Kötülüğü emredenin şeytan olduğunu nereden bileceğiz, nefis olamaz mı?

Tarih: 22.05.2014 - 11:21 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Şeytanın varlığını ispat eder misiniz? 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Şeytanın varlığı Kur’an ve sünnetle sabittir. İmanı olmayan kimselere şeytanın varlığını ispat etmek kolay değildir.

- Kur’an’da cinlerden olduğu gibi, insanlardan da şeytanların olduğu bildirilmiştir. (bk. Nas Suresi) O halde şeytan görevini yapan kimselere bakıp şeytanın varlığını anlayabiliriz.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle;

“İnsanlarda şeytan vazifesini gören cesedli ervah-ı habise bilmüşahede bulunduğu gibi, cinnîden cesedsiz ervah-ı habise dahi bulunduğu, o kat'iyyettedir. Eğer onlar maddî cesed giyseydiler, bu şerir insanların aynı olacaktılar. Hem eğer bu insan suretindeki insî şeytanlar cesedlerini çıkarabilse idiler, o cinnî iblisler olacaktılar. Hattâ bu şiddetli münasebete binaendir ki, bir mezheb-i bâtıl hükmetmiş ki: 'İnsan suretindeki gayet şerir ervah-ı habise, öldükten sonra şeytan olur.'" (bk. Lem'alar, s. 82)

Bu işin bir yönü...

- “Bize kötülüğü telkin edenin şeytan mı yahut nefsimiz mi olduğunu nereden bileceğiz?” manasındaki soruya gelince:

a) Önce dinin pratiğinde telkin edilen kötülüğün kaynağı ne olura olsun fark etmez. Çünkü neticesinde Allah’a karşı isyan fiilinin işlendiği bir telkinin kaynağına göre değil, işlenen suçun konumuna göre ceza verilir.

b) İnsanın içine doğan telkinlerden kötü olanların kaynağını ilmen tespit etmek imkânsız gibidir. Kalpten bunu hissetmek ise has ve büyük zatlara özel bir keyfiyettir. Hatta bu haslar arasında bunu fark edenlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. Bunlar bile her zaman bunu fark etmezler. Bu sebeple, dinen bilmeye mecbur olmadığımız bir konu hakkında fikir yürütmeye çalışmak bizi lüzumsuz yorduğu gibi, mesul de edebilir. Nitekim,

“Hakkında bilgin olmadığı şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalp gibi organların hepsi sorguya çekilecektir.” (İsra, 1//36)

mealindeki ayette, insanların bilgilenme alanı dışında kalan hatlarda arama yapmalarının sakıncalı olduğuna işaret edilmiştir.

c) Kalbin bir tarafında iyiliği ilham eden melek yuvası (kuvve-i melekiye), diğer tarafında kötülüğü telkin eden şeytan yuvası (kuvve-i şeytaniye) bulunur.  Kalb, hem iyiliği hem kötülüğü kabul edebilen NÖTR bir vaziyettedir. Ancak, kalbin ayarını bozmasıyla işlerin ayarı bozulur. Mesela, NÖTR konumda olan bir kalb, eğer rotasını değiştirip nefsin heva ve hevesine meyil ederse, bu takdirde şeytanın vesveselerine kapı açmış olur. Ve bu fırsatı değerlendiren şeytanın askerleri hücuma geçip, kötü söz ve eylemlerin kalbi istila etmesine zemin hazırlamış olur. İşte bu noktada nefs-i emmare ile şeytanın birlikteliği söz konusudur. Şeytan çalar, nefis de oynar.

Şayet kalb bu NÖTR vaziyetini heva ve heves yerine Allah’ın emir ve yasaklarına yönelerek değiştirse ve takvaya sarılıp nefisle mücadele etse, bu takdirde melekler kalbin sahasını doldururlar ve iyi söz ve eylemlerin olması için hayırlı şeyleri ilham ederler. (Krş. Gazali, İhya, 2/229-230)

d) Nefis, telkin ettiği bir şeyde ısrarcı olur, çünkü maksadı sahibini sıkıntıya sokmak değil, kendi arzusuna kavuşmaktır. Onun için arzu ettiği şey ne ise o konuda daima ısrarcı davranır. Şeytanın maksadı ise kişiyi aldatmak, yoldan çıkarmaktır. Bu sebeple o belli bir konuda ısrarcı olmayabilir. İnsanı bir konuya yönlendirmediği zaman orada boşuna ısrarcı olmaz, kişiyi başka çekici bir konuya yönlendirmeye çalışır.

Bu nedenledir ki, bazı alimler bu ısrarcı tutumu esas alarak insana yapılan telkinin şeytandan mı yoksa nefisten mi geldiğini öğrenmeye çalışmışlardır.

Bizim için esas olan, gelen telkinin dinî bakımdan iyi mi, kötü mü olduğudur. Kaynağı ne olursa olsun, Allah’a isyan etmeye yönelten her telkine karşı imanî bir duruş sergilemektir.

Özetle denilebilir ki, şeytan ile nefis çoğu zaman aynı işte birleşebilirler. Ayrı düştükleri zaman, eğer telkin edilen konuda bir ısrar varsa, kuvvetli ihtimalle bu nefisten gelen bir telkindir. Şayet yapılan telkinde beli bir konuda ısrar yoksa, aksine bir kötülükten başka benzeri bir kötülüğe yönlendirme varsa -kuvvetli ihtimalle- bu şeytanın telkinidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun