Bir Müslüman, kafirlerle birlikte aynı cephede savaşabilir mi?

Tarih: 22.08.2018 - 20:42 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kafirlerle birlikte aynı cephede savaşılabileceğine dair Kuran veya sünnetten delil var mı?
- Rasülullahın savaşta Müslüman olmayan kafirden yardım almayı reddetmesinin bize hükmü nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cenab-ı Hak, müşriklerle savaşmayı, küfür ve nifakı durdurmak için savaşa her an hazır olmayı emretmiş ve bunu Müslümanlara farz kılmıştır.

Savaşan Müslüman -bir kavim veya ülkeye- düşmana karşı yeterli kuvvetleri yoksa, diğer Müslüman kavim ve ülkelerin yardım etmesi, gerektiğinde bilfiil savaşa katılmaları vaciptir. Şüphesiz Müslümanlar bir tek ümmettir; küfür de bir tek millettir.

- Savaşan Müslümanların düşmana karşı müşriklerden, münafıklardan, kitap ehlinden yardım istemesi ve yardım görmesi caiz midir?

Yardımı istenen gayri müslimler zimmî iseler yardımları beklenebilir. Zimmî değillerse, bu husustaki hadisler farklı bilgi vermektedirler.

Resülullah Efendimiz (asm)'in Müslümanlara destek sağlamak üzere savaşa katılmak için gelen müşrike "Biz bir müşrikten elbette yardım istemeyiz." diye cevap vermesi, savaşta müşriklerden yardım istemenin veya yardım etmek isteyenlerin bu isteğini kabul etmenin caiz olmadığını göstermektedir.

Bunun aksine bize kadar ulaşan sahih rivayetlerden Resülullah Efendimiz(asm)'in Hayber'in fethinde Yahudilerden bir grup insanın yardımını talep etmiş ve yardımına katılanlara elde edilen ganimetten pay ayırmıştır. Ayrıca Huneyn savaşında İslam'a girmemiş olan Safran b. Umeyye'nin yardımcı olma dileğini kabul ettiği bilinmektedir.

O halde bu konuyla ilgili hadis ve siyer kitaplarındaki rivayetlerin tamamını bir araya getirdiğimizde, savaş emrinin verildiği ilk dönemde Resülullah Efendimiz (asm) herhangi bir müşrikten yardım istemeyi, yardım etmek isteyen bir müşrikin bu isteğini kabul etmeyi uygun görmemiştir. Sonra buna ruhsat ve izin verildiği anlaşılıyor.

İlgili Hadisler

1. Hadis:

Hz. Aişe (r.a)’ın rivayetine göre, Resülullah Efendimiz (asm) (savaşmak üzere) Bedir mevkiine doğru çıkıp hareket etti. Harretü'l-vebere mevkiine gelince (müşriklerden) cesaret, kahramanlıkla anılan bir adam gelip Resülullah'a ulaştı ve şöyle dedi:

"Sana (savaşta) uymak ve seninle birlikte isabette bulunmak için geldim!" Resülullah Efendimiz sordu (asm):

"Allah'a ve Resulüne iman ediyor musun?” O da:
"Hayır." diye cevap verince, Resülullah (asm) ona:
"Dön git. Ben bir müşrikten asla yardım istemem." buyurdu.

Hz. Aişe (r.a.) devamla diyor ki: "Sonra bir süre geçti ve Resülullah (asm) Şecere mevkiine gelmiş oldu. Derken o adam yine gelip Resülullah'a yetişti ve önce söylediğini tekrar söyledi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) ona ilk önce dediği gibi cevap verdi: "Geri dön git. Ben bir müşrikten asla yardım istemem." buyurdu. Adam ayrılıp gitti ve sonra yine el-Beyda mevkiine gelip peygambere ulaştı ve önce dediğini tekrar söyledi. Resülullah (asm) da ona önce dediğini tekrar söyledi:

"Allah'a ve Peygamberine iman ediyor musun?" O da
"Evet, iman ediyorum." diye cevap verince Peygamber Efendimiz (asm) ona:
"Haydi (bizimle beraber) yürü." diye buyurdu. (Müslim, Cihad 150; Tirmizî, Siyer 10)

2. Hadis:

Hubeyb b. Abdirrahman'dan, o da babasından ve dedesinden rivayet etmiştir. Dedesi şöyle demiştir:

"Peygamber (asm) Efendimize geldiğimde savaşa hazırlanıyordu. Ben ve kavmimden bir adam -ki henüz Müslüman olmamış idik- dedik ki: 'Kavmimizin bir savaşa hazır olması durumunda, onlarla birlikte bizim hazır olmamamızdan utanıyoruz!' Bunun üzerine Peygamber (asm) bize sordu; 'İslâm'a girdiniz mi?' Biz de: 'Hayır...' diye cevap verdik. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: "Biz müşriklere karşı (savaşırken) müşriklerden yardım istemeyiz." Bu red cevabı üzerine bizler İslâm'a girdik ve Peygamber Efendimiz (asm)'le beraber savaşa hazır olduk. (Müsned, 3/454)

3. Hadis:

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, Resülullah (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Müşriklerin (yaktığı) ateşle aydınlanmayın ve yüzüklerinizin üzerine Arapça (Muhammedün Resûlüllah) yazıp nakşetmeyin." (Nesâî, Zînet 51; Müsned, 3/99)

4. Hadis:

Zî Mahber (r.a.)'den yapılan rivayette adı geçen şöyle demiştir: Rasülullah Efendimiz (asm)'in şöyle buyurduğunu duydum: "İleride Rumlarla barış anlaşması yapıp siz ve onlar hep birlikte önünüz (veya arkanız)daki düşmanla savaşacaksınız." (İbn Mâce, Fiten 35; Ebû Dâvud, Cihad 156, Melâhim 2; Müsned, 4/91, 5/372, 409)

5. Hadis:

Zührî'den yapılan rivayete göre: “Peygamber Efendimiz (asm) Hayber'de Hayber savaşı esnasında Yahudilerden bir kısım adamlardan yardım istedi ve (savaşta elde ettiği ganimetten) onlara pay ayırdı." (Ebû Dâvud, el-Merâsil; Neylü'l-Evtar, 7/253)

Müçtehitlerin Görüş, Yorum ve İstidlalleri

Dört mezhep imamlarına göre, Müslümanlarla birlikte savaşa katılmak isteyen müşriklere imam (emir veya onun yetkili kıldığı kumandan) izin verirse, onlardan yardım sağlamak caizdir.

Böylece müçtehit imamlara göre bu yetki tamamıyla devlet başkanına veya onun yetkili kıldığı kumandana aittir.

Ancak savaş neticesinde elde edilen ganimette, yardımcı olmak maksadıyla savaşa katılan müşriklere pay ayırıp verme hususunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır:

a) İmam Ebû Hanîfe, İmam Mâlik ve İmam Şafiî'ye göre müşrikler ehl-i cihad olmadıkları için, ganimetten onlara pay ayrılmaz da köleye verilen az şey nispetinde bir şey verilir.

b) İmam Ahmed, İmam Evzâî, İmam Sevrî ve İshak'a göre, Müslümana ayrılıp verilen sehim nispetinde onlara da verilir. İmam Âhmed'den yapılan bir diğer rivayette ise, onlara sehîm verilmez. Ancak birinci rivayetin daha sahih olduğu tespit edilmiştir. (İbn Kudame, el-Muğni, 10/455, 456, 457, Beyrut: 1403)

Tahliller ve Rivayetler

Hz. Aişe hadisi sahihtir. Ancak ilim adamlarının çoğuna göre mensuhtur, yani hükmü kaldırılmıştır.

Hubeyb hadisini aynı zamanda Şâfıî ve Beyhakî tahrîc etmişlerdir. İbn Hacer de bunu Telhiste nakletmiş ancak bir görüş beyan etmemiştir. Mecmeu'z-Zevâid'de ise Ahmed ve Taberânî'nin tahririnden geçen ricalin hepsinin sika / güvenilir olduğu belirtilmiştir.

Bu hadis de Hz. Aişe hadisini desteklemekte ve kuvvet kazandırmaktadır. Ancak onun gibi hükmü kaldırılmış bulunuyor.

Enes hadisinin Nesâi’nin tahrîc isnadında Ezher b. Râşid bulunuyor ki bu zat zayıftır. Ebû Hatim onun meçhul olduğuna dikkat çekmiş ve İbn Maîn de onun zayıf olduğunu belirtmiştir. (Zehebî, Mîzanü'l-itidal, 1/171, 693 no'lu Ezher) Geriye kalan ricalin ise hepsi sikadır.

"Müşriklerin yaktıkları ateşle aydınlanmayın." sözünden maksat, savaş ve benzeri hususlarda müşriklerden az bir şey de olsa yardım istemeyin demektir.

"Yüzüklerinize Arapça yazı nakşetmeyin."den maksat, yüzüklerinizin üzerine (Muhammedün Resûlüllah) ibaresini nakşetmeyin demektir. Zira bu ifade ancak Resülullah (asm)'ın yüzüğüne nakşedilmiş bulunuyor ki, aynı zamanda resmî mühür hüviyetinde idi.

Zî Mahber hadisini aynı zamanda İbn Mâce tahrîc etmiş bulunuyor. Ebû Davud'un rivayet senedinde yer alan ricalin hepsi rical-i sahihtir. O bakımdan hadis istidlale salih görülmüştür.

Zührî hadisini Tirmizî mürselen tahrîc etmiştir. Bu kavramdan maksat, senedinden bir sahabinin düştüğüdür. Zührî'nin murselen rivayet ettikleri hadisler genellikle zayıf kabul edilmiştir. (Şevkanî, Neylü'l-Evtar, 7/253)

Bu mealde bir hadisi imam Şafiî, Hasan b. Ammare tarikiyle rivayet etmiştir. Beyhakî bu tarikle yapılan rivayetin zayıf olduğuna dikkat çekmiştir.

Buhari ve Müslim'in tahrîc ettikleri hadiste şöyle deniliyor:

"Başında miğfer bulunan bir adam Peygamber Efendimiz (asm)'e gelerek şöyle dedi: "Savaşayım mı, yoksa İslâm'a girip Müslüman mı olayım?" Efendimiz ona: "Önce İslâm'a gir, sonra savaş..." Adam da önce İslâm'a girdi ve arkasından düşmana karşı çıkıp savaştı, çok geçmeden öldürüldü. Bunun üzerine Resûlüllah Efendimiz (asm): "Az bir amel çok bir mükâfat!" diye buyurdu.

Bu hadis, savaşta müşriklerden yardım kabul edilmeyeceğine delil sayılmamıştır. Çünkü Resülullaha (asm) başvuran müşrik savaşmakla İslam'a girmek arasında bir tercihte bulunmak istediğini ifade etmek istemiş, Efendimiz (asm) de gayet tabii olarak İslam'a girmesini ve öylece savaşmasını emretmiştir.

Çıkarılan Hükümler

- Savaşta münafık ve müşriklerin yardımını kabul etmek caizdir.

- Nitekim Resûlüllah Efendimiz (asm) ünlü münafık Abdullah b. Ubeyy b. Selûl'ün savaşa katılmasına engel olmamıştır.

- Münafık ve müşriklerin savaşa katılıp Müslümanlara yardım etmeleri teklifini, baştaki İslâm emiri veya kumandanı kabul edip etmemekte serbesttir. Maslahat görürse kabul eder; bir hile ve ihanet sezerse reddedip geri çevirir.

- Savaşa katılan münafıklara da elde edilen ganimetten pay verilir.

- Savaşa katılan müşriklere ise cihad ehli olmadıkları için onlara pay verilmez de kölelere verildiği gibi az bir şey verilir.

- İmam Ahmed, Evzâî ve Sevri’ye göre, onlara da Müslümanlara verilen pay nispetinde pay verilir.

- İleride Müslümanlarla Rumların sulh anlaşması yapacakları ve birleşerek bir düşmanla savaşacakları haberi, Resülullah Efendimiz (asm)'in geleceğe yönelik mucizevî haberlerinden biridir.

- Bu haber, Müslümanların gayri müslim bir milletle sulh anlaşması yapıp düşmana karşı birlikte harekete geçmelerinin caiz olduğuna delâlet etmektedir.

bk. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi, 6. Savaşta Müşriklerden Yardım Beklemek Bölümü.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun