Aynı dinin mensupları, niçin dinde ihtilaf etmiş ve 73 fırkaya bölünmüşlerdir?

Tarih: 15.05.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hemen her dinde görüldüğü gibi İslam dininin mensupları da farklı mezheplere ayrılmışlardır. Bu mezhepler, Fığlalı'nın ifadesiyle "İslam dininin itikadî ve amelî sahadaki düşünce ekolleridir."(1)

Mezhep, gitmek anlamındaki Z-H-B kökünden türetilmiş bir kelime olup, "gidilen yol" anlamındadır.(2) Hz. Peygamber (a.s.m) şu ifadeleriyle insanlık alemindeki ihtilaf gerçeğine işaret eder:

"Yahudiler 71 fırkaya bölündü, Hristiyanlar 72 fırkaya. Ümmetim ise 73 fırkaya bölünecek. Biri dışında hepsi ateşte olacak. Kurtulan fırka benim ve ashabımın yolundan gidenlerdir."(3)

Zayıf bir rivayette ise,"biri dışında hepsi cennettedir" denilmiştir.(4)

73 fırka ile ilgili hadislerin sıhhat durumu hakkında hayli konuşulmuşsa da bizce bu fırkalara bölünme, tarihi bir realitedir ve ilgili hadisler bu realitenin ifadesidir.(5)

"73 fırkadan muradın ne olduğu?" meselesine gelince bu konuda başlıca iki görüş vardır:

Birincisi: 73 fırka ifadesini hakikat anlamında kabul edenler.

Bunlar itikadi fırkaları nazara verirler ve bunlardan çıkan tali kollarla 73 fırkaya tamamlarlar. Bu fırkaların başlıcaları, "Hariciler, Şia, Mu'tezile, Cebriye, Mürcie"dir. Bunlar ve bunlardan çıkan fırkalarla 73 rakamına ulaşmaya çalışan müellifler arasında tam bir ittifak yoktur.(6)

İkincisi: 73 fırka ifadesini kesretten kinaye olarak görenler.

Arapçada 7, 70, 700 gibi ifadeler çokluk ifade eder. Mesela, "yedi sema"(7) "yedi deniz",(8) "onlar için 70 defa da istiğfar etsen, Allah onları affetmeyecek."(9) "İman 70 küsur şubedir."(10) tarzındaki nass'larda bunu görebiliriz.

73 fırkadan herbiri kendini "fırka-i naciye" yani “kurtulan fırka” olarak kabul eder.(11)

73 fırka hadislerinde geçen "biri dışında hepsi ateştedir" ifadesine Mevlüt Özler şöyle yaklaşır:

"Bu bizzat narda (ateşte) olmayı değil, Kur'an ve Sünnetin yolundan ibaret olan hakka, doğruya isabet edememeyi ifade eder... Hz. Peygamber böyle diyerek onların görüş ve düşüncelerinin yanlışlığına dikkat çekmiştir."(13)

Şatıbî, aynı meselede şuna dikkat çeker:

"'Biri dışında hepsi ateştedir.' ifadesi, zahirde tehdid hükmünü iktiza eder. Cehennemde ebedilik veya ebedi olmayış belirtilmemiştir. Dolayısıyla cehennemde ebediliğe bu ifadede bir delil yoktur. Çünkü cehennemle tehdid, kâfirlere yönelik olabildiği gibi, asi mü'minlere de yönelik olabilmektedir."(14)

Bediüzzaman, kurtulan fırkayı "fırka-i naciye-i kamile" tabiriyle ifade eder.(15) Yani kamil manada kurtulan bir tanesi olacak, diğerleri az veya çok haktan inhiraf edeceklerdir.

Hz. Peygamber yere bir çizgi çizer, "işte bu doğru yol" der. Sonra bu çizginin sağına soluna başka çizgiler çizer.

"Bunlar da başka yollar... Bunlardan herbiri üzerinde o yola çağıran bir şeytan vardır." buyurur ve şu ayeti okur.(16)

"İşte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyunuz. Başka yollara uymayın ki, sizi O'nun (Allahın) yolundan ayırmasın..."(17)

Malumdur ki iki nokta arasında en kısa mesafe, doğrudur. Bunun dışında yer alan eğriler, az veya çok doğrudan inhiraf etmişlerdir.

Mesela, Allah'ın sıfatları konusunda, o sıfatları inkâr eden muattıla tefrit, onları mahlukatın sıfatlarına benzeten Müşebbihe ifrat etmişlerdir. "Allah'ın, bizce keyfiyeti meçhul sıfatları vardır." diyen Ehl-i sünnet ve cemaat ise, istikameti yakalamışlardır.

Keza, kader meselesinde kaderi inkâr eden Mu'tezile tefrit, insanın hür iradesini reddeden Cebriye ifrat etmiştir. "İlahi kader vardır. Fakat insan cüz-i ihtiyari sahibidir, dolayısıyla mes'uldür." diyen Ehl-i sünnet ve cemaat istikameti ifade etmiştir.

Bu iki misal gibi, 73 fırkayı meydana getiren ekoller, ya ifrat veya tefrit ucunda yer almışlardır. İstikametli yorum ise Ehl-i sünnetin olmuştur.

Kaynaklar:

1. Fığlalı, Ethem Ruhi, Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, Selçuk Yay. İst. 1980, s. 1.
2. İbnu Manzur, Lisanu'l-Arab, Daru Sadır, Beyrut, I, 393-394.
3. Tirmizi, İman,18; İbnu Mace, Fiten, 17; Ebu Davud, Sünne, 1.
4. Aclûnî, Muhammed, Keşfu'l-Hafa, Daru İhyai't-Türasi'l-Arabi, Beyrut, 1351 h., I, 150.
5. Bu konudaki görüşler için, bk. Özler, Mevlüt, İslam Düşüncesinde 73 Fırka Kavramı, Nun Yay. İst. 1996, s. 29-39.
6. bk. Özler, s. 67-78.
7. Bakara, 27.
8. Lukman, 27.
9. Tevbe, 80.
10. Müslim, İman, 58.
11. bk. Özler, s. 93-95; Fığlalı, s. 5.
12. Fığlalı, s. 2.
13. Özler, s. 122.
14. Şatıbî, Ebu İshak, el-İ'tisam, Daru'l- Kütübi'l- İlmiyye, Beyrut, 1995, s. 413.
15. Nursi, Said, Mektubat, Envar Neş. İst. 1993, s. 106.
16. Razî, Fahreddin, Mefatihu'l-Gayb (Tefsiru Kebir), Daru İhyai't- Türasi'l-Arabi, XIV, 3; İbnu Kesir, Hafız, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, Kahraman Yay. İst. 1985, III, 360; Kurtubi, Ebu Abdullah, El-Cami Liahkami'l-Kur'an, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1993, VII, 90.
17. En'am, 153.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun