BAHREYN HÜKÜMDARININ MÜSLÜMAN OLUŞU

Hicretin 8. senesi, Zilkâde ayı sonları.

Peygamber Efendimiz, İslâma dâvet etmek üzere, Alâ bin Hadramî'yi bir mektupla Bahreyn hükümdarı Münzir bin Sâva'ya gönderdi. Alâ bin Hadremî ile birlikte Hz. Ebû Hüreyre de bulunuyordu.1

Bahreyn, Hindistan'la Basra ve Uman arasında bulunan deniz sahilindeki memleketlerin hepsine verilen addır. Halkının bir kısmı mecusî, bir kısmı Yahudi, diğer bir kısmı ise Hıristiyandı.

Alâ bin Hadremî, Münzir bin Sâva'nın yanına vararak Peygamber Efendimizin mektubunu teslim etti. Mektupta şunlar yazılı idi:

"Bismillahirrahmanirrahim. Hidâyete uyanlara selâm olsun! Ben, seni İslâma dâvet ederim! Müslüman ol, selâmete er! Allah, iki elinin altında bulunanı [hükümdarlığını] yine sende bırakır."

"Şunu da bilmiş ol ki; benim dinim develerin ve adamın gidebilecekleri yerlere kadar uzanacak, hâkim olacaktır."2

Alâ bin Hadremî ile aralarında geçen kısa bir konuşmadan sonra Münzir bin Sâva, mecusî din Başkanı Sibuht ile birlikte Müslüman oldu.3 Böylece Münzir, dünya saltanatı yanında uhrevî saltanatı da temin edecek imanı elde ediyordu.

Hükümdar ve dini reisle birlikte halktan bir çok kimse de İslâmla şereflendi.

Hükümdar Münzir, Peygamber Efendimize bir mektup gönderdi. Müslüman olduğunu, peygamberliğini de tasdik ettiğini bildirdikten sonra, Müslüman olmayanlar ve ülkesinde bulunan mecusîlerle Yahudiler hakkında nasıl davranması gerektiğini soruyordu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz Münzir'in bu mektubuna şu cevabı verdi:

"Bismillahirrahmanirrahim. Muhammed Resûlullahtan, Münzir bin Sâva'ya!"

"Allah'ın selamı üzerine olsun! Ben, sana olan hidâyet nimetinden dolayı kendisinden başka ilâh bulunmayan Allah'a hamdederim. Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet ederim! Mektubunu aldım. Okuyup içindekileri dinledim."

"Sana, Yüce Allah'ı ve Onun emir ve yasaklarına göre hareket etmeni hatırlatırım. Muhakkak ki, nasihat eden kimse, onunla kendisi de nasihat almış, sevabından istifade etmiş olur. Elçilerime itaat eden ve onların emirlerine riâyet eden kimse, bana itaat etmiş sayılır. Onları öğütleyen, dinleyen, beni dinlemiş olur."

"Elçilerim, seni bana övdüler ve hayırla andılar. Senin kavmin hakkındaki şefâat ve iltimasını kabul ettim. Onlardan Müslüman olanları, Müslüman oldukları şeylere göre bırak.

"Günahkâr olanların, geçmişteki suçlarını geç. Onları geçmişte işlediklerinden mes'ul tutma! Şunu bilmiş ol ki; sen iyi davrandıkça, işinden seni uzaklaştırmayız, vekilimiz olarak orada kalırsın! Yahudilik ve Mecusîliklerinde devam etmek isteyenlere gelince, onları cizyeye bağlarsın."

"Selâm ve Allah'ın rahmeti üzerine olsun."4

Peygamber Efendimizin, muhtelif tarihlerde Münzir bin Sâva'ya bir kaç mektup daha gönderdiği ve Münzir'in ise bunlara cevap verdiğini de burada kaydedelim.5

Resûl-i Ekrem Efendimizin emri gereğince, Alâ bin Hadremî burada kaldı ve Müslüman olanlarından öşür, müşrik olanlarından ise cizye almakta devam etti.

Yine Hicretin bu sekizinci yılında etraf kabilelerden bir çok heyetler Medine'ye gelerek Müslüman olduklarını Hz. Resûlullahın huzurlarında açıkladılar.6

Dipnotlar:

1. Sîre, 4:254; Tabakât, 1:263.
2. Prof. Dr. M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, 1:272.
3. Ravdü'l-Ünf, 7:520; İnsanü'l-Uyûn, 3:301.
4. Zâdü'l-Mead, 3:73; Mevahibü'l-Ledünniye, 1:294; İnsanü'l-Uyûn, 2:267-300; Taberî, 3:102.
5. Tabakât, 1:263-276; Taberî, 3:102-103; İsâbe, 3:460.
6. Tabakât, 1:298, 326-327; Zâdü'l-Mead, 3:60; isâbe, 3:423.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun