Hz. Ömer'in, eşini çok kıskandığı için, onun camiye gitmesini yasakladığı doğru mudur?

Tarih: 07.04.2012 - 11:52 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Her insan gibi, Hz. Ömer de eşini kıskanır. Ancak Hz. Ömer’in, eşinin camiye gitmesini yasaklaması gibi bir durum söz konusu değildir. Aksine, buna engel olmadığını gösteren rivayetler vardır:

“Hz. Ömer’in bir hanımı vardı ki her gün sabah ve yatsı namazlarını mescitte cemaatle kılardı. Kendisine, "kocası Ömer’in bundan hoşlanmadığını ve kıskandığını bildiği halde niçin namaz için mescide gelmekte ısrar ediyorsun", denilince şöyle karşılık verdi. Ömer’in benim mescide gelmeme yasak koymasına Hz. Peygamber’in “Allah’ın bayan kullarını Allah’ın mescitlerinden men etmeyiniz.” hadisi engel oluyor. (Buhârî, Cuma, 13)

“Ömer İbni’l-Hattâb’ın hanımı Âtike binti Zeyd camiye gitmek için Ömer’den izin ister, Ömer ise cevap vermez susardı. Bunun üzerine o, yemin ederim bana engel olmadığın sürece gideceğim derdi, Ömer ise ona engel olmazdı." (Mâlik, Muvatta, Kıble, 14)

Hadis kaynaklarında konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber’in açık beyanları yer almaktadır:

“Birinizin hanımı camiye gitmek için izin isterse, onu engellemesin.” (Buhârî, Ezan, 162; Cuma, 13; Müslim, Salat, 134)

“Allah’ın bayan kullarının Allah’ın mescitlerine gitmelerine engel olmayın.” (Buhârî, Cuma, 13; Müslim, Salat, 136)

Hz. Peygamber (asm) zamanında namaz için erkekler gibi kadınların da mescide gittiklerine ve cemaatle namaza iştirak ettiklerine dair rivayetler de vardır. (bk. Müslim, Salat, 133; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 2/33)

Diğer taraftan, Hz. Peygamber Efendimizin,

“Evlerinde kılmaları daha hayırlı olmakla beraber, hanımlarınızın camilere gitmelerini engellemeyin”,

“Kadının evinin özel odasında kıldığı namaz oturma odasında kıldığı namazdan, odasının gizli bir köşesinde kıldığı namaz, odasında kıldığından daha hayırlıdır.” (Ebû Dâvud, Salat, 52-53)

buyurduğu bilinmektedir.

Ayrıca Hz. Peygamber, kendisine gelerek “Ey Allah’ın elçisi sizinle beraber namaz kılmayı seviyorum." diyen bir kadına şöyle cevap vermiştir:

“Benimle namaz kılmayı arzu ettiğini biliyorum, ama evinin özel odanda kıldığın namaz, oturma odasında kıldığın namazdan, oturma odasında kıldığın namaz, evin salonunda kıldığından, o da kendi kavminin mescidinde kıldığın namazdan, kendi kavminin mescidinde kıldığın namaz ise benim mescidimde kıldığın namazdan daha hayırlıdır.” (bk. Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 2/34)

Ayrıca Hz. Aişe, gelişen olaylar üzerine,

“Hz. Peygamber, kadınların yeni yeni icad ettikleri şeyleri görseydi, İsrailoğulları kadınlarının men edildiği gibi onların camiye gelmelerini yasaklardı.” demiştir. (Buhârî, Ezan,163; Müslim, Salat, 144; Muvatta, Kıble, 15)

Buna göre kadınların camilere, ilim meclislerine katılmalarında dini açıdan bir sakınca yoktur. Ancak hem erkeklerin hem de kadınların dikkat etmesi gereken kurallar vardır. Bu kurallara uyulup uyulmamasına göre de verilecek hüküm değişebilecektir. Hadislerde ve fıkıh kitaplarımızda geçen farklı hükümleri de bu bağlamda anlamak gerekir. (bk. Merğınânî, el-Hidaye, el-Mektebetü’l-İslâmiyye, ty. 1/57; Fetâvây-i Hindiyye 5/346)

Toplum içerisine çıkan erkek-kadın her insanın; etrafındaki insanları hem maddi hem de manevi anlamda rahatsız etmeyecek şekilde; ruh, beden ve davranışlardaki temizliğe dikkat etmesi gerekir. Bunlara uyulmadığı durumlarda, rahatsız edenler de rahatsız olanlar da vicdanlarına da danışarak kararlarını kendileri verebilirler.

Bu durum, sadece kadınların camiye gitmesiyle sınırlı değildir. Bütün insanları, hayatlarının bütün yönleriyle ilgilendirmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun