Kişinin, bir hata yaparak anlamsızca yaptığı sıkıntıların içinden çıkılmaz bir halde ise, Allah bu durumda yardım eder mi?

Tarih: 09.01.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kabz hali: Tasavvufî bir terim olarak kabz takallüs, sıkılma, sıkışma anlamlarında olup, yayılma, açılma, iç açılması demek olan "bast" ın zıddıdır. Kabz, korku (havf) durağına tekabül eden ruhî bir haldir. İnsanda bu sıkıntı hâlini meydana getirenin Allah olduğu kabul edilir.

Es-Sarrâc bu iki terimi şöyle tarif eder:

"Kabz ve bast yüce ve rûhî iki hal olup, ariflere mahsustur. Allah onları sıktığı zaman, yemek, içmek ve eğlenmek gibi caiz olan şeylerden ve gıdaların bir kısmından alıkoymada etkili olur. Ariflerin gönlünü açtığı zaman da, kendilerini korumayı üzerine almak sûretiyle, o câiz olan şeyleri yine kendilerine iâde eder. Kabz arifin öyle bir hâlidir ki, kendisine bu durumda marifetullahtan başkasına elverişli bir mekân bırakılmamıştır." (Kitâbü'l-Lüma', nşr. Nicholsun, s. 342).

Orta Çağ; Hristiyan tasavvufunda kabzını karşılığı olan terim, Fransızca "desolation" dur. Bu kelime sözlükte; yıkıklık, haraplık, büyük keder, büyük iç sıkıntısı anlamlarına gelir (İ. Hami Danişmend, Cirand Dictionnaire Francais Terc., İstanbul tv. I, 361).

EL-KÂBIZ: Allah'ın, her şeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, her şeyi emri altına alıp tutan en yüce varlık olduğu anlamına gelir. Bu isim ile dua etmek kabz halindeki insan için illaki faydası vardır.

Kabz ve bast halleri; lügat manası olarak ruhen sıkıntı, daralma ve genişleme, sıkıntı ve ferahlık manalarına gelmektedir. Bu halleri Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lahikasında şöyle açıklamaktadır:

“... Sair teellümât-ı ruhaniye ise, sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü, emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca müvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-ı terakki bir düstur-u meşhurdur.”

Bu ifadeyi biraz açacak olursak, ruhi bazı sıkıntılarımız Cenab-ı Allah tarafından, bizi; sabra ve nefis ile mücahedeye alıştırmak için bize verilen Rabbani birer kamçıdır. Burada kamçı ifadesi üzerinde duracak olursak, nasıl ki, tembelleşen, hantallaşan bir mahluku harekete getirmek için kamçı kullanılır. Aynen öyle de, tembelleşen ve yeknesaklık içerinde bulunan bir insan da bu kabz ve bast halleriyle adeta mü’min kamçılanmakta, ve vazifesinde ciddiyete sevk edilmektedir.

Ancak bu noktada yukarıdaki ifade de geçen “emn ve ye’sin vartası” ifadesi de gözden kaçmamalıdır. Emn hali bast halinin neticesi olmamalıdır. Yani sıkıntı ardından gelen rahatlık, vazifedeki ciddiyete halel vermemelidir. Bununla beraber kabz halinin neticesinde mü’min ye’se düşmemelidir. Çünki istiklal şairimizin de ifade ettiği gibi “Ye’is mani-i her kêmaldir” Ümitsizlik ile her muvaffakiyetin önü kapanır.

Bu haletler Cenab-ı Hakk'ın Celal ve Cemal isimlerinin tecellisi iledir. Nasıl ki hastalık Cenab-ı Hakk'ın Şafi isminin tecellisi neticesi ise, sıkıntı haline Cenab-ı Hakk'ın el-Darr (celali isim) gibi isimlerinin, rahatlık ve genişlik hali de Cenab-ı Hakk'ın el-Vasi (cemali isim) gibi isimlerinin neticesidir.

Bu halden kurtulmak için abdestli dolaşmayı adet haline getirmek, ayrıca Kur'an-ı Kerim ve Cevşen'i sık sık okumak gerekir. Günahlardan sakınmak da kalbin huzur bulmasına vesiledir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun