Kurban olarak kesilecek hayvanın sütünden veya yününden faydalanmak caiz midir?

Tarih: 17.06.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kurbanlığı önceden alıp bizzat beslemek, özellikle günümüzde imkânı olanlar için güzel bir şeydir. Çünkü bugün yemlerin dahi temizliği tartışılabilir. Oysa İslam’da hayvana dahi temiz gıda yedirmek mecburiyeti vardır.

Fıkıh kitaplarımızda denir ki: Kurban kesmek üzere alınan bir hayvanın, ta onu kesinceye kadar sütünden, yününden ve benzeri şeylerinden yararlanmak mekruhtur. Çünkü insan onu kurban niyetiyle alınca, sanki onu her şeyiyle Allah (kurbet) için ayırıp belirlemiş, yani tayin etmiş olur.

Binaenaleyh, yünün kırkması âdeta ibadet için belirlediği hayvanın bir parçacığını bu niyetten çıkarmış ve onu dünya için kullanmış olur.

Sütünü de bazıları böyle saymışlar ve süt az olup, memeye su serpmekle hayvana zarar vermeden sütün kesilmesi sağlanır.  Bu mümkün değilse sağılıp, sadaka olarak verilir, böylece Allah (kurbet) için aldığı kurbanlığın her parçası Allah için kullanılmış olur, demişlerdir. Kendisi içecek olursa bedelini sadaka eder. Bu Hanefi fıkıhçılarının çoğunluğunun görüşüdür.

Ama yine bazı (Zeyla`i`ye göre "ashab", Hindiye`ye göre "meşayıh") hanefi fıkıhçılara göre, kurban kesmek kendisine vacip olan (zengin) birisi böyle bir hayvan satın alırsa, o bunun sütünden ya da yününden yararlanabilir. Çünkü onun için vacip olan şey kurban kesmektir. Zimmetindeki borç budur. Onun için herhangi bir hayvanın belirlenmesi (tayini) söz konusu değildir. Kurban zamanı o, onu değil de bir başka hayvanı da kurban edebilir. Binaenaleyh, kurban keserim diye aldığı hayvanın sütünü de içebilir.

Ama fakir öyle değildir. Ona kurban kesmek vacip olmadığından o, kurban kesmek için bir hayvan satın aldığında, bizzat o hayvanı âdeta her şeyiyle Allah için ayırmış (tayin etmiş) olur ve sütünden kendisi yararlanırsa, o hayvanın o kadarı ibadet (kurbet) için kullanılmamış olacağından mekruh işlemiş olur. Çünkü onun zimmetinde (üzerinde) kurban borcu yoktur, kurbanlık almakla o bir kurban kesmeyi değil, bizzat o hayvanı kesmeyi vacip kılmış gibidir.

İşte bu da bazı Hanefilerin görüşüdür. Ama İbn Abidin buna itiraz eder ve zenginin kurbanlık için aldığı hayvanın da taayyün ettiğini (bizzat belirlemiş olduğunu) söyler, dolayısıyla onun da kurbanlığın sütünden ve yününden yararlanmaması gerektiğini anlatır. (İbn Abidin VI/329; Ayrıca bk. Zeyla`î, Tebyin VI/9; Hindiye V/300-301)

Diğerlerine gelince: Hanbeliler derler ki: Kurbanlık kesmek için aldığı hayvanın sütü ve yavrusu varsa, yavrusuna yetecek kadar sütünü içmelidir. Yavrusunun içeceğinden fazla olanı ise içebilir. Çünkü birisi Hz. Ali`ye: "Ey müminlerin emiri, şu ineği kurban keserim diye satın aldım ve şu yavruyu doğurdu. Ne yapmalıyım?" diye sormuş, O da: "Sütünün yavrusuna yetecek kadarını alma, fazlasını al. Kurban günü gelince de yavrusunu da kendisiyle beraber kes." diye cevap vermiştir.

Şafiiler de aynı görüştedirler. (bk. İbn Kudâme, el-Mugnî VNI/629) Onlar için de kurbanlığın, yavrusu varsa ondan arta kalan sütünden, yavrusu yoksa sütünün tamamından yararlanmak mekruh değildir. Ama hem Hanbelilere hem de Şafiilere göre kurbanlık için alınan hayvanın sütünden bizzat yararlanmayıp, başkasına tasadduk etmek daha iyidir. (agk.; bk. İslam Fıkhı Ans.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun