VUSLAT

Erişmek, ermek, varmak, ulaşmak. Tasavvufta Allah'a ulaşarak O'nunla birlikte olma hali. Aynı hal vasl, visal, vusûl kelimeleriyle de anlatılır. Vuslat halini gerçekleştiren mutasavvıfa vasıl ya da vasıl-ı Hak denir. Vuslat halinin tersi de hicran, firkat, firak, fasl, infsal ve inkıta kelimeleriyle dile getirilir.

Mutasavvıflar izledikleri amaç ve yöntemleri bakımından beri sülûk, diğeri vusûl ehli olmak üzere ikiye ayrılırlar. Vusûl ehli sûfiler meczublardır. Sülûk ehlinin de bir bölümü doğrudan Allah'a ulaşmayı amaç edinirler. Bunlar mutasavvıflar ve melamilerdir. Sülûk ehlinin diğer bölümü ise Allah'ı değil, yalnızca Cennet'i isterler. Bunlara da zahid, âbid ve fakir gibi adlar verilir.

Bir başka yoruma göre tasavvufla ilgilenenler talib, mürid, salik ve vasıl olarak anılan dört dereceye ayrılırlar. Talib, tarikata girmek isteyen kişidir. Mürid, tarikata girmiş kişiye denir. Salik, tarikata girdikten sonra manevî yolculuğa başlayan, seyr sülûke giren kişi demektir. Vasıl ise manevî yolculuğun sonuna ulaşan, vuslatı gerçekleştiren kişidir. Mürid sahib-i vakt; salih sahib-i hal; vasıl sahib-i nefstir. Mürid iradede yorgundur; salik menziller peşinde koşup durur, telvin sahibidir, sürekli bir halden diğerine geçmektedir; vasıl temkin sahibidir, hallerden etkilenmez, hiçbir zorlama olmadan vecd içinde Allah'ın güzelliğine dalıp gitmiştir.

Ahmet ÖZALP

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun