Beşir bin Sa’d (r.a.)

Hz. Beşir, Medineliydi. İkinci Akabe Biatı’na katılmış, her türlü tehlikeye karşı Re­sû­lul­lah’ı koruyacağına dair orada söz vermişti. Hayatı boyunca bu sözüne sadık kaldı. Re­sû­lul­lah ile birlikte başta Bedir olmak üzere bütün savaşlara işti­rak etti.

Hz. Beşir, büyük sahabi Abdullah bin Revâha’nın (r.a.) kız kardeşiyle evliy­di.

Hendek Savaşı’nda hanımı kızına bir miktar hurma vererek, “Bunu babana ve dayın Ab­dullah’a götür.” demişti. Kız Re­sû­lul­lah’ın yanından geçerken Peygam­berimiz (a.s.m.), “Kızım, yanındaki nedir?” diye sormuştu. Bundan sonrasını Hz. Beşir’in kızı şöy­le anlatıyor:

“Yanımdaki hurmadır, yâ Re­sû­lal­lah; annem, babamla dayıma gönderdi, de­dim. ‘Onu bana ver.’ buyurdu. Ben de hurmaları iki avucuna döktüm. Avuçlarını bile doldurmamıştı. Sonra bir bez istedi. Bezi getirdiler ve yere serdiler. Re­sû­lul­lah (a.s.m.) hurmaları bezin üzerine dağıttı. Sonra da yanında bulunanlara ‘Kumanyaya geliniz.’ buyurdu. Orada bulunanların hepsi yediği hâlde hurma artmıştı. Bu mucizeyi gören sa­habilerin maneviyatı arttı.”

Beşir bin Sa’d’ın kumandan olarak iştirak ettiği küçük çapta seriyyeler de ol­du. Bir defasında Peygamberimizin emri üzerine Mürre kabilesi üzerine yürüdü. Bu seriyyede yaralandı. Başka bir sefer de Gatafan kabilesinin Müslüman­lara saldıracağını haber almıştı. Beşir bin Sa’d kumandasında 300 kişilik bir birlik hazırlandı. Gatafanlılar bunu haber alınca kaçtılar. Beşir bin Sa’d (r.a.), on­ların yurduna girdi. Pek çok ganimet ele geçirdiler. İki kişiyi de esir alarak Me­dine’ye döndüler. Bu iki esir sonradan Müslüman oldu. Peygamberimiz, Hz. Be­şir’in bu başarısını tebrik etti, ona iltifatta bulundu.

Hz. Beşir zaman zaman Re­sû­lul­lah’a sualler sorardı. Bir defasında şöyle bir sual sor­du:

“Yâ Re­sû­lal­lah! Cenâb-ı Hak bize, senin üzerine salavat getirmemizi emretti. Acaba sana nasıl salavat getireceğiz?”

Peygamberimiz bir müddet sükût etti. Cevap vermedi. Bunun üzerine sahabiler, Hz. Beşir’e karşı hoşnut­suzluklarını belirttiler. “Keşke bunu sormasaydı!” diye düşündüler. Fakat biraz sonra Peygamberimiz “Salli ve Bârik” dualarını okudu ve böyle salavat getir­melerini istedi. Böylece Hz. Beşir’in suali üzerine, Re­sû­lul­lah’a nasıl salavat ge­tireceğimizi öğrenmiş olduk.[1]

______________________________________
[1]Tabakât, 3: 531; Müslim, Salât: 65.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun