Allah bir kimseye hayır murat ederse, onu kendi kusurlarıyla meşgul eder, sözü hadis midir?

Allah bir kimseye hayır murat ederse, onu kendi kusurlarıyla meşgul eder, sözü hadis midir?
Tarih: 14.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, bu anlama gelen hadis vardır: 

"Allah (c.c), bir kulunun hayrını (iyiliğini) isterse, ona kendi içinden bir nasihatçi nasip eder. Böylece ona iyilikleri emreder ve onu haramlardan da sakındırır.” [bk. Münavi, Feyzü’l-Kadir 1/ 272 (419); Aclunî, Keşfu'l-Hafa 1/ 78]

Dünya hayatımızı tehdit eden bir tehlikeyi haber verene nasıl teşekkür edeceğimizi bilemeyiz. Halbuki, Allah bize ebedi hayatımızı tehdit eden hatalarımızı bildirmektedir. Bu nedenle kendi içimizden böyle bir nasihatçi kılmasının ne kadar büyük bir hayır olacağı daha iyi anlaşılacaktır. Böylece her zaman bize hayır ve güzellikleri hatırlatıp onlara yönlendiren; bütün haram ve yasakları hatırlatıp onlardan uzak tutan bir ikazcının bizimle beraber olması büyük bir hayırdır ve saadettir.

İşte Allah, sevdiği ve hayrını istediği kimselere bunu ihsan etmektedir. Ancak bizlerin de bu hayra layık olacak bir hayat tarzı sürmemiz ve o yolda çaba göztermemiz gerekir.

Bir Müslümanın başkalarının kusurlarını araştırması haram kılınmıştır. Nitekim,

 “...Birbirinizin kusurunu araştırmayın...” (Hucurat, 49/12)

ayeti bunu açıkça bildirmektedir.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli uyarı da “Başkasının ayıplarını, kusurlarını anlatmak istediğinde, hemen kendi kusurlarını hatırla."[Münâvî, age. 1/ 272 (419)] anlamındaki hadistir.

İnsan, öncelikle kendi kusur ve ayıplarını görmesi gerekirken, başkalarının ayıp ve kusurlarını görür. Hatta zaman zaman kendi büyük hatalarını örter, ama başkalarının küçük hatalarını hiç kaçırmaz. İnsanın bu hatasına dikkat çeken Peygamber Efendimiz (asm):

"Sizden biriniz, kardeşinin gözündeki çöpü görür de kendi gözündeki merteği unutur, (görmez)."(Münzirî, et- Terğib ve't- Terhib 3/236)

anlamındaki veciz sözüyle, öncelikle kendi kusur ve ayıplarımızı görmemiz gerektiğini belirtir.

Dilimize atasözü olarak da geçen bu hadis-i şerif; başkalarının küçük kusurlarını, yanlışlarını görüp de kendi kusurlarını görmemenin bir çeşit zulüm, taşkınlık, şaşkınlık olduğunu ifade ediyor.

İnsanların ayıplarına gözlerini diken insan, kendi hatalarını görmez. Kendi kusurlarını görebilen insan bahtiyardır. Başkalarını düzeltebilmek için önce kendimizi düzeltmemiz gerekir. Zaten kendi nefsiyle uğraşan ayıp, hata ve kusurlarını düzeltmeye çalışan insan, başkalarının kusurlarını görmeye vakit bulamaz.

İnsan başkalarının hatalarını küçük, kendi kusurlarını ise büyük görmeli, başkalarını kötülemektense kendi nefsinin kusurlarını kötülemelidir.

Kendimizin kötülüklerini, dostlarımızın da iyiliklerini görmeliyiz. Yanıldığını kabul etmeyenler, en çok yanılan insanlardır.

Ayrıca bir Müslümanın “Kendi kusurlarıyla uğraşıp başkalarının kusurlarını kurcalamaktan kendisini alıkoyan kimseye müjdeler olsun." (Münâvî, age. 4/281) hadisini rehber etmesi gerekir.

"Şu üç huy kişiye ayıp olarak yeter:

1. Kendi utanç verici halini görmeyip, başkasındaki aynı kusuru görmesi.
2. Kendi utanç verici halini görmeyip, başkalarının aynı durumundan utanç duyması.
3. Oturup kalktığı kimselere sıkıntı vermesidir."
(Münâvî, age. 3/76; Taberâni, Mucemü'l- Kebir 2/168)

"Öyleyse nefsinizi temize çıkarmayınız. Yüce Allah ihlas ile amel edeni, gizli ve açıkta Rabbinden korkanı bilir." (Necm, 53/32)

mealindeki ayet hepimizin temel kuralımız olmalıdır.

Kendi kusurlarını görebilmek, onlardan kurtulmanın ilk şartıdır. Kusur bilindikten sonra tedavisi kolaydır. Biz başkalarının değil, kendimizin hesabını vereceğiz. Başkalarında görüp de kızdığımız, beğenmediğimiz halleri kendimizde bulundurmamalıyız.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun