenmeleri, "Hiç kimse Allah'ın azabından emin olamaz!" ayetine aykırı olmaz mı?
Yorumlar
ÜÇÜNCÜSÜ: Helal sayma veya hafife alma gibi küfür delili olmayarak zinası tesbit olunmuş, önceden de başından hiç nikah geçmemiş ise, iffet sahibi müminlerin bunları nikahlamaları tahrimen mekruh, fakat nikahları sahih olur...Denirken " önceden de basından hiç nikah geçmemiş" şartı biraz daha acılabilirmi?(Zinayı helal saymadan vede hafife almaksızın nefsine uayarak buna dahil olmus ve tövbe etmiş Dul bir kadınla sahih nikah edilemiyeceği mi anlamına geliyor?)
Burada kendileriyle evlenmenin haram ya da tahrimen mekruh olduğu kast edilen kadınlar, isteyerek ve meslek edinerek bu işi yapanlar hakkındadır. yoksa, nefsine uyarak zinayı işleyen ve bundan ciddi manada muzdarip olup tevbe edenler ile evlenmek caizdir.
Özetle söylemek gerkirse Zinayı helal sayanlar ancak zina eden biriyle evlenmelidir. Zinanın haram olduğunu kabul edip nefsini uyarak zina eden bir müminin zina etmeyen birisiyle evlenmesi helaldir. Ayrıca içten ve samimi yapılan tövbeler inşallah kabul edilir.
Allah'ım affetsin bizleri maalesef bu hatayı bu ayetin varlığından bi haberken yaptım fakat daha önce danıştığım birisi dini konularda epey araştırma yapmış ve hakikaten dinine sahip birisidir. o bu konuda hocaların fetva vermekten kaçındığı ve tövbe edilse bile kesilen cezayı çekmek zorunda olduğunu söylemişti ben şu an evlilikle burun burunayım ve ayeti duyduğumdan beri korku ve kaygı içindeyim çünkü talip olduğum kişi kurs terbiyesi gömüş dini bilgileri fazlaca olan bir kişi korkum bu izdivaç helal mı olur yoksa haram mı aydınlatırsanız çok müteşekkir kalırım.
Başta da açıklandığı gibi bu konudaki hükümler 7 maddede özetlendi. Özellikle 7. maddeyi tekrar okumanızı rica ederiz.
Buna göre zinayı haram bilen ve onu hafife almayan bir müslüman zina etse bile, zina etmeyen bir kadınla evlense helal olur.
Zina meselesinin hükmü İslam Dininde açıktır. Suçunu ikrar eden veya dört şahidi bulunan birisi hakkında karar verilir. Şayet bu insan evli ise recm cezası, yoksa bekar bir insan için verilecek karar recm değildir, yüz değnek sopa vurulur.
Fakat hem kendisi suçunu açık bir şekilde itiraf etmemiş veya yaptığı bu fiili kimse görüp şikayet etmemiş ise bu insanın yapacağı tek şey günahından dolayı pişmanlık gösterip bir daha yapmamak üzere tövbe etmektir.
Ayrıca böyle bir suç işleyen kimse suçunu itiraf etse bile şu anda bunun cezasını uygulayacak bir merci yoktur. Geriye iki şey kalıyor. Biri kul hakkıdır. Varsa helalleşmek gerekir. Diğeri de Allah hakkı için tövbe, istiğfar etmek ve bir daha o günaha girmemektir.
İnsan hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’anı Kerim de, “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar.(Nisa Süresi,48;116)” buyurarak hangi günah olursa olsun affedebileceğini bildirmektedir.
Kitaplarımız da canı gönülden yapılan tövbenin Allah tarafından kabul edileceği ifade edilir. Nitekim Allah’u Teala, “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim Suresi,8) buyurarak yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayette geçen nasuh tövbe ise şöyledir:
1-Allah’a karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’a sığınmak ve pişman olmak.
2-Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak.
3-Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair bir karar içerisinde olmak.
4-Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek.
Bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuş. Nasuh tövbe şudur:
-Günahlara pişmanlık.
-Farz ibadetleri yapmak.
-Zulüm ve düşmanlık yapmamak.
-Kırgın ve küskünlerle barışmak.
-Bir daha o günaha dönmemek üzere karar vermek.
İnşallah bu şartları yerine getirirsek Allah’ın tövbelerimizi kabul edeceğinden ümitli oluruz.
Ancak insan her zaman korku ve ümit içerisinde olmalı. Ne ibadetlerimize güvenip övünebiliriz. Ne de günahlarımızdan ümitsizliğe düşebiliriz. Ben çok iyiyim, bu işi hallettim demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, beni Allah kabul etmez demek de o kadar yanlıştır. Ayrıca, suçunu anlayıp tövbe edip, Allah’a sığınmak da büyük bir ibadettir.
Allah razı olsun size herşeyi açıkca sorup ögreniyoruz. Rabbim sizeri en yüksek mertebelere koysun, selam ve dua ile.
bu konu günümüz genclerinin özelliklede imani anlamda boş olmayan genclerimizin kafasını fazlasıyla kurcalamakta ancak kimse bu konuyu cesaret edipte gerekli mercilere soramamakta idi, bu günahı işlemiş bircok kimseler kendilerince bir takım araştırmalar yapıp yanlış neticelere ulaşarak tekrar yanlış davranışlara sürüklenebilmekte idi. bu soruyu sormaya cesaret eden kardeşimizden allah razı olsun bir cok kimsenin doğru bilgi ışığında doğru davranışlar sergilemesine sebep olmuştur allah bilerek veye bilmeyerek işlediğimiz günahların pişmanlığından bizleri mahrum etmesin merhametini üzerimizden esirgemesin inşallah...
ALLAH RAZI OLSUN. güzel bir açıklama. RABBIM kimseyi şaşırtmasın inşallah.
... bu soruyu ve cevapi okuyunca inanin bana secdeye varip agladim ve Allahdan af dilledim. Sagolun bu siteyi yeni buldum ve beni bagladi Allah sizden razi olsun Saygilarimla
Allah razı olsun rabbim günahlarımızı bağışlasın.
bu tip sorularda ismin yayınlanmamış olması güzel ancak isim yayınlanması bana kalırsa yanlış sonuçlar doğurup rencide edici olabilir... Bazen bu tip sorular olmasa bile başka konularda dahi sorduğum veya soracağım soruların bilinmemesini istiyorum ilerleyen günlerde ismin geçmemesi için bir çalışma yaparsanız sevinirim. ayrıca bazı sorularda ismimin görünmesini istemem ancak bazı tip sorularda özellikle cinsellikle ilgili konularda bunu benim sorduğumu cevap verecek şahsın dahi bilmesi rahatsız edicidir. Bunun için de çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Bunu da bir tavsiye olarak alın lütfen.. Saygılarımla
zorhayata psikolojik bir cevap:
sevgili kardeşim. Günümüzde maalesef birçok kişi evlenmeden önce sizin bahsettiğiniz çerçevede ileri gitmeden günaha giriyor. Bunu biz erkekler tahmin ediyoruz. Şimdi sizin arkadaşınız evleneceği kişiye zaten tahmin edebileceği merak da etmeyeceği bir konuyu açarsa onun erkeklik gururuna yük getirir tepki vermek zorunda bırakır. En azından ağlar uzaklaşır ve mümkünse affeder. Ancak affetse de zaman zaman hatırlar ve bu soğukluk yaratır.
Bana göre bir kadın bana sormadığım halde eski günahlarını anlatıyorsa bunu ok yanlış da anlayabilirim. İnşallah o da sormaz veya sorarsa arkadaşınız günahını açık etmeyen ancak yalan da içermeyen olumlu bir cevap verir.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Böyle bir platform oluşturduğunuz için Allah sizden gani gani razı olsun. Gerçekten çok güzel bir çalışma Allah başarılarınızı daim kılsın. Soruyu soran kardeşime de ayrıca teşekkürler Allah senden razı olsun.
Arkadaşlar, isim yerine rumuz veya başka isim de kullanılabilir...
ALLAH soruyu sorandan ve cevap verenlerden razı olsun
.... Sevgi aşk denen şey insanın gözlerini kör ediyor sonra gerçekleri gördüğünde ise geriye karanlık ve pişmanlık kalıyor. Rabbim diyorum beni de şu kar taneleri gibi yap. Yeni doğmuş bir bebek kadar masum ve günahsız yap diye hep yalvarıyorum. Ama her günüm azap içinde. Yazdığınız her satırı okurken hıçkırıklara boğuluyorum. İnşallah Rabbim affeder. Ama şu bir gerçekki Allah affetse de benim gibi bir kadının artık bir geleceği yok. Ben nefsime uydum duygularıma hislerime yenildim biri beni kendine eş kabul etse bile ben kendimi kabul edemiyorum. Allah beni ve benim durumumda olanları affetsin. Bu siteyi kuranlardanda bu konuyu açanlardanda yorumlarını esirgemeyenlerdende Allah razı olsun...
Arkadaşlar bende baştan sona okudum.harika gerçekten
Bende yıllarca nefsime hakim olup zina yapmadım. Hatta kızlarla muhatab bile olmadım. son zamanlarda referansla birini tanıdım beğendim ve evlenmek istiyorum ama
sevdiğim bayan zina etmiş birkere ve çok pişman tövbe etmiş ama benim kafan inanılmaz karışık çok seviyorum onu ama kafamda iki düşünce var
1 Ben bunları hak edecek ne yaptım ? diyip kızdan vaz geçmek
2- Ben bu sorumluluğu taşıyabilirim ve bu kapasitesi kendimde görüyorum onunla mutlu bir yuva kurabilirim
diye düşünüyorum ne yapmalıyım ??
Sevgili Özcan kardeşim, gerçekten bu işe pişman ise senin o zatla evlenmen olabilir,ama yarın önceki meseleri gün ışığına çıkarırsan ,sorun yapacak olursan hem kendine hem o zata hayatı perişan edersin.Evlenince her şey değişiyor-DEVAMI OLMAYAN BİR ŞEYDE LEZZET YOKTUR.O yüzden kardeşim,senin gibi iffetini muhafaza etmiş birine daha iffetli biri yakışır.Pişman olmayacaksan ve pişman etmeyeceksen devam et.Allah seni ve bizi bu zamanın cazibedar fitnelerinden muhafaza etsin..
BENİM ARKADAŞIM ZİNA ETMİŞ ÇOK PİŞMAN KENDİ İSTEĞİ İLE DEĞİL ERKEK ARKADAŞININ İSTEĞİ İLE OLMUŞ ŞİMDİ DE AYRILDILAR KIZ ÇOK TEMİZ BİRİ BİR HATA YAPMIŞ BİRAZ KANDIRILMIŞ GİBİ İNTİHARI BİLE DÜŞÜNÜYOR.TEMİZ BİR YUVA DİLİYOR AMA EŞİNE NE DİYECEĞİNİ DE BİLMİYOR 1 KERE YAPMIŞLAR ÖYLE AŞIRI BİR ŞEY YOK AMA HARAMA GİRMİŞ GERÇEKTEN ÇOK TEVBE EDİYOR AKLINI KAYBEDECEK GİBİ BEN ONUN GERÇEKTEN GÜNAHINDAN ACI ÇEKTİĞNE İNANIYORUM NEFES BİLE ALAMIYOR İNANIN ŞİMDİ O EVLENİNCE EŞİNE ANLATMALI MI BUNU ANLATIRSA ALLAHIN SETTAR İSMİNE KARŞI ÇIKMIŞ OLUR MU VE BU İNSAN TEMİZ BİR EVLİLİK YAPMASI CAİZ DEĞİL Mİ NE YAPSIN BEN BİR ÇÖZÜM BULAMADIM UTANCINDAN ALLAHA DUA BİLE EDEMİYOR.HER İNSAN HATA YAPAR ÇOK PİŞMAN YA BENİ EŞİM KABUL ETMEZSE DİYOR ÖYLE EŞİ TARAFINDAN ANLAŞILACAK BİR ŞEY OLMAMIŞ AMA ONA ÇOK AĞIR GELMİŞ ŞİMDİ NE YAPMALI BU MAİLİ ATTIĞIMI BİLMİYOR AMA ONU RAHATLATICI BİR CVP VERMELİYİM
tevbeyi allah bile kabul edior bence o insanla evlenin hata insan için bir gün sizin o hatayı yapmayacağınız ne malum
Daha önce zina etmiş birisi bunu eşine söylemek zorunda değildir. Fitneye sebep olacağından söylememesi gerekir. Söylemediğinden dolayı eşi kendisine haram olmaz.
-Kişinin bir günahını -eşi de olsa- başkasıyla paylaşmak ayrıca bir günahtır. Allah’ın gizli kalmasına izin verdiği ve öyle kalmasını istediği bir günahı başkasıyla paylaşmak, O’nun gizlilik hikmetine ve arzusuna aykırıdır.
Kaldı ki, zina gibi bir suçu eşiyle paylaşmaya kalkmak, hayat boyu onun huzursuz yaşamasına da neden olur. Nereden bakarsanız bakın, günahı başkasıyla -özellikle de eşiyle- paylaşmak ikinci kez bir günah olur.
Allah ile kul arasındaki bu günahı yalnız onun dergâhına arz etmek, bundan dolayı tevbe ve istiğfar etmek gerekir ki, hem dünya, hem de ahiret hayatı mutlu, kutlu olsun.
Allah'ın rahmeti ve merhameti hakkında bilgi için tıklayınız...
Eğer zina yapmamış bir kişi bir kere yapıyım sonra tövbe ederim diyorsa; Allah merhametine güvenip de bilerek günah işleyenleri çok zor affedecegini söylüyor arkadaşlar dikkattt edin...
Allah razi olsun soranlardan ve cevaplayanlardan...
Tamam Rabbim elbetteki merhametlidir..
Peki şu an yaşadığımız cemiyet hayatında, neden erkeklerin bu fiili hep affa layık görülürde, bayanlar yapınca aynı şeyi evlenmeye değer görülmez?
Nasıl olsa zina yapan zina yapmayanla evlenebilir düşüncesiyle, erkekler bu haram fiile devam etmezler mi o zaman?
Yanlış bir şey söylemekten Allah'a sığınırım...
insanlar islamdan uzak yaşadıkları için ve dini anne babanın bildikleri ile yaşadığı için bu tarz problemler yaşanıyor maalesef. Zina haram ve haram olanın kadını erkeği olur mu? Anneler babalar erkek evlatlarının yaptıklarını iftiharla anlatıyorlar ama kızlarından utanç duyuyorlar ve bu sonraki nesle de böyle aksediyor. Allah burada pişman olan bir insana şans verdiyse bunun neresi kötü. Burada yanlış olan haşa Allah'ın hükmü değil. Sorgulamanız gereken insanların yanlışı. Nasıl olsa affedilirim diye düşünmek veya yukarıdaki arkadaş gibi utancından Allah'a dua edememek şeytanın vesveseleridir. Affedilmek için başka Allah mı var (haşa) bin defa yapsan da pişman olabiliyorsan günahından tövbe edeceksin bir daha yapmamak üzere. Affını dileyeceksin...
Rabbim pişman olanları affetsin inşaallah.
Öncelikle siteyi hazırlayan ve siteye bir şekilde emeği geçen herkesden Allah (c.c) razı olsun diyorum. Allah (c.c) ve Resulü en iyi bilendir.
Allah razı olsun...en son paragraf herseyi çözüyor...Rabbim tövbelerimizi kabul eder inşaalah...Rabbim bizleri şaşıranlardan etmesin...
burada yazılanlar gerçekten çok güzel ancak üzülerek farkediyorum ki bazı arkadaşlarımız iblisin kucağına düşmüş ve tövbe edemiyorum utancımdan diye kıvranıyor ALLAH yaradan bile affediyor hatalarınızı siz neden kendinizi affetmiyorsunuz suçu kendinizde görüp hayatınızı karartmayın ha elbette ki suçu tamamen karşı tarafa atıp kendinizi temize çıkarmaya da çalışmayın umutsuz olmayın lütfen yanlışa düşmeyin ALLAH içten yapılan tövbeleri kabul eder hem ben zina yapmış kızla evlenip evlenmeme konusunda kararsızım diyen erkeklere seslenmek istiyorum toplumumuz ikiyüzlü toplumda sadece namus kadın üzerinden yürütülüyor bu bayanlar tek başına zina yapmıyorlar sonuçta onları kandıran elde etmek için aşkı sevgiyi kullanan insafsızlar var ve bunlar evlenecekleri zaman bakire kız isterim diye tutturuyorlar ve geçmişlerini büyük bir pişkinlikle unutuyorlar namuslu kesiliyorlar asıl namussuz böyle erkeklerdir ha tövbe edip pişman olanlar istisna ne yani şimdi sırf bakire değil diye onunla evlenmeyecek misiniz onun kişiliği dürüstlüğü inançları karakteri hiç mi önemli değil nice kızlar var sürekli bunu hayal edip duruyorlar ama sırf icraate dökmedikleri için bu çirkin eylemleri bakire kalıyorlar ya da türlü yolla işilkiye giriyorlar ya da ne bileyim karaktersiz kişiliksiz oluyorlar ama sırf hiç zina etmemiş olmaları onları evlenecek kız kılıyor yanlış bunlar ben hiçbir kızımızın kardeşimin ablamın bu yanlışı yapmasını onaylamıyorum ama toplum olarak yanlış yapıyoruz erkeklere namus eğitimi vermiyoruz kızlarımızı baskıyla dayakla şiddetle korkutoyorz tabi baskı unsuru ortadan kalkınca kızımız yanlışa düşüyor peki erkek çocuklarımız neden onları günaha teşvik ediyoruz milli olmak kavramıyla veya başka şekillerde baba oğlunun kaç kızla beraber olduğunu duyunca övünüyor bu mudur namus bu mudur edep ahlak toplamalıyız kendimizi toplum olarak erkeklerimize de bazı değerleri aşılamaylıyız evlenene kadar beraber oldukları kızlar da başkasının kızı bacısı belki de yarın ana olacaklar yanlışları fark etmek de bir erdemdir lütfen umutsuzluğa düşmeyin kişiliğinizi kırılan onurunuzu ve kaybettiklerinizi ancak tövbeyle ve kendinizi geliştirerek kazanırsınız saygılarımla...
Arkadaşlar ben bu siteyi yeni gördüm.öncelikle bu soruyu soran ve bu soruya cevap veren herkesten Allah razı olsun. insan bu tarz yanlışlar yapınca ve pişman olunca ne yapacağını bilmiyor. Kimseyede anlatamıyor ama burdanda öğrendim ki zaten anlatmamak gerekirmiş. Şunu söylemek istiyorum kimse kimseyi kınamasın aman ben yapmam demesin gün geliyor sen yaptıklarına inanamıyorsun. Benim başıma ne geldiyse büyük konuşmak ve kınamaktan geldi. Allah cümlemizin tevbelerini kabul etsin...
allah razı olsun bu siteyi hazırlayanlardan gerçekten herkez kendisinden sorumludur kız olsun erkek olsun bu büyük günahı allah affetsin bu olayın yalnızca bayanlara mal edilmesi çok üzücü çok adaletsiz toplumumuzda ama sonuçta insanız bayan yada erkek bi şekilde günaha girebilir önemli olan samimi tövbe edilmesi allah kabul etisn inşş ...
editörlerimize teşekkür ediyorum çok açıklayıcı olmuş son özet kısmı özellikle
bu ayeti kerimeyi okuduğumda hissettiklerimi ben biliyorum.ve sizin açıklamalarınız aydınlattı.düşündürttü.
burda mevzu bahis olan bayanlar.toplum bir erkeğin bunu yaşamasını malesef meşrulaştırmış.doğal saymış.sorgulamamış.
ben yıllarca sanardım ki hakikaten bu sadece bayana günah yada suç.oysa değil.olmamalı.emir ve yasaklar insanlara indirildi.hepsi.sadece zamanla toplum bunların bir kısmını bayana yükledi.
tüm bunları yukarıda bir soru var.ona istinaden yazıyorum.iyi bir kardeşimiz bir bayanla evlenmeye karar vermiş ancak bayanın geçmişi kardeşimizi tedirgin etmiş.verilen cevapları da okudum.şunu merak ediyorum o bayan nezdinde bu durumda olan tüm bayanlar adına neden o bayanların yürüdükleri yolda destek olmak varken kurtuluşuna vesile olmak dururken neden sırf bundan dolayı el uzatmıyorsunuz.belkide YARADAN sizleri bu yüzden karşılaştırdı.bir birinizin kurtuluşuna vesile olun diye.bir bayanın helal dairede yaşamını sürdürmesine vesile olmak az şey mi bu toplumda bu çağda.kolay olduğunu söylemiyorum kabullenmenin ne kadar zor olduğunu n farkındayım.ancak şunu bilin ki bir bayan için bu durumla yaşamak çok da ha zor.o kendi içindede toplum tarafından da yargılanan.suçlu görülen.ayrıca bir insan yaşadıklarından öğrendiklerinin tümü değil midir.bir insanı niye severiz.bizi mutlu eden yada mutluluğu alacak olan sadece bu mu.
eğer bu kadar hassas yaşayan bir beyefendi aynı azap içinde olsaydı.RABBİNDEN onu doğruya yaklaştıracak bir eş isteseydi.ve o eş adayı sadece bundan dolayı gitseydi ne hissederdi.acaba yeniden tüm inancı ile birine yüreğini açabilir miydi.
insanları asıl tedirgin eden toplumun bakış açısı.çünkü bir erkek bir bayanı ne kadar severse sevsin bayanın ne kadar pişman olduğunu ,Allaha iyi bir kul olmak ve günahının affedilmesinden başka bir derdi olmadığını görse de toplumsal öğretiler den dolayı erkek asla bayana tam olarak güvenmez bu durumu içine sindiremez.aynı erkeğe şunu sormak isterim başka bir büyük günah işeyen ve tövbe eden biri ile karşılaşsa tutumu aynı olur mu.yada bu günaha bulaşan bir beye aynı tepkiyi gösterir mi.pişman olan ALLAHIN kapısında medet uman bir bey ile kız kardeşini evlendirirken aynı tedirginliği yaşar mı.yoksa kız kardeşine bu beyin hidayete ermesinde rehber olmasını mı tavsiye eder.
bayanlar bu toplumsal öğretilerden dolayı acı çekiyorlar.öyle ki bu toplumun çoğu kesiminde hatanın telafisi yok.bir kez yaptıysanız tüm hayatınız boyunca bunun cezasını çekiyorsunuz.içinizde yaşadığınız gözyaşı pişmanlık vicdan azabı ötelerde göreceğiniz azap kimsenin umrunda olmuyo.yapmasaydın.söylenen bu.
bu durumda bayan yanlızlığa itiliyor.insan sosyal bir varlık eğer ona kapı açan inananlar olmuyorsa oda inanmayanların yada yapılanları yaşananları meşru gören insanlara yaklaşıyor.sizce ne yapmalı bayan.tüm samimiyetimle soruyorum.
eşe durum söylenmemeli diyorsunuz.bazı durumlarda bu imkansız.ve sırf bundan dolayı giden bir bey bayanın dünyasında oluşturacağı yıkımın farkında mı.yada bayanın bu olaydan sonra yürüyeceği yolun ne olacağını kestirebiliyor .mu.tabiki tüm bu soruları bana ne ya.bedelini niye ben ödeyeyim.TEMİZ biri varken neden bununla evleneyim diye düşünenlere sormuyorum.TEMİZLİK SADECE BUYSA YERDEN GÖĞE KADAR HAKLILAR.
bir çoğumuz başımıza gelmeden musibetler bol keseden atarız.insan bir bütündür.günah işleme fıtratı üzerine doğmuştur.geçmişi ile yargılanamaz.gibi.ancak iş bize geldiğinde bunu unutuyoruz.biz kimiz.ne haddimize bi insanı günahından dolayı yargılamak hemde pişman olan birini.ONU YARADAN bile af kapısını açmışken biz nasıl kapatırız.bu vebalin altına nasıl gireriz.bir bayanın temiz olmasının tek koşulu bu mudur.iyi bir eş olmanın iyi bir anne iyi bir emanetçi.
bir çok bayan arkadaş bundan dolayı mağdur.hakikaten mağdur.dışlanmış.bazı bayanlar bu yoldan dönmek isteseler bile toplumsal öğretilerden dolayı hala ordalar.bazıları kurtuluşu ölümde arıyor.hiç duydunuzmu zina ettiği için intihar eden bir erkeği.yada düğün sabahı babasının evine gönderileni.yada ailesi tarafından katledilen birini.ben duymadım.söyler misiniz zina sadece kadına mı haram.iffetini korumak zorunda olan sadece bayan mı.
şuna tüm kalbimle inanıyorum.bir günahı işlememek bizim marifetimiz değil ALLAH IN LUTFU BİZE SUNDUĞU.hiç kimse bir karar alayımda hayatımı karartayım demez.bu fıtrata aykırı.ancak düşene sırt dönmek kolay olan.yargılamak.dışlamak.
bir günahı yargılamak affetmek hiç bir zaman insanoğlunun haddi olmadı olmamalı.