Salat-ı Meşişiye nedir, kimindir?

Tarih: 17.09.2024 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İbni Abidîn (Rahimehullâh) ın nakline göre; bu salât sabah ve akşam namazlarından sonra bir veya üç defa okunur. Bunun kıraatında bulunan sırları ve nurları ancak Allâh-u Teʻâlâ bilebilir. Bunu okumakla elde edilecek İlâhî mededlerin ve Rabbânî fetihlerin hakîkatini de Allâh-u Teâlâ dan başkası bilemez. Allâh-u Teâlânın ve Rasûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in ayn-i inayetleriyle her işinde gözetilir ve desteklenir. Ancak faydası ve bereketi sadâkat, ihlas ve takva üzere devam şartıyla zahir olur. (Ahmed ibni Muhammed es-Sâvî, el-Esrâru'r- Rabbaniyye ve'l-Füyûzâtü'r-Rahmâniyye ale's-Salevâti'd- Derdîriyye, sh: 32-39; Yûsuf-u Nebhânî, Efdalü's-salevât alâ Seyyidi's-sâdât, Salât no:43, sh:74-75)
- Bu hadis ile amel edilir mi doğruluğu ne derece doğru acaba?
- 2000 delailül hayrata bedel mi Okunuşu birazını yazabildim çok uzun:
 Allâhümme salli alâ men minhün şeqqatil esrâru venfeleqatil envâru ve fîhirteqatil haqâiqu ve tenezzelet ulûmu âdeme fea'cezel halâiqa ve lehû tedâeletil fühûmü felem yüdrikhü minnâ sâbiqun ve lâ lâhiqun feriyâdul melekûti bizehri cemâlihî mûniqatün ve hıyâdul ceberûti bi feydı envârihî mütedeffiqatün ve lâ şey-e illâ ve hüve bihî menûtun iz levlel vâsitatü lezehebe kemâ qîlel mevsûtu salâten telîqu bike minke ileyhi kemâ hüve ehlüh.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, bu tür salavatlar ayet-i kerime veya hadis-i şerif değildir. Elbette alim ve evliya zatların salavatları da okunur ve okumalıyız, bunların manalarından, feyizlerinden ve manevi ikliminden istifade etmeye çalışmalıyız. Ama bunların faziletleriyle ilgili açıklamaların da rüyaya, ilhama veya şahsi kanaatlere dayandığını unutmamalıyız.

Salat-ı Meşişiye, Ebu Muhammed Abdüsselâm b. Meşîş (Beşîş) el-Hasenî’ye aittir. Bu zat, tasavvufun Kuzey Afrika’daki en büyük temsilcilerinden biridir ve Ebü’l-Hasan eş-Şazelî’nin de hocasıdır.

İbn Meşiş Hazretlerinin evradı "es-Salavatü’l-Meşişiye" adıyla günümüze kadar gelmiştir. Kısa bir salavattan ibaret olan bu vird, tasavvufun belli başlı kavramlarını özlü bir şekilde ifade ettiğinden, âbid ve sûfîler arasında hararetle okunmuş ve muhtelif müellifler tarafından defalarca şerh edilmiştir.

Yusuf en-Nebbanî, "el-Cevahirü’l-Bihâr" adlı eserinde, Abdülaziz ed-Debbağ, Abdülgani en-Nablûsî ve Sîdî Abdullah el-Mirgânî’nin şerhlerini aynen iktibas etmiştir.

"es-Salavâtü’l-Meşişiye" İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri tarafından da şerh edilmiştir.

Sufîler metni kısa olan bu salatın manevi tesirine inandıkları için onu vird olarak benimsemiş ve günün belirli vakitlerinde okunmasını tavsiye etmişlerdir.

Onlara göre bu salat, insan tarafından tertiplenen salavatın en mükemmellerinden biri olup, ilahi bir ilhamla söylenmiştir.(1)

Abdüsselam b. Meşiş Hazretleri'nin okuduğu rivayet edilen salavatı aşağıya alıyoruz:

Arapçası

اللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى مَنْ مِنْهُ انْشَقَّتِ الأسْرَارُ. وَانْفَلَقَتِ الأنْوَارُ. وَفِيهِ ارْتَقَتِ الْحَقَائِقُ. وَتَنَزَّلَتْ عُلُومُ آدَمَ فَأعْجَزَ الْخَلاَئِقِ. وَلَهُ تَضَاءَلَتِ الْفُهُومُ فَلَمْ يُدْرِكْهُ مِنَّا سَابِقٌ وَلاَ لاَحِقٌ. فَرِيَاضُ الْمَلَكُوتِ بِزَهْرِ جَمَالِهِ مُونِقَةٌ. وَحِيَاضُ الْجَبَرُوتِ بِفَيْضِ أنْوَارِهِ مُتَدَفِّقَةٌ. وَلاَ شَيْءَ إِلاَّ وَهُوَ بِهِ مَنُوطٌ. إِذ لَوْلاَ الْوَاسِطَةُ لَذَهَبَ كَمَا قِيلَ الْمَوْسُوطُ. صَلاَةً تَلِيقُ بِكَ مِنْكَ إِلَيْهِ كَمَا هُوَ أهْلُهُ

اللَّهُمَّ إِنَّهُ سِرُّكَ الْجَامِعُ الدَّالُ عَلَيْكَ. وَحِجَابُكَ الأعْظَمُ الْقَائِمُ لَكَ بَيْنَ يَدَيْكَ

 اللَّهُمَّ ألْحِقْنِي بِنَسَبِهِ. وَحَقِّقْنِي بِحَسَبِهِ. وَعَرِّفْنِي إِيَّاهُ مَعْرِفَةً أسْلَمُ بِهَا مِنْ مَوَارِدِ الْجَهْلِ. وَأكْرَعُ بِهَا مِنْ مَوَارِدِ الْفَضْلِ. وَاحْمِلْنِي عَلٰى سَبِيلِهِ إِلَى حَضْرَتِكَ. حَمْلاً مَحْفُوفاً بِنُصْرَتِكَ. وَاقْذِفْ بِيَ عَلٰى الْبَاطِلِ فَأدْمَغَهُ وَزُجَّ بِي فِي بِحَارِ الأحَدِيَّةِ وَانْشُلْنِي مِنْ أوْحَالِ التِّوْحِيدِ وَأغْرِقْنِي فِي عَيْنِ بَحْرِ الْوَحْدَةِ حَتَّى لاَ أرَى وَلاَ أسْمَعَ وَلاَ أجِدَ وَلاَ أُحِسَّ إِلاَّ بِهَا وَاجْعَلِ الْحِجَابَ الأعْظَمَ حَيَاةَ رُوحِي وَرُوحِهِ سِرَّ حَقِيقَتِي وَحَقِيقَتِهِ جَامِعَ عَوَالِمِي بِتَحْقِيقِ الْحَقِّ الأوَّلِ يَا أوَّلُ يَا آخِرُ يَا ظَاهِرُ يَا بَاطِنُ اسْمَعْ نِدَائِي بِمَا سَمِعْتَ نِدَاءَ عَبْدِكَ زَكَرِيَّا وَانْصُرْنِي بَك لَكَ وَأيِّدْنِي بِكَ لَكَ وَاجْمَعْ بَيْنِي وَبَيْنَكَ وَحُلْ بَيْنِي وَبَيْنَ غَيْرِكَ الله الله الله

إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لَرَادُّكَ إِلَى مَعَادِ رَبَّنَا آتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وهيئ لَنَا مِنْ أمْرِنَا رَشَداً إِنَّ الله وَمَلاَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلٰى النَّبِيِّ يَا أيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً

Latin Harfleriyle Okunuşu

Allâhümme salli ve sellim alâ men minhu inşakkatil esrâru venfelekatil envâru Ve fihi irtekkatil hakâiku Ve tenezzelet ulumu âdeme fe'acezel halâika velehu tedâeletil fuhumu felem yüdrikhu minnâ sâbikun vela lâhikun Feriyâdul meleküti bizehri cemâlihi munikatun Ve hiyâdul ceberuti bifeydi envârihi mütedeffikatun Velâ şey'e illa vehüve bihi menutun iz levlel vâsitatu lezehebe kemâ kilel mevsut Salâten teliku bike minke ileyhi kemâ hüve ehluhu.

Allâhümme innehü sırrukel câmiuddâllu aleyke Ve hicabukel a'zamu el kâimu leke beyne yedeyke

Allâhümme elhikni bisâlihi ümmetihi ve hakkikni bi muhabbetihi Ve arrifni iyyâhu ma'rifeten Eslemu biha min mevâridil cehli Ve ekrau biha min mevâridil cehri ve ekrau biha min mevâridil fadli Ve ehmilni ala sebilihi ilâ hadratike hamlen mahfufen bi nusratike Vekzif bi alel bâtili feedmeğuhu Ve zicbi fi bihâril ehadiyyeti Venşilni min evhâlittevhidi Ve eğrikni fi ayni bahril vahdeti hatta lâ era velâ esmau velâ ecidu velâ uhissu illâ biha Vec'alil hicâbel azama hayâte ruhi ve ruhahu sırra hakikati ve hakikatehu câmiaavâlimi bitah kikil hakkil evveli Yâ evvelu ya âhiru ya zâhiru ya bâtinu yâ Allah unsurni bike leke ve eyyidni bike leke vecma beyni ve beyneke ve hul beyni ve beyne ğayrike Allahu Allahu Allah

İnnellezi ferada aleykel Kur'ane lerâddüke ila meâdin Rabbenâ âtina min ledunke rahmeten ve heyyi'lena min emrine raşeda. İnnallâhe ve melâ-i ketehû yusallûne ‘alâ-nnebiyyi yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû sallû ‘aleyhi vesellimû teslîmâ.

Anlamı:

Allah’ım! Sırların ondan ortaya çıkıp yayıldığı, nurların ondan aydınlandığı, bütün hakikatlerin onda birleştiği, insana âit ilimlerin onun kalbine indiği ve böylece yaratılanları aciz bıraktığı, idraklerin onun karşısında çok küçük kaldığı, bizden gelmiş ve gelecek kimselerin idrakinin ona erişemediği, melekût bahçelerinin cemâlinin çiçekleri ile güzelleştiği, ceberutun havuzlarının, onun nurunun feyzi ile dolup taştığı, - vasıta olmasaydı, varlığı vasıtanın varlığına bağlı olan olmazdı denildiği şekliyle- varlığı onun varlığına bağlı olmayan hiçbir şeyin olmadığı kimseye salât eyle. Onun varlığına öyle salât eyle ki, o salât ancak sana lâyık olsun. Senden ona ulaşan, onun mertebesine layık bir salât olsun.

Allah’ım! O, tüm hakikatleri kendinde toplayan ve Sana ulaştıran sırrındır. Huzurunda her zaman var olan en büyük vâsıtandır.

Allah’ım beni onun nesebine dâhil et, onun sahip olduğu ahlak ile ahlaklandır. Bana onu öyle bildir ki, ben cehaletin bütün uğraklarından kurtulayım ve fazilet pınarlarından yudumlayayım. Beni onun yolu üzere, Sen’in yardımınla çepeçevre bir şekilde yine Sen’in katına yönelt. Beni bâtıl üzerine öyle bir indir ki ben bâtılı hükümsüz kılayım.

Beni ehadiyet denizleri içine daldır, tevhid hakkındaki beşeri zorluklardan ve varlık kayıtlarından kurtar, vahdet denizi içine daldır öyle ki, ben sâdece onunla göreyim, işiteyim, bulayım ve hissedeyim.

Allah’ım! En büyük vasıtan olan Efendimizi ruhumun hayatı, ruhunu hakikatimin sırrı eyle. Hakikatini evvel olan Hakk’ın tahkikiyle âlemlerimi toplayıcı eyle.

Ey Evvel, Ahir, Zahir ve Batın olan Allah’ım! kulun Zekeriya’ın duasını işittiğin gibi, benim de duâmı işitip kabul eyle. Bana Seninle ve Senin için yardım et. Beni Seninle ve Senin için destekle. Benim ile Senin aranı birleştir. Benimle senden gayrısının arasına gir. Allah! Allah! Allah!

“Kuran’ı sana indirip, onunla amel etmeyi farz kılan Allah seni dönülecek yere tekrar döndürecektir.” (Kasas, 28/85)

“Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ihsan eyle ve işimizde bizi muvaffak eyle.” (Kehf, 18/10)

“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.(Ahzâb, 33/56)

Kaynak:

1) DİA, Süleyman Uludağ, Abdüsselâm b. Meşiş El-Hasenî md.
2) Şerh-i Salât-ı Meşişiye, İsmail Hakkî Bursevî Kuddise Sırruhu’l ‘Âlî. Hazırlayan, Muzaffer Ergür, İstanbul 2009.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun