Kadınlar, kendilerine özel yüzme havuzlarına gidebilirler mi?

Tarih: 31.07.2017 - 00:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kadınlara özel yüzme havuzuna gidiyoruz. Biz kadının kadına olan mahremiyetine dikkat ediyoruz ona göre giyiniyoruz, fakat illaki mahrem yerlerini açmış olanlar oluyor (göbek diz kapağı arası) özellikle bakmasak da illaki mahrem yerlerini görmüş oluyoruz.
- Bu şekilde gitmemizde bir sakınca var mıdır?
- Biz gitmesek bile çocukların gözünde kalıyor, karışık diye denize zaten götürmüyoruz.
- Hocam bu konuda ne yapmalıyız, tüm kadınların da mahremiyete dikkat ettiği bir yer bulmamız imkansız gibi.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kadınlar, kadınlara özel yüzme havuzlarına gidebilir.

Ancak, bir kadın, başka kadınlara da olsa diz kapağı ile göbeği arasını gösteremez ve kadınların bu bölgelerine de bakamaz.

Bu açıdan bir kadın, hem kendisi bu bölgelerini açamaz hem de başka kadınların bu yerlerine bakamaz.

Demek ki, bir kadın, başka kadınların bakılması haram yerlerine bakamaz. Kazara istem dışı görse bile, hemen gözlerini çeker.

Eğer buna rağmen sakınma imkanı olmazsa, o zaman bu tür yerlere gitmez.

Tesettür mayoyu tercih eden kadınların bulunduğu yerler tercih edilebilir.

Eğer gidilecek uygun bir mekan yoksa, ahiretteki mükafatları ve Allah’ın rızasını düşünerek, nefsimizin isteklerinden vazgeçmemiz bizim için daha hayırlıdır. Hadiste ifade edildiği gibi;

 “Helal bellidir, haram da bellidir. Bu ikisinin arasında ise bazı şüpheli şeyler var ki kim onlardan uzak durursa dinini ve ırzını / şerefini korumuş olur.” (Buhari, İman, 39; Müslim, Müsakat, 109)

Rivayete göre (selef-i salihin) diyorlardı ki: “Biz bir harama girme endişesiyle yetmiş helali terk ederdik.” (Ebu Talib el-Mekki, Kutu’l-Kulub, 2/434)

Bu gibi konulara bakış açımıza ışık tutacak bazı örnekler vermeyi uygun görüyoruz:

* Bir sünnet ile bir mekruh çatışınca, yani sünnet işlemek için, mekruh işlemek zorunda kalınca, sünneti bırakmak gerekir. Yani mekruhtan kaçmak, sünneti yapmaktan önce gelir.

* Bir farz ile bir haram çatışınca, yani farz işlemek için haram işlemek zorunda kalınca, farzı tehir etmek gerekir. Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır.

* Emir ile yasak bir araya gelince, yasaktan kaçılır. Çünkü, haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir.

İnsan, hayatını helal dairede ve Allah’ın razı olacağı şekilde devam ettirir ise, ahirette ve kabir aleminde ebedi bir saadet ve huzuru kazanacak. Aksini yaparsa, dünyanın adi ve fani haram lezzetlerine bedel, ebedi bir hüsran ve azaba maruz kalacak. İnsan açısından bu iyi bir ticaret olmaz.

İnsanın kendini bütün günahlardan koruması, dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmesi ve sakınması takvadır.

İmam Gazali, verayı / takvayı dört kısma ayırır:

Birincisi: Kişiyi adalet vasfından düşürmeyen mertebesidir ki, açıkça haram olduğu bilinen şeylerden uzak durmaktır.

İkincisi: Şüpheli (haram olma ihtimali) olan şeylerden uzaklaşmaktır ki, salih kimselerin takvasıdır.

Üçüncüsü: Harama düşme korkusuyla bazı helal şeylerden uzak durmaktır ki, bu da müttaki / takva sahibi kimselerin takvasıdır.

Dördüncüsü: Allah’tan başka her şeyi kalbinden çıkarıp atmaktır ki, bu da sıddıkların takvasıdır. (İhyau’l-Ulum, 2/96)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun