Mülk Suresi 5. ayette geçen, şeytanların yıldızlarla taşlanması olayını, nasıl anlamalıyız?

Tarih: 29.04.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Andolsun ki biz, göğü yıldızlarla bezedik ve bazılarıyla şeytanların taşlanmasını sağladık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık." (Mülk, 67/5)

Şihab (Kayan Yıldız, Düşen Meteorit) :

Cenâb-ı Hak, bu âyette, cin ve şeytanlara birer roket anlamında fırlatılan yıldızlardan, meteoritlerden söz ederken «rücû-men li'ş-şeyatin» sözünü kullanmıştır. Hicir Sûresi 18, Saffat Sûresi 10, Cin Sûresi 8,9. âyetlerle «şihab» ve «şühüb» isimlerini kullanmıştır. Uzayda meydana gelen olayların bir kısmını rasathanelerdeki gözlemlerle tespit edip onları astrofizik açısından değerlendirebiliyoruz. Ancak bu olayların içyüzünün dayalı olduğu hikmeti bilemiyoruz. Çünkü biz insanların bu husustaki bilgimiz deney ve gözleme dayanmaktadır. Oysa her olayda yer alan görevli meleklerin önceden programlandığı şekilde olayları düzenledikleri bir gerçektir.

Biz meteoritlerle ilgili, ancak güneş sisteminde ve ona çok yakın olan sistemlerde yer alan ve bir çoğu hakkında belirli, yani hesaplanmış yörüngeler üzerinde hareket eden gök cisimlerinin bulunduğunu tespit edebiliyoruz. Oysa diğer sistemlerde sayısı, belirsiz buna benzer olaylar cereyan etmektedir. Cenâb-ı Hak, İlgili âyetle bu meteoritler hakkında bilgi vermekte ve sebeplerinden birini açıklamaktadır.

Bilindiği gibi, kâfir olan cinler ve bir de şeytanlar ışından yaratılmışlardır. Göklere çıkma yeteneğine sahiptirler. Fezada yine sayısı belirsiz melekler, emir ve komuta zincirinde ilâhî buyruk gereği devamlı haberleşme halindedirler. Şeytan ve kâfir cinler bu esrarlı âlemde inen haberleri dinlemek isterler. Oysa bu onlara yasak kılınmıştır. Yükselmeye başladıkları zaman «şihab» denilen meteoritler birer roket veya nükleer başlıklı füze gibi onlara fırlatılır ve böylece geri dönmeleri sağlanır.

Olayın içyüzü astrofizik açısından bilinmese de kâinatın çok mükemmel işleyen düzenine bakıp bu olaya inanmak gerekir.

Meteoritlerin kendi ışınları yoktur. Dünya çekim alanına girenleri atmosferde sürtünmeden dolayı akkor haline gelir; kimi parçalanıp toz haline girerken, kimi de yeryüzüne düşebilmektedir.

Konuya astrofizik (yani fizik ilminin astronomiye uygulandığı ilim dalı), astronomi ve astronomik uzaklıklar açısından bakıldığı zaman, kâinatın büyüklüğü, ilâhî kudretin sınırsızlığı çok daha rahat anlaşılabilir.

Yalnız Samanyolu denilen galaksiye bakılınca, en az yüz milyon yıldızın onu oluşturduğu görülür. Güneş ise bu yıldızlardan sadece biridir. Şüphesiz bu galaksiden başka uzayda birçok galaksiler vardır. Onlardan bir kısmı o derece uzaktır ki ışıkları bize yüz milyonlarca yılda ancak ulaşabilmektedir. Bu da kâinatın akıl almaz büyüklükte olduğunun bir başka belgesidir.

Yapılan astronomik hesaplara göre, en parlak yıldız olan Sirius, dünyamızdan sekiz ışık yılı, yani 75.684.400.000.000 km. uzaklıktadır.

Günümüzde yıldızlar hakkında bilgi edinmenin başlıca dört metodu söz konusudur. Tayf analizi, Dopper etkisi, fotometre ve fotoğraf..

İlgili âyetle, gerekli metotlarla araştırma yapılmasına işaret edilmekte ve insan aklı harekete geçirilmek istenmektedir. (bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Anadolu Yayınları: 12/6292-6293.)

İlave bilgiler için tıklayınız:

Andolsun ki biz, göğü yıldızlarla bezedik ve bazılarıyla şeytanların taşlanmasını sağladık...

Yıldız kayması ne demektir nasıl anlamalıyız? Yıldız kaymasına bakılmasının dinen herhangi bir sakıncası var mı?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun