Allah'ın yasaklarına uyup zina etmeyen gencin, Allah katındaki yeri nedir?

Tarih: 24.09.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Zina etmemenin sevabı nedir ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in gençlere bu konuda müjdesi var mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kadınla erkeğin nikâhsız birleşmelerine zinâ denmektedir. Zinâ semâvî dinlerin hepsinde haramdır.

İlgili âyetlerden bir kaçı şöyledir:

“Fuhşun açığına da gizlisine de yaklaşmayın.” (En’am, 6/151)

“De ki: Rabbim, ancak gizlisi ve açığıyla her türlü fuhşu, günahı, haksız yere tecâvüzde bulunmayı, bu hususta hiçbir delil indirmediği halde Allah’a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.” (A’râf, 7/33)

“Zinâya yaklaşmayın. Şüphesiz ki o, pek çirkin bir şeydir ve pek kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)

Zina dahil her günahtan uzak durmak vaciptir, yani farzdır. Emredilenleri yapmak vacip olduğu gibi, yasaklanan şeyleri yapmamak da onun gibi vaciptir. Bir tek vacibi işlemek bir çok sünnet işlemekten daha sevaplıdır. Bu sebeple, bir kimse herhangi bir günahı işleme imkânı olduğu halde sırf Allah korkusundan dolayı o günahı işlemezse bir vacibi işlemiş olur.

Tabii ki, günahların işlenmesi gibi onlardan sakınmak da o günahların büyüklüğü ve çekiciliği oranında değişir. Bu açıdan baktığımızda, zina suçu çok büyük ve de çok çekici olduğundan -imkânı olduğu halde- Allah korkundan ondan uzak durmak çok büyük sevap kazandıracağına şüphe yoktur.

Nitekim Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadiste Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:

"Yedi kişi / grup var ki, Allah kendi (arşının) gölgesinden başka gölgenin olmadığı günde, onları (arşının) gölgesi altında gölgelendirecektir: Bunlar:
- Âdil imâm / devlet reisi / yetkililer,
 - Rabbine ibâdet içinde yetişmiş genç,
- Gönlü mescitlere bağlı olan kimse,
- Allah için birbirlerini seven, buluşmaları da ayrılmaları da buna dayalı olan iki kimse,
- Mevki ve güzellik sahibi bir kadının gayri meşru bir isteğine: ‘Ben Allah'tan korkarım’ diyen kimse,
- İnfâk ettiğinde sol tarafının, sağ tarafının ne infâk etmekte olduğunu bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse,
- Tenhâ yerde Allah 'ı zikredip / düşünüp de, iki gözü dolup taşan kimse.” 
(Buharî, Ezan, 36).

Diğer bir rivayete göre, Peygamberimiz (a.s.m) Ashabıyla beraber bulunuyordu. Bir genç çıkageldi ve çok saygısızca:

 "Ya Resulallah! Ben felanca kadın ile arkadaş olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum." dedi. Ashab-ı Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah (asm)'dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağırıştılar. Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu.

Sevgili Peygamberimiz (a.s.m) "Bırakın o genci." buyurdu. Resulullah (asv), genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu ve:

 "Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?" diye sordu. Genç hiddetle:

 "Hayır Ya Resulallah." diye cevab verdi. Resulallah (asm):

"Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar." Sonra:

"Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?" diye sorduklarında genç :

"Hayır, asla!" diyerek hiddetleniyordu.

"Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez." buyurdu. Sonra Hz.Peygamber (a.s.m) mübarek elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etti:

"Allah'ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla." buyurdu.

Genç, Resulallah (asm)'ın huzurundan ayrıldı. Bir daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından bile geçmeden yaşamış! (Müsned, 5/257)

Bir diğer rivayette Rasûl-ü Ekrem (a.s.m Efendimiz,

“Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta heva-perest) gençler gibi yaşayandır.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, X/270; İbn Hacer, el-Metalibu’l-Aliye, III/3). buyurmuştur.

“Şu dört şeyden sakınan cennete girer: Cana kıyma, haram yeme, zinâ etme, içki içme.” (Câmiü’s-Sağir, 4/1522)

Bu hadis, zina etmeyenin alacağı mükafatı bildirirken,

“Zinâ edenler -eğer tövbe etmemişlerse- haşir meydanına vücutları yanar halde gelirler.” (Câmiü’s-Sağir, 2/542)

hadisi de zina edenin haşir meydanına çıkacağı durumu gözler önüne sermektedir.

Zinâ en büyük günahlardandır. Fakat bu günahtan kurtulmanın yolu elbette vardır. Makbul şekilde tövbe eden her kul gerek dünyada, gerekse âhirette günahların baskısından, şiddetinden, cezâsından ve kendisinden Allah’ın rahmetiyle ve mağfiretiyle kurtulabilir.

Bu nedenle Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Kul bir günah işler ve günahı sebebiyle Cennete girer. Bu şöyle olur: İşlediği günah devamlı hatırındadır. Bu günahtan dolayı Allah’tan utanır ve o günahtan tövbe edip kaçınır. Böylece cennete girer.” (Câmiü’s-Sağir, 2/554).

İlave bilgi için tıklayınız:

''Gençliğin taşkınlığına kapılmadan kendini ibadete verip isyan etmeyen gence, ...

Nefisle cihad nasıl olmalı ve cinsel baskıdan kurtulma çaresi nedir?

Kıyamet günü Arş'ın gölgesinde gölgelenecek olan yedi grup kimlerdir? Hangi özellikler buna neden olmaktadır?

Gençken mi, yaşlıyken mi ibadet etmek? Peygamberimiz'in gençliğe verdiği önem?

Gençliğin verdiği hevesatlardan kurtulma yolları?

Ahir zamanda genç olmak?

İnsanların en hayırlısı gençken yaşlı gibi görünmek isteyendir,...

Gençliğin Tehlikelerinden Sakınınız

En Hayırlı Gençler

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun