"Şimdi yaptıklarımız neye göredir? Kalemlerin kuruduğu, …" hadisini açıklar mısınız?

Tarih: 09.07.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kader konusunda rivayet edilen:
"Şimdi yaptıklarımız neye göredir? Kalemlerin kuruduğu, miktarların kesinleştiği / kaderin tespit edip belirlediği bir çizgide mi cereyan etmektedir."
- Bu hadisi açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu konuda değişik benzer hadisler vardır. Bunlardan bir tanesi şöyledir:

Hz. Cabir anlatıyor: Suraka b. Malik Resulullah’a gelerek şöyle dedi:

“Ey Allah’ın Resulü! -Yeni yaratılmışız gibi- bize dinimizi açıkla. Şimdi (yapmakta olduğumuz) ameller neye göredir? Kalemlerin kuruduğu, miktarların kesinleştiği / kaderin tespit edip belirlediği bir çizgide mi cereyan etmektedir, yoksa istikbalde (Allah’ın yapacağı değerlendirmeye göre) mi şekillenecektir?”

Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle cevap verdi:

“Hayır (istikbale ait değil). Bilakis, kalemlerin kuruduğu, miktarların kesinleştiği / kaderin tespit edip belirlediği bir çizgide cereyan etmektedir.” Suraka:

“O halde yaptığımız ameller neye yarar?” diye sordu.

Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m):

“Çalışın! Herkes yaratıldığı şeye erecektir. Herkes, (yazıldığı) ameliyle amel edecektir.” buyurdu.(Müslim, Kader, 78).

- Bu hadis bir kader konusudur. Sitemizde kaderle ilgili açıklamalar vardır. Özeti şudur ki:

Kader, Allah’ın ilminin bir nevidir. Levh-i mahfuzda yazılanlar, bu sonsuz ilahî ilmin bir yansımasıdır. Buna göre bu gibi hadislerden şunu anlıyoruz: Bütün varlıklar gibi insanların da hayatları boyunca takip edecekleri yolun bütün detayları Allah tarafından bilinmekte ve yanındaki kitaba yazılmış bulunmaktadır. Allah’ın her şeyi bütün detaylarıyla, geçmiş ve geleceğiyle bilmesi, onun ezelî ilminin bir gereğidir. Aksi takdirde, Allah’a cehalet isnat edilmiş olur ki, bu yanlışı bütün kâinat reddetmektedir.

Asıl mesele şudur: Allah’ın daha önce her şeyi bilmesi, bizim elimizi, kolumuzu bağlıyor mu? Şayet öyleyse -Hz. Suraka’nın da belirttiği gibi-, yaptığımız amellerin ne faydası vardır? İşte bunun cevabı hadisteki şu ifadedir: “Çalışın! Herkes yaratıldığı şeye erecektir. Herkes, (yazıldığı) ameliyle amel edecektir.” Bunun anlamı şudur: Herkes yaratılırken Allah’ın ezelî ilminde ne ise, o yolda yürür. Allah sonsuz ilmiyle onun -kendi özgür iradesiyle- nasıl bir çizgi takip edeceğini bildiğine göre, hiç kimse Allah’ı bu bilgisinde -haşa- yanıltacak şekilde farklı bir yolu takip edemez.

Burada mühim olan nokta, Allah’ın ilminin hiç kimseyi bir yöne zorlamadığı gerçeğini kavramaktır. Gerçekten ilim sıfatı, kudret sıfatından farklıdır. Kudretin yaptırım gücü vardır. İlmin yaptırım gücü yoktur, zorlama özelliği yoktur. Bir şey nasıl olacaksa, onu o şekliyle bilir. Allah âdildir, zulmetmez. Bunu kabul etmek Allah’a imanın başında gelen bir husustur.

Öyleyse, Allah imtihana tabi tuttuğu kulları hakkında âdil muamelede bulunmak için, mutlaka onlara kalp, akıl, duygu  vb. unsurları verdiği gibi, özgür bir iradeyi de vermiştir. Ve onun önceden imtihanın sonucunu bilmesi, bu özgür iradeye bir müdahale anlamına asla gelmeyecektir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kader konusunda detaylı bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun