KARISI GAYRİ MEŞRU BİR HAYAT SÜREN BİR İMAMIN DURUMU NEDİR?

Müftü, vaiz, imam, hacı gibi herhangi bir ünvana sahip kimse insan olduğuna göre günah işleyebilir. Yalnız hoca, hacı hakkında daha fazla dedikodu yapılıyor. Başkaları bir çok günah işlediği halde dikkat çekmiyor ve hoca, hacı bir günah işlediğinde yerin dibine geçiriliyor. Oysa onların da hocaya ve hacıya göre çok daha fazla sıkça işledikleri günahları vardır. Yani ibadetleri yerine getirmek ve günahlardan sakınmak her müslümanın görevidir. Bu sadece hacı ve hocaların görevi değildir. Ancak İslamın anlatılması görevini üstlenen örnek kimselerin, daha dikkatli olmaları ve temsil ettikleri Dine söz söyletecek tavır ve davranışlardan kaçınmaları çok önemlidir.

Durum böyle olmakla beraber katil, zani, kumarbaz ve karısı gayrı meşru hayat yaşayan herhangi bir kimsenin arkasında namaz kılmak -eğer bir başkası yoksa- caizdir. Şu kadar var ki tenzihen mekruhtur. Fakat namazı kıldıracak bir başka kimse olmazsa arkasında namaz kılmakta bir sakınca yoktur. Cuma gibi cemaatla kılınması mecburi olan bir namazı bunlar imam da olsa arkasında namaz kılmak lazımdır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: "Salih olsun fasık olsun herkesin arkasında namaz kılınız.”

Diyanetin üst kademelerindeki bazı kimselerin karısının açık saçık gezmesi ve şurada burada çalışmaları meselesine gelince, Diyanette çalışanların İslam`a hizmet etmelerini bekliyoruz ve o nedenle dindar kimselerin bu kademeleri işgal etmelerini temenni ederiz. Ancak tarihte çok zaman bu işlerin başına zalım ve fasık kimseler gelmiş olduğu gibi Diyanetin şu veya bu kademesine fasık kimseler gelebilir. İslam`a göre bir amirin hükmü Allah`ın emrine ters düşüyorsa itaat edilmemelidir. Verilen hüküm İslam nazarında uygun olduktan sonra mesele yoktur. Hak söz -kim söylerse söylesin- tutulur.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun