BELEDİYE OTOBÜSLERİNE PARASIZ BİNME
Içinde yaşadığımız bozuk düzenin hakkını yemek caiz olur mu? Meselâ otobüse 2 liralık yerine 1 liralık bilet atmak gibi. Caiz değilse şimdiye kadar yaptığımız haksızlıkları kime helâl ettirecegiz?
Düzen ne kadar bozuk olursa olsun devlet, hakiki değil hükmî bir şahsiyettir ve yaptığı harcamaları ve hizmetleri kendi parasından değil yine halkın parasından yapmaktadır. Dolayısı ile devletindir denilip aşırılan paralar, ya da elektrik, su, ulaşım vasıtaları vb. şeylerden yararlanıldığı halde verilmeyen bedelleri aslında milletin fertlerinden aşırılmış olur. Onun için buna caizdir diyebilmek, millet fertlerinin fırsat bulabilenleri, bulamayanlarını soyabilir demek olur. Öyleyse bunu inananların yapmaması gerekir. En zayıf düşünenlere göre bile, bu şüpheli bir konudur. Halbuki, Rasûlüllah Efendimiz (sav), "Şüpheli şeylerden kaçınan dinini ve ırzını korumuş olur"(Buhari, Iman 39, Buyû` 2; Müslim, Musakât 107,108; Ebu Davûd, Buyû` 3) buyurmuştur. Kendileri de, somut bir küfür düzeni olan Mekke toplumunda bulunmuş olmasına rağmen her konudaki güvenirliği ile "Muhammedü`1-Emîn=Güvenilir Muhammed" ünvanını almışlardı.
Bu noktayı inananların çok iyi düşünüp değerlendirmesi gerekir. Çünkü öyle bir yönteme iki düşünceden biriyle başvurulmuş olabilir:
l. Mevcut sistemlerin ekonomik tercihleri "vahşi kapitalizm" olduğu, zengin fakir demeden halktan topladıkları paraların çok büyük bir yekününü ya mutlu azınlığın israf harcamalarına, ya da kazandıklarının çoğunu Isviçre`de, Amerika`da, Israil`de bloke eden oralarda harcayan, milletini düşünmeyen zenginlere, gerçek anlamda karşılıksız denebilecek kredilerle verdiği için devletten aşırmak, aslında bu tür israflara engel olmak, dolayısı ile "Hakça Düzen"in kurulmasını kolaylaştırmak demektir diye düşünülmüş olabilir.
2. Biz de devletin vatandaşlarıyız. Devlet, vatandaşlarına bakmak zorundadır. Öyleyse bu hizmetlerden bedava yararlanmalıyız, denebilir.
Bu mülâhazaları şöyle cevaplandırabiliriz:
1. Islâm, sadece gayenin değil, gayeye götüren vasıtanın da meşru olmasını emreder. Eğer gaye, "Hakça" denen adalete kavuşmaksa en kestirme yolun haklara riayet etme olduğu bilinmelidir.
2. Devlet (bizim anlayışımızda) herkese değil, muhtaç olan vatandaşına bakmak zorundadır. Malı olana, malı olmasa dahi iş bulup çalışabilene, o da yoksa yakınlarından nafaka alma durumunda olana bakmak zorunda değildir. Bunların hiçbirine sahip olmayana bakmak zorundadır. Hak ve adalet noktasından bakınca izinsiz almak asla doğru değildir. Bu gün fakir ve muhtaç olanların istifade edebilmesi için uygun kurumlar vardır. Bu yaollarla istifade etmek gerekir.
Şimdiye kadar aldıklarınızı ise millete (hayır kurumlarına) iade edeceksiniz.
BENZER SORULAR
- KOLONYA KONUSU VE DAYANDIĞI DELİLLER
- Günahların insana verdiği zararlar nelerdir?
- KAPORA ALMAK VEYA VERMEK DİNİMİZCE CAİZ MİDİR?
- Çocuğuna sokağa atan anne sorumlu mu?
- GABN (ALIŞVERİŞTE ALDATMAK)
- GÜNAH
- Evladın maddi kazancını bir baba dilediği gibi el koyup sahiplenebilir mi? Yoksa bunun bir sınırı var mıdır?
- Cuma, seferi olan kimseye farz değildir, diyorlar. Seferi olan kimse cuma namazını kılmayacak mı?
- AMME HUKÛKU
- İŞÇİ, İŞÇİLİK