Baba hakkı ödenir mi?

Tarih: 29.10.2024 - 11:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir namaz vakti uygulamasında bugün şu hadisi gördüm:
“Bir evlat babasını köle olarak bulsa, onu satın alıp hürriyete kavuştursa, yine de onun hakkını tam olarak ödeyemez.” (Müslim, Itk, 25)
- Ancak internette aynı hadise baktığım zaman meşhur bir dini sitede şöyle yazıyor:
“Hiçbir evlad babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur.” (Müslim, İtk 25)
- Çelişki oldu. Hangisi doğru?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hayır, bir çelişki yok; biri lafzi tercüme diğeri ise sonucuna göre yapılmış bir tercümedir.

İlgili hadis-i şerif şöyledir:

لاَ يَجْزِي ولدٌ والدًا إلا أن يجده مملوكًا، فَيَشْتَرِيَهُ فَيُعْتِقَهُ

“Hiçbir evlad babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp azat ederse, babalık hakkını ödemiş olur.” (1)

Bu hadis-i şerifte babanın hakkının onu ancak köle olarak bulup sonra onu satın alıp sonra da azat etmekle ödenmiş olacağı ifade buyurulmaktadır. Oysa Hattabi'nin de ifade ettiği gibi bir kimsenin köle olan babasını satın almasıyla babası hürriyetine kavuşmuş olur. Dolayısıyla onu ayrıca azat etmek fırsat ve sevabını elde edemez.

Şu hâlde, bir kimse, hiçbir zaman köle olarak bulacağı babasını hem satın alma hem de onu azat etme fırsatı bulamayacağından babasının hakkını ödeyebilmesi için ona yapması gereken iyilikleri yapma imkânını, hiçbir zaman bulamayacaktır.(2)

Başka bir hadis-i şerifte de bunun imkânsızlığı şöyle ifade edilmektedir:

"Bir adam annesini sırtına almış, Kâbe'yi tavaf ettiriyordu. O esnada Resulullah (asm) Efendimizi gördü ve:

“Nasıl, annemin hakkını ödeyebildim mi?” diye sordu. Peygamberimiz de şöyle buyurdu:

"Hayır, seni karnında taşırken bir nefes alma anındaki zahmetinin dahi hakkını ödeyemedin."(3)

Bu hadis-i şerifler, gösteriyor ki anne ve babanın haklan ödenemeye­cek kadar büyüktür; ne kadar çalışırsa çalışsın, ödenmesi imkânsızdır. Bu nedenle bir kimse ancak onlarla hüsnü muaşerette bulunmak suretiyle gö­nüllerini razı eder ve bu yolla Allah'ın rızasını kazınırsa, o zaman anne ve babasının hakkını ödemiş olabilir. Aksi hâlde onların hakları ödenebile­cek cinsten olmadığı için onları razı etmenin dışındaki bir gayret fayda vermez.(4)

Demek ki, hadis-i şerif baba hakkının büyüklüğünü ve bu hakkı ödemenin hemen hemen mümkün olmadığını ifade etmektedir. Peygamber Efendimiz (asm) bu hakkın önemini, hayatta kolay meydana gelmeyecek bir olaya bağlayarak anlatmaktadır. Nasıl ki bir insanın köle edilen babasını arayıp bulması ve onu sahibinden satın alıp hürriyetine kavuşturması pek duyulmadık bir olay ise, babasının yaptığı iyilik ve fedakârlıkları bir evladın ödemesi de aynı derecede zordur.

Diğer taraftan evlat babasına ihsanda bulunamaz. Babasını el üstünde tutması, bir dediğini iki etmemesi, ona saygıda kusur etmemesi evlatlık görevidir. Bu görevini en iyi şekilde yapması, ona elbette hem sevap hem de Allah’ın rızasını kazandıracaktır.

 Fakat kazandığı bu sevap, bir başkasına yaptığı iyilikten ve fedakârlıktan dolayı elde ettiği sevap gibi değildir. Zira başkasına yaptığı iyiliği, mecbur olduğu için değil, sevap kazanmak için yapmıştır. Bu iyiliği yapmasaydı, kendisine niye yapmadın diye sorulmayacaktı. Evlatlık görevini ise mecbur olduğu için yapacak, yaptığı için de Allah’ın hoşnutluğunu kazanacaktır. Bu görevi yapmadığı takdirde de hesaba çekilecektir.

Özetle, evlat babanın hakkını asla ödeyemez.

- Günümüzde kölelik zaten yok.

- Köleliğin olduğu zamanlarda ise evladın köle olan babasının ücretini ödeyip azad etmesi gibi bir durumun gerçekleşmesi nerdeyse imkânsız, böyle bir imkân olsa bile, zaten kölelik ücretini öder ödemez baba hür olacağı için azad etmesi gibi bir durum da olmayacak.

İşte Peygamber Efendimiz (asm) bu hadis-i şerlerinde anne-babanın hakkının ödenemeyeceğine çarpıcı bir örnekle dikkat çekmek istemiştir.

Ne mutlu anne-babasına hakiki evlat olup yine de asla haklarını ödeyemeyeceği bilincinde olanlara…

Kaynaklar:

1) Müslim, İtk 25; bk. Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 8; İbni Mâce, Edeb 1.
2) Hattabi, Mealimü’s-sünen, ilgili hadisin şerhi.
3) Buhârî, el-Edebu'1-Müfred Tercemesi, A. Fikri Yavuz, 1/15.
4) Zeki Duman, Kuran-ı Kerim'de Adabı Muaşeret, 175.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun