Allah neden kader kavramını eşitsizlik olgusu üzerine yaratmış?

Tarih: 10.05.2020 - 04:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yani neden herkesin ailesinin maddi durumu eşit değil?
- Neden ben fakir bir ailenin çocuğu iken arkadaşlarım zengin bir ailenin çocuğu?
- Şimdi siz buna bu soruyu sorduğum diğer insanların verdiği cevapla aynı cevabı verip “kader” diyeceksinizdir. Ben Kader kavramının ”eşitlik olgusu” üzerine yaratılmış bir kavram olduğunu düşünmüyorum. Yani kader kavramının eşitsizlik doğurduğunu düşünüyorum.
- Şimdi size soruyorum, Allah neden kader kavramını eşitlik üzerine yaratmadı?
- Allah’ın gücü her şeye yetmez mi?
- Allah dileseydi kader kavramı eşitlik üzerine olamaz mıydı?
- Yani Allah dileseydi herkes aynı maddi duruma sahip ailelerde dünyaya gelemez miydi?
-  Neden ben fakir bir ailenin çocuğu olmak zorundayım?
- Bakın ben kadere inanıyorum ve bunların hepsinin kader olduğunu da biliyorum. Yani benim fakir bir ailenin çocuğu olmam fakat arkadaşlarımın zengin bir ailenin çocuğu olmaları falan tabi ki de bunların hepsi kaderdir.
- Ama hocam kader kavramında maalesef eşitlik olgusu yok. Allah kader kavramını eşitlik olgusu üzerine yaratmamış. Allah Kader kavramını resmen eşitsizlik olgusu üzerine yaratmış. Allah neden kader kavramını eşitsizlik olgusu üzerine yaratmış?
- Eşitlik olgusu üzerine yaratmaya gücü mü yetmemiş?
- Allah’ın gücü her şeye yetiyorsa kader kavramını eşitlik olgusu üzerine yaratmaya da yeter?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce kaderin ne olduğunu anlamamız lazım. Bilindiği gibi kader imanın altı şartından biridir.

Peki kader nedir, onu nasıl anlamalıyız?

İslam alimleri Kur'an ve hadislerin ışığında kaderi şöyle tarif ederler: Kader bir bilgidir, bir ilimdir. Yani kader, insanoğlunun yaptığı ve yapacağı davranışların daha önce Allah tarafından bilinmesidir. Yoksa Allah, insanların elini kolunu bağlayarak istediği işi yapmaya mecbur etmez ve zorlamaz. Şu kulum fakir olacak deyip onu fakir yapmaz. Kul birtakım sebeplerle ve kendi iradesi sonucu fakir düşmüşse işte Allah onu önceden biliyor demektir. Kulun fakir olacağını bilmesi kulu fakir yapmaz.

Mesela bilim insanları, önümüzde şu tarihte şu gün ve şu saatte Ay tutulacak diye hesap yapıp yazmışlar. Zamanı gelir ve Ay tutulur. Şimdi bilim insanları Ay tutulacak diye yazdıkları için mi Ay tutuluyor, yoksa Ay'ın tutulacağını bilimsel bir hesapla bildikleri için mi tutulacak diye yazmışlar?

İşte kaderi buna benzetebiliriz.

Kader bir bilgidir, bilgi maluma tabidir.

Diyelim ki denizin rengi mavidir, onun mavi olması malum olan bir şeydir, bizim onu mavi olduğunu bilmemiz bilgidir ve ilimdir.

Allah dünyada imtihan sırrı gereği olarak canlıları, melek, şeytan, hayvan ve insan olmak üzere dört grupta yaratmıştır.

Melekler hep iyilik yaparken, şeytanlar da hep kötülük yaparlar, hayvanlar ise ne kötülük ne de iyilik yapabilirler.

İnsanlar ise bunlardan farklı olarak hem iyilik hem de kötülük yapabilecek şekilde yaratılmıştır.

Allah insana akıl, vicdan, irade ve güç vererek onları sınava tabi tutmaktadır. Vahiy yoluyla gönderdiği emir ve yasaklarla, evrene koyduğu kanunlarla onları söz ve davranışlarıyla sınava tabi tutmaktadır.

İnsan da kendi hür iradesiyle birtakım davranışlarda bulunuyor. Allah da buna onay veriyor. Çünkü insanın iradesi Allah’ın külli iradesine bağlıdır. Allah dilerse izin vermez, ama imtihan gereği onu hür iradesiyle baş başa bırakır. O da ilahi emirlere uyar veya uymaz. Neticende yaptıklarından sorumlu olur.

İnsanların günah işlemesi veya Allah’ın emir ve yasaklarına uyması kendi iradesiyledir. İnsanın "Kaderimde ne varsa o olur." demeye hakkı yok. Allah insanların iyilik yapmasını ister, ama o kötülüğü yapmayı tercih etmişse Allah onu engellemez.

Zenginlik fakirlik meselesine gelince:

Allah çalışmayı emrediyor. “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm, 53/39) diyor. Bu, aynı zamanda Allah’ın koyduğu bir tabiat kanunudur. Hem Müslüman hem de kafir için aynı şartlarda geçerlidir. Kim çalışırsa Allah ona verir.

Bu ilim ve mal edinmede olduğu gibi teknolojide de geçerlidir. Günümüz dünyasında Müslümanların teknolojide geri kalmaları, yersiz, yurtsuz, aç olmaları kaderin suçu değildir. Bu tembelliğin, çalışmamanın, cehaletin, gafletin ve ihtilafın bir sonucudur diyebiliriz.

Allah, “Size isabet eden sıkıntı ve musibetler kendi elinizle yaptığınız (yanlış işler) yüzündendir.” (Şura, 42/30) buyurmaktadır. Kader adil davranır, bu dünyada kim çalışırsa Allah ona verir. Çünkü dünya imtihan dünyasıdır.

Ayrıca Allah, bazı insanlara mal mülk vererek onları malla imtihan eder; bazılarına da mal vermeyerek onları yoksullukla imtihan eder.

Diğer taraftan, şunu bilelim ki, bizler olaylara bakarken dünya hayatını esas alırız, Allah ise ahiret hayatını esas alır. Onun için dünyada kötü bildiğimiz bir şey ahiretimiz için iyi veya iyi bildiğimiz bir şey de ahiretimiz için kötü olabilir.

Şurası da bir gerçektir: İnsan sadece mal mülk ile mutlu olmaz, nice zenginler var ki, mutsuz ve bahtsız ve nice fakir var ki mutlu ve bahtiyardır. Bunu dünyada pek çok örnekleri vardır. Mutluluk hayata bakış açısına bağlıdır diyebiliriz.

Onun için şunu rahatlıkla söyleriz ki insanlar zulüm eder kader ise adalet eder...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun