İslam hukuku özgün mü?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, İslam hukuku gerekli olduğu gibi, özgündür de.

Hukuk, haklar demektir. Allah’ın esma-i hüsnasından bir tanesi Hak ismidir.

Devlet, Yüce Yaratıcı'nın Hak ve Adil isimlerini kendi icraatlarında tecelli ettirmeli, vatandaşının haklarını adil bir şekilde verebilmelidir.

İslam Hukukunun Gerekliliği

Vahiy, bir cihetten Yüce Yaratıcı'nın insan hayatının seyrine müdahalesi olarak değerlendirilir. Yani insanı yaratan Allah, onu kendi haline bırakmaz, gönderdiği vahiylerle yönlendirir, hayatına çeki düzen verir.

Allah karıncalara ve arılara kendi içlerinden lider çıkartır, bunlar aracılığıyla onlarda bir nizam ve intizam meydana getirir. Benzeri bir durum aynen insanlar için geçerlidir. Onların da hayatlarını gönderdiği peygamberler ve indirdiği şeriatlarla tanzim eder.

Kur'an’da anlatılan şu kıssa, meseleyi anlamamızda yeni ufuklar açacaktır:

Hz. Süleyman, bir sefer esnasında ordusuyla karınca vadisinden geçerken, karıncaların reisi diğer karıncalara şöyle seslenir:

"Ey karıncalar, yuvalarınıza girin! Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi çiğnemesin." (Neml, 27/18-19)

Karıncanın “farkına varmadan sizi çiğnemesin" demesi dikkat çekici bir durumdur. Böyle demesinde şu mesaj vardır:

“Bu, peygamber ordusudur, bunlar hak ve hukuka riayet eden insanlardır, bilerek karıncayı bile incitmezler.”

Karınca, son derece küçük bir varlıktır. Onun bile bir hukuku varsa, elbette yeryüzünün halifeleri kılınan insanların birbirleri üzerinde çok önemli hakları olacaktır. Din, bu hakları hem beyan eder hem de korunmasını ve bunlara riayet edilmesini sağlar. Şu anekdot, buna güzel bir misaldir:

Kanuni Sultan Süleyman, zaman zaman bazı meseleleri hocası Şeyhülislam Ebussuud Efendiye şiirle sormaktadır. Bir defasında sarayın has bahçesinde gezerken taze ayva ağacını karıncaların sardığını görür, bunların katli için fetva almak ister, hocasına şu notu gönderir:

"Dırahta ger ziyan etse karınca,
Zarar var mıdır ânı kırınca?"

(Karınca ağaca zarar verse,
onu öldürmekte bir zarar var mıdır?)

Ebussuud Efendi, aynı üslupla şu latif cevabı yazar:

"Yarın Hakk'ın divanına varınca,
Süleyman'dan hakkın alır karınca."
(1)

İslam Hukukunun Özgünlüğü

İslam Hukukunun özgünlüğü, onun kendine has özelliklerinin olmasını ifade eder. Bediüzzaman bunu “İstiklal ve İstiğna” özellikleriyle açıklar.

Şeriat-ı Garra'da olan nur-u ilahi, hassa-i mümtazıdır: İstiğna, istiklaliyet.(2)

Bunlardan istiğna, bazı hükümleri başkasından almaya muhtaç olmaması, istiklal ise hükümlerinin müstakil olmasını anlatır.

İslam Hukuku kendi sistemleriyle müstakil ve müstağnidir, özgün esaslara sahiptir. Bu esaslar, Roma Hukuku gibi başka sistemlere dilencilik yaptırmayacak şekilde kuvvetli ve yeterlidir.

Mesela, günümüzün en iyi yönetim sistemi kabul edilen demokrasi, temel esasları itibariyle İslam’da zaten vardır. Nitekim Hz. Peygamber (asm) kendi yerine halife bırakmadı. Bunu sahabilerin meşveretine havale ederek, ümmetin kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesini sağladı.(3)

Keza günümüzün “ortak akıl, kolektif şuur” gibi cazip kavramları İslam’da şûra esasıyla halledilmiştir. Kendisine vahiy gelen peygambere bile “yapılacak işler hususunda onlarla meşveret emri” verilmiş (bk. Al-i İmran, 3/159)  ayrıca “...Onların aralarındaki işleri şûra iledir...” (Şûra, 42/38) ayeti ile de işlerin danışarak yapılması öne çıkarılmıştır.

Günümüzde Almanya, Hollanda gibi ülkelerde iş bulamayanlara “işsizlik maaşı” gibi sosyal haklar sunulması gerçekten de takdire şayan bir durumdur. Ama dikkat edilirse İslam’da olan zekât ve sadaka müessesesi zaten bunu birebir karşılamaktadır.

Dipnotlar:

1) bk. Muhittin Eliaçık, “Lâle Devri Şeyhülislâmı Yenişehirli Abdullah Efendi ve Manzum Fetvası”, Journal of Language Academy, 2014 Volume 2/4 Winter, s. 88.
2) Sözler, s. 713.
3) Will Durant, İslâm Medeniyeti, Ter: Orhan Bahaeddin, Tercüman Gazetesi Yay. İst. s. 67.


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori: 
Okunma sayısı : 100+