Aklın tasdik etmediği bir şeyi kalp tasdik edebilir mi?
- Kalp akıldan önce tasdik edebilir mi?
"Kalpten maksad; sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak bir latife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı, vicdan; ma’kes-i efkârı, dimağdır." (İşaratü’l-İ’caz)
Hissiyat ve efkâr; her iki grup işler de kalp denilen o Rabbanî lâtifeye aittir. Seven, korkan, üzülen o olduğu gibi, düşünen ve anlayan da odur.
Biz hisler âlemimizi vicdanen biliriz. Elimizin varlığını gözümüz vasıtasıyla, midemizin varlığını ilmen bildiğimiz gibi, his âlemimizin varlığını da vicdanen biliriz. Yani bunları bizzat yaşamakla biliriz.
Aynı şekilde, dimağ da fikirlerimizin bir makesi, bir aynası olmuştur. Her iki tip faaliyetin de aslı kalptedir.
Akıl, gerçeğin tek ve yanılmaz ölçüsü değildir. Akıl, bilgi sebeplerinden olan duyuların üstünde yer almakla beraber, yine bilgi sebeplerinden olan vahyin altındadır.
Görme olayının gerçekleşmesi için gören göze, görülecek eşyaya ve bir de gösterecek ışığa ihtiyaç vardır. Onun gibi, aklın İlâhî hakikatleri olduğu gibi görmesi için de vahiy nuru gerekmektedir.
Akıl anlama âletidir. Akıl âlet olunca, bir de onu kullanan olacaktır. Bu ise ruhtan başkası değildir.
Her âletin bir kapasitesi, her terazinin tartabileceği asgarî ve azamî yükler vardır. Bir tonluk kantarla, ne on tonluk demir tartılabilir, ne de on gramlık altın. Her iki halde de âlet bize bir fikir vermez, sadece hareketsiz kalmakla yetinir.
İnsan, her mahlûkun hikmetli ve gayeli yaratıldığını, kendisinin de başıboş olamayacağını aklıyla kavrayabilir. Ama yaratıcısına, Rabbine karşı neler yapması gerektiğine kendisi karar veremez. Her nimetin şükür gerektirdiğini anlayabilir, ancak bunun nasıl yapılacağı konusunda tahminler yürütemez.
Evet, aklın tasdik edemediği bir şeyi kalp tasdik edebilir. Nitekim vahiyle insana bildirilen birçok husus var ki, akıl buna muttali olmadığı halde kalp ile tasdik etmekteyiz.
Akıl meleklerin mahiyetini bilememektedir. Ancak vahiyle insana bildirilen bu hususu kalben tasdik etmekteyiz.
BENZER SORULAR
- İKİNCİ SÖZÜN PENCERESİNDEN: İMAN VE GEREKLERİ
- Enis Doko’nun Yanlışlamacılığa olan eleştirisi hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
- Çelişkili gibi görünen hadisleri açıklar mısınız?
- Mekke'de doğan bir çocukla, dünyanın herhangi bir yerinde doğan İslam'dan habersiz bir çocuk, manevi mesuliyet yönünden bir tutulabilir mi?
- Esmâ-i Husnâ Nedir?
- İbni Rüşd, akıl dinden üstündür, demekle neyi kastetmiştir?
- YİRMİ BİRİNCİ LEM'A, İHLAS HAKKINDA
- Kitaplara İman
- Çocukların başına gelen musibetlere neden engel olunmuyor?
- Bu zulümler olacaksa insan yaratılmasa mıydı? Allah bu dünyadaki kötülüklere neden müsade ediyor?