Mısır melik Mukavkıs, İslâma davete nasıl karşılık vermiştir? Peygamberimiz (s.a.v.)'in bu mektubu günümüze kadar ulaşmış mıdır?

Tarih: 02.06.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hicretin 7. senesi, Muharrem ayı. (Milâdî 628.)

Bu tarihte, ashabdan Hatıb bin Ebî Beltaa, Peygamber Efendimiz'den aldığı Mukavkısa hitaben yazılmış İslâma dâvet mektubu ile Mısır'a doğru yola çıktı. Gece gündüz yoluna devam eden Hz. Hatıb, o sırada İskenderiye'de bulunan Mukavkıs'a Resûl-i Ekrem Efendimizin mübârek mektubunu sundu. Hükümdarın okuttuğu mektupta Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) ona hitaben şunları yazıyordu:

"Bismillahirrahmanirrahim! Allah'ın kulu ve Resûlü Muhammed'den Kıbtilerin büyüğü Mukavkıs'a!"

"Hidâyet yoluna uyanlara selâm olsun! Bu duâ ve temenniden sonra ben, seni İslâma dâvet ediyorum. Müslüman ol ki, selâmete eresin. Müslüman ol ki, Allah ecrini, mükâfatını iki kat versin. Eğer, bu dâvetimden yüz çevirirsen, Kıbtilerin günâhı senin boynuna olsun!"

"De ki: 'Ey kitap ehli olan Hristiyanlar ve Yahudiler! Sizinle bizim aramızda müşterek bir söze gelin: Allah'tan başkasına ibâdet etmeyelim, Ona hiç bir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi rab edinmeyelim.' Eğer onlar yüz çevirirlerse, siz deyin ki: 'Şâhid olun, biz Müslümanlarız."' (Âl-i İmrân Sûresi, 64.) 1

Mektup okunup bitince, Mukavkıs: "Hayırlı olsun" dedi ve elçi Hz. Hatıb'a izzet ikramda bulundu. Sonra da Server-i Kâinat Efendimizin mübârek mektubunu fil dişinden bir kutu içine koyup, kutuyu mühürledi.2

Mukavkıs'ın İkrarı

Bir gece vakti Mukavkıs, Hatıb bin Ebî Beltaa'yı huzuruna çağırttı. Yanlarında sadece tercümanı bulunuyordu. Uzun uzadıya konuştuktan sonra, Mukavkıs sonunda, Müslüman olmadığı hâlde, Peygamber Efendimizin risâletini ikrar edip şöyle dedi:

"Ben, bir peygamberin geleceğini biliyordum. Lâkin Şam'dan çıkacağını tahmin ediyordum. Çünkü, daha evvelki peygamberlerin çoğu oradan zuhur etmişlerdi."

"Gerçi, son peygamberin, Arabistan'da, sertlik, darlık, yoksulluk ülkesinde çıkacağını da kitaplarda görmüştüm."

"Allah'ın kitabında sıfatlarını yazılı. bulduğumuz peygamberin ortaya çıkma zamanı da tam bu zamandır. Fakat, ona uymak hususunda, Kıbtiler beni dinlemezler. Ben, saltanatımdan ayrılmaya da kıyamayacağım."

"O peygamber, memleketlere hâkim olacak, kendisinden sonra da sahabîleri bu meydanlarımıza kadar gelip yerleşeceklerdir. Sonunda şuradakilere galip geleceklerdir."3

Bu konuşmasıyla Peygamberimiz (s.a.v.)'in risaletini ikrar eden Mukavkıs, ne yazık ki, saltanatı elinden gider endişesiyle ne halkına olup bitenlerden bahsetti ve ne de Müslüman oldu.4 Saltanat, hükümdarlık sevgisi onu iman saadetinden mahrum bıraktı.

Dünya saltanatının sevgi ve muhabbeti gönlünde ağır basıp, iman etmeye yanaşmayan Mukavkıs, bununla beraber Peygamber Efendimize bir mektupla, bazı kıymetli hediyeler ve iki tane de câriye gönderdi.5

Bütün bunlardan sonra Hz. Hatıb bin Ebî Beltaa'yı İskenderiye'den uğurlayan Mukavkıs ona, "Sakın, Kıbtiler senin ağzından tek kelime bile işitmesinler." dedi.6

Mukavkıs'ın Gönderdiği İki Câriye ve Hediyeler

Mukavkıs'ın, Resûl-i Ekrem Efendimize gönderdiği iki câriye Mariye ile kızkardeşi Sîrin idi. Hatıb bin Ebî Beltaa Hazretleri, onlara yolda İslâmiyeti anlattı ve Müslüman olmalarını teklif edince, Müslüman oldular.

Daha sonra Peygamber Efendimiz Hz. Mâriye'yi kendisine nikâhlayıp zevceliğe aldı. Sîrin'i ise şâiri Hassan bin Sabit'e (r.a.) verdi.7

Mukavkıstan gelen diğer hediyeler ise şunlardı:

Ak tüylü iki katırla bir merkep, Bin miskal altın,Yirmi kat Mısır işi ince elbise, Billur bir bardak, Kokulu bal, misk gibi güzel kokular, vs.8

Hediye edilen katıra Düldül, merkebe ise Ufeyr adı takıldı. Mukavkıs'ın ülkesinde beş gün kadar kaldıktan sonra, oradan ayrılan Hatıb bin Ebî Beltaa Medine'ye gelip Resûl-i Ekremin huzuruna çıkarak bütün olup bitenleri anlattı ve Mukavkıs'ın mektubu ile gönderdiği hediyeleri takdim etti.

Mukavkıs, cevabî mektubunda şöyle diyordu:

"Muhammed bin Abdullah'a, Kıbtilerin büyüğü Mukavkıs'tan. Selâm olsun sana."

"Bundan sonra derim ki: Mektubunu aldım, okudum. Mektubunda zikrettiğin ve beni dâvet ettiğin şeyleri anladım."

"Gelecek bir peygamber daha olduğunu biliyordum. Ancak onun Şam'dan zuhur edeceğini tahmin ediyordum."

"Elçini ağırladım. Sana Kıbtîlerin yanında mevkiileri yüksek iki câriye ile elbiseler gönderdim. Binmen için de sana bir katır hediye ettim. Selâm olsun sana!"9

Mektup okunup bitince Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurdu: 

"Bedbaht adam! Saltanatına kıyamadı. Fakat, üzerinde titrediği saltanatı, kendisine kalmayacaktır!"10.

Peygamberimiz (s.a.v.)'in Mukavkıs'a Gönderdiği Mektubun Aslı

Resûl-i Ekrem Efendimizin, Mukavkısa gönderdiği mübârek mektupları halen İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Mukaddes Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir.

Mektup, Hicretin 1267 senesinde Mısır'ın Ahmim beldesinde bulunan eski bir Manastırdaki Kıbti kitapları arasında olduğu anlaşılmış, bunun üzerine Sultan Abdülmecid Han tarafından satın alınarak İstanbul'a getirilmişti.

Bu mübârek mektup, 16x19 cm ebâdında, kahverengi bir deri üzerine siyah mürekkeple yazılmıştır ve on iki satırdan ibârettir. Mektubun altında Resûl-i Ekrem Efendimizin mührü bulunmaktadır.

Mektupta yer yer güve yenikleri ve delikleri de vardır.11

Dipnotlar:

1. Zâdû'l-Mead, 3:72; İnsanü'l-Uyûn, 3:295-296.
2. Tabakât, 1:260; Uyunü'l-Eser, 2:266.
3. Tabakât, 1:260; Uyunü'l-Eser, 2:266.
4. Tabakât, 1:260; Uyunü'l-Eser, 2:266; İnsanü'l-Uyûn, 3:296-297.
5. İnsanü'l-Uyûn, 2:266.
6. A.g.e., 2:266.
7. Tabakât, 8:212-213.
8. A.g.e., 1:485; İnsanü'l-Uyûn, 3:297.
9. Tabakât, 1:260; Zâdü'l-Mead, 2:72; Uyunü'l-Eser, 2:266.
10. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyûn, 2:266.
11. Tahsin Öz, Hırkâ-i Saadet Dâiresi ve Emânet-i Mübâreke, s. 29-30.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun