Nahl suresi, 71. ayette, kendisine fazla rızık verilen insanların, bu kendilerine verilen bol rızıkları etraflarındaki insanlara dağıtmaları ve onlarla eşit hale gelmeleri mi isteniyor?
Değerli kardeşimiz,
Nahl Suresi, 71. Ayet:
"Allah kiminize kiminizden daha fazla rızık verdi. Ama kendilerine fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilerle paylaşıp da onları bu hususta kendileriyle eşit hale getirmeye yanaşmıyorlar. Peki onlar Allah'ın nimetini inkâr etmiş olmuyorlar mı?"
Ayetin tefsiri hakkında alimlerin farklı değerlendirmeleri olmuştur. Bunlardan biri, infak etmenin gerekliliği hakkındadır. Diğeri ise ayetin müşrikler hakkında olduğu ve teşbih yapılarak onlara mesaj verildiği hakkındadır. Âyette, Mekke'nin putperest ileri gelenlerinin, köleleri kendilerine eşit saymazken putlarını Allah'a ortak koşup eşit saymalarına karşı bir eleştiri anlamı bulunduğu belirtilmektedir. (Zemahşerî, II, 336; İbn Kesîr, IV, 504-505)
"Allah, rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı." Yani, kiminizi zengin, kiminizi fakir, kiminizi hür, kiminizi köle kıldı.
Rızık hususunda "üstün kılınanlar... rızıklarını ellerinin altındakilere geri vermezler." Yani, efendi, mal bakımından köle ile sahibi eşit olsun diye kendisine rızık olarak verilen herhangi bir şeyi, kölesine vermek istememektedir.
Bu, yüce Allah'ın, puta tapanlara verdiği bir misaldir. Yani sizin köleleriniz, sizinle eşit olmadığına göre, nasıl benim kullarımı bana eşit kılıyorsunuz? Sahip oldukları kölelerinin kendi mallarında ortaklıkları söz konusu olmadığına göre, onların da Allah'a ibadette O'nun dışındaki putları, heykelleri ve onların dışında kendilerine tapınılan melekler ve peygamberleri -halbuki hepsi de Allah'ın kulları ve yaratıklarıdır- oıtak koşmaları da caiz olamaz. Bu anlamdaki açıklamayı Taberî naklettiği gibi, İbn Abbas, Mücahid, Katade ve başkaları da bu şekilde açıklamışlardır.
Yine İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, bu ayet-i kerime Mecran Hristiyanları hakkında inmiştir. Onlar, "İsa Allah'ın oğludur." deyince, yüce Allah onlara; "Üstün kılınanlar... rızıklarını ellerinin altındakilere geri vermezler." buyruğunu indirdi.
Yani efendi, sahip olduğu kölesine efendi ile köle malda eşit olsun diye rızkını, malını geri vermediğine göre, siz nasıl olur da kendiniz için razı olmadığınız bir hususa benim için rıza gösteriyor ve böylelikle kullarım arasından oğlumun olduğunu iddia ediyor?
Bunun bir benzeri de yine ayeti kerime de şöyle:
"(Allah) size kendi nefislerinizden bir misal getirdi. Size rızık olarak verdiklerimizle eliniz altındaki kölelerinizin size ortak olup, o rızıkta hep birlikte eşit olmayı ve kendiniz gibi hür olan diğer ortaklarınızdan çekindiğiniz gibi onlardan da çekinmeyi kabul eder misiniz?" (Rûm, 30/28, bk. İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 10/219-220).
Ayet hakkında diğer değerlendirme ise infak etmenin gerekliliği hakkındadır.
Allah'ın takdiri ile doğuştan getirdikleri kabiliyetlerin, ayrıca yine ilâhî takdire bağlı olarak yaşadıkları sürece karşılaştıkları imkân ve fırsatların azlığına veya çokluğuna, elverişli olup olmamasına ve bunları farklı şekillerde değerlendirmelerine göre azıkları, kazançları farklı olmuştur ve olacaktır. İnsan, sahip olduğu servetle değil, onu nasıl kullandığı ile değerlendirilir.
"Ellerinin altındakiler"den maksat, özel anlamda köleler, daha genel olarak kişinin, bakımından, geçiminden sorumlu bulunduğu yakınlarıyla çalıştırdığı, hizmetinden istifade ettiği insanlardır. Âyette servet sahibinin, bu insanları -temel ihtiyaçların karşılanması bakımından- servetinden kendisiyle aynı seviyede yararlandırması öngörülmekte; bu ilkeyi içtenlikle benimseyip uygulamakta isteksiz davranmanın "Allah'ın nimetini inkâr" anlamı taşıdığına işaret edilmekte ve bu şekilde olumsuz davranış sergileyenler kınanmaktadır. Bu öğretisiyle âyet, İslâm'ın eşitlik, adalet, dayanışma, paylaşma gibi sosyal değerlere verdiği önemin veciz bir ifadesidir.
Nitekim bu hususta Resûlullah (asm) da şöyle buyurmuştur:
"Elinizin altındakiler (köleler, hizmetliler, çalışanlar) sizin kardeşlerinizdir; Allah onları size emanet etmiştir. Şu halde kimin yanında bu şekilde kardeşi bulunuyorsa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara ya güçlerinin yetmeyeceği ağır işler yüklemeyin veya yüklerseniz siz de yardım edin." (Buhârî, "îmân", 22; Müslim, "Eymân",40; bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: III/371-372)
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Rızık konusunda neden kimilerini üstün yaratılmıştır?..
- İsrailoğulları seçilmiş, diğer kavimlere üstün kılınmış mıdır? Bakara sûresi, 122. âyette ifade edilen, "İsrailoğullarının üstün kılınmasını" açıklar mısınız?
- İslam dininde, fakirliğe karşı ne gibi önlemler alınmıştır?
- Bir ayette, "Ehl-i kitap savaşırsa dönüp kaçacakları", bir başka ayette ise "Ehl-i kitaba miskinlik damgası vurulduğu" söylenir. Bunun günümüzle uyuşmadığı açık değil mi?
- Malla Cihad | Cihad ve Savaş 15
- İsra Suresi, 70. ayetindeki; " İnsanı yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık." ifadesini nasıl anlamamız gerekir?
- RIZIK
- Ebedî cehennemde kalmaktan bahseden, Müminun suresi 103. ayet kâfirler hakkında inmişse, 102. ayet de kâfirler hakkında olamaz mı?
- REZZAK
- "Her birinize bir yol belirledik,..." ayetini açıklar mısınız?