İnsanın yanı başında doksan dokuz ölüm mü var?

Tarih: 21.03.2023 - 12:34 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu hadisin manası nedir?
"İnsan, yanı başında doksan dokuz ölüm olduğu halde tasvir edilmiştir. Bu ölüm tehlikelerini atlatırsa, ihtiyar olur ve sonunda ölür."

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis-i şerif şöyledir:

“Âdemoğlunun her birinin çevresini doksan dokuz ölüm tehlikesi kuşatmış durumdadır. Bu tehlikeleri atlatmış olsa bile ihtiyarlık tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve neticede ölür gider.” (Tirmizî, Kader, 14)

Tirmizî: “Bu hadis hasen garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.” demiştir.

Esasen bu hadisin manası, Tirmizi’nin bu hadisten önce koyduğu “Ölüm Her An Gelebilir.” anlamındaki başlıkta açıkça ifade edilmiştir.

Şu hâlde insan her an ölebilir ve buna göre yaşamalıdır.

Zaten ölümün gizli olmasının en önemli bir hikmeti de budur. Böylece her an ölebileceği ihtimaliyle ahirete her an hazır olur, daha uzun yaşama ihtimaliyle de dünyasını ihmal etmez.

Nitekim yedi şey gelmeden önce iyi şeyler yapılmasının hatırlatıldığı bir hadis-i şerifte, “ansızın yakalayan ölümden” önce konusuna da dikkat çekilmiştir:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccalden, belası daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?” (Tirmizî, Zühd 3)

Demek ki, ansızın yakalayan ölüme da hazır olmalıyız ve ölüm gelmeden önce ebedi hayatımıza göre hazırlanmalıyız.

"Günahlarımı ileride affettirmeye çalışırım; yaş kemalini bulunca namaza, niyaza başlarım..." diye kendini avutan kimse, tövbe etmeye bile fırsat bulamayabilir. Hatta borcunu, harcını söylemeye, vasiyetini yapmaya bile zamanı kalmayabilir. Bu imtihan şekli ne saydıklarımıza ne sayacaklarımıza benzer. Dünyaya gelen hiç kimse bu sonuçtan kurtulmamıştır. Ölüm düşüncesi, bizi daha uyanık ve tedbirli olmaya sevk eder.

Çocuklar deniz kenarında oynarken kumdan evler yapar, onunla bir müddet oynar, canları sıkılınca da kendilerini saatlerce oyalayan bu evi bir tekmeyle yerle bir ederler. Yahut şiddetli bir dalga, o evcikleri yalayıp yutar.

Ölüm de böyledir. Gelecek günlere dair hayalinde nice planlar, projeler yapan insan, birdenbire ölümü hatırlayınca hayal ufkunu acı bir hüzün kaplar. Zihnindeki planları gerçekleştirmek üzere olan kimseler, ha bugün ha yarın diye çırpınıp dururken, ölüm her şeyi bir anda yıkıp dağıtır. Onca emek ve zahmet, çocukların kumdan evi gibi yok olup gider.

Kaçınılmaz gerçek işte budur. Bu gerçeği kimse inkâr edemez.

Hâl böyle olunca, hayal dizginlerini büsbütün koyuverip ölüm gerçeğini unutmamalıdır. Peygamber Efendimizin (asm) buyurduğu gibi, ölümü sık sık anarak kendine bir çeki düzen vermeli, nefsin ve şeytanın oyununa gelmemelidir. (bk. Tirmizî, Zühd 4)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun