Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen kutsal "Tuva Vadisi" nerededir? Hz. Musa'ya ilk vahiy neden bu vadide gelmiştir?

Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen kutsal "Tuva Vadisi" nerededir? Hz. Musa'ya ilk vahiy neden bu vadide gelmiştir?
Tarih: 19.06.2011 - 03:16 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur'an'da iki yerde geçen (Tâhâ, 20/12; Naziat, 79/16) Mukaddes Vadi Tuva, Şam çölünde Tur-i Sina dağının eteğinde bir vadidir Tuva Vadisi.

Tuva, bu vadinin ismi ve onun açıklamasıdır. Önce temiz ve mübarek demek olan "mukaddes" sıfatıyla nitelenmesi, ilâhî feyiz ve bereketin önce temiz kalplere geleceğine ve dolayısıyla her şeyden önce temizliğin gerekli olduğuna dikkat çekmektir.

Nitekim Tâhâ Sûresi'nde

"Haydi papuçlarını çıkar. Çünkü sen mukaddes Tuvâ Vadisi'ndesin."(Tâhâ, 20/12)

buyrulmuştu.

Bazı alimler bu kelimeyi "iki kez" mânâsına alarak "iki kat mukaddes kılınmış vadi" demek olduğunu söylemişlerdir. Bu durumda "iki defa takdis" mânâsında "mef'ulü mutlak" demek olup, aynı hatırlatmayı te'kit (vurgu) ile yapmış olur. (bk. Elmalılı, Naziat 16. ayetin tesfiri)

Hz. Musa (as)'dan niçin pabuçlarını çıkarmasının istendiği açıklanır­ken bazı müfessirler pabuçların yapıldığı malzeme üzerinde durmuşlarsa da daha çok ayaklarının o kutsal mekâna doğrudan temas etmesinin ve bereketinden nasiplenmesinin istendiği yorumu tercih edilmiştir. (bk. Taberî, ilgili ayetin tefsiri)

Ayrıca buna ilave olarak, ilâhî vahye muhatap olacak olan Hz. Musa (as)'nın kendisini ruhen buna hazırla­masının amaçlandığı, dolayısıyla kendisine çeki düzen vermesi ve daha özel bir saygı göstermesi için uyarıldığı söylenebilir. İbn Atıyye de buna yakın bir yorum yapmaktadır. (bk, Taberî, İbn Atıyye, ilgili ayetin tefsiri)

Diğer taraftan, ilâhi vahiy Tûvâ vadisinde surete yönelip tecelli edince, vahye refakat eden sayısı belirsiz melekler bu vadiyi doldurmuş bulunuyordu. Özellikle ilâhî buyruğu yerine getirmekle görevli olup işleri yöneten "Müdebbirat" adlı melekler, vadiyi bereketlendirmiş bulunuyorlardı. O hâlde kutsallığa, feyiz ve berekete nail olan vadi topraklarında, ilâhî vahyin tecellisi karşı­sında ayakkabıları çıkarmak edeptendi. Tâki beden toprakla temas kurup, oradaki ilâhî feyiz ve akımı kalbe ve kafaya iletme imkânına daha çok eriş­sin.

Bu kutsal vadide peygamberlik görevi Hz. Musa (as)'ya verildi. Bütün vücudu gelen sese kulak oldu. Dikkati tek noktada toplandı. Gelen ses kulaktan kalbe intikal edip ruhu sardı. O nedenledir ki, kutsal Kabe'de yalınayak bir vaziyette tavaf yapılır.

Olayın Seyri ve Nedeni

Musa Peygamber'in soğuk bir mevsimde ehlini alıp Medyen'den yola çıkması, hem sebepsiz hem de rastgele değildir. Aldığı ilham üzerine Medyen'i terkedip Mısır'a İsrailoğullarına gitmesi gerekiyordu.

Hz. Musa (as), daha önce Mısır'da yanlışlıkla bir adam öldürmesi ve ortalığın onun aley­hine iyice karışması sebebiyle, yine kalbine doğan ilham üzerine Mısır'ı terkedip Medyen'e gitmiş ve orada Şuayb Peygamber'in kızıyla evlenmişti. On yıla yakın Medyen'de kalıp Şuayb Peygamber'in rahle-i tedrisinde de iyice yetiştikten sonra, onu bekleyen daha önemli ve büyük hizmetler bu­lunuyordu.

Her şeyden önce azıp sapıtan, İsrailoğullarına ikinci, hattâ üçüncü sınıf vatandaş muamelesini reva gören, bu da yetmiyormuş gibi, kendini ilâhlaştıran Firavun'u doğru yola davet etmek ve özellikle İsrailoğul­larını o zulüm ve işkenceden kurtarmak gerekiyordu.

İşte Hz. Musa Peygam­ber'in ailesiyle birlikte Medyen'den çıkmasının ve bu arada Tûvâ vadisin­den geçerken ilâhî hitaba mazhar olmasının sebep ve hikmetlerinden biri de budur. (bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Taha 16. ayetin tafsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun