Kıyamet yaklaştığında zamanın akışı hızlanır; sene, ay gibi; ay, hafta gibi olur, anlamında bir hadis var mıdır?

Tarih: 04.05.2013 - 02:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

Peygamberimiz (a.s.m.) buyurdu ki:

"Kıyamet yaklaştığında zamanın akışı hızlanır; sene, ay gibi; ay, hafta gibi olur. Cumadan cumaya olan vakit de hurma dalının yaprakları ile birlikte ateşte yanması gibi kısalır.''

- Bu anlamda bir hadis var mıdır, kaynağını ve açıklamasını verebilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis rivayeti uzuncadır. Bir kısmı şöyledir:

“Deccal kırk yıl yaşar. Onun bir yılı bir ay; bir ayı bir hafta; bir haftası bir gün; bir günü saat; bir saati ise, hurma ağacının bir yaprağının ateşte yandığı miktar kadardır. İki mescid (Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi) hariç her yere  gider.” (bk. Taberanî, el-Kebir, 24/169; Kenzu’l-ummal, h. no: 38779).

“Zaman öyle yaklaşır /peş peşe gelir / hızlanır ki, bir sene bir ay, bir ay bir hafta, bir hafta bir gün, bir gün bir saat, bir saat bir ateş kıvılcımı kadar olur.” (bk. Tirmizi, Zühd,24)

manasında kısa bir rivayet de vardır.

Zamanın yaklaşmasını, ilmin noksanlaşması, mala olan düşkünlüğün çoğalması, fitnelerin olması şeklinde açıklayan bir hadis de vardır. (bk. Buhari, Edeb, 39; Müslim, İlim,11-12, Ebu Davud, Fiten 1)

Zamanın yaklaşması-hızlanması, bereketsiz, sıkıntılı olması şeklinde yorumlandığı gibi, Hz. Mehdi dönemindeki mutlu bir hayat olduğundan herkes için çarçabuk geçiyor anlamında olduğunu söyleyenler de vardır.

Bunu iletişim ve ulaşımın hızlanması olarak da algılamak mümkündür.

Ayrıca, sabah-akşam olurcasına işlerin yoğunluğu açısından da bakılabilir.

Buradaki günler rivayetlerde genellikle deccal ile ilgili olarak zikredilmiştir. Bu sebeple bu konuda Bediüzzaman’ın şu yorumu çok manidardır:

“ve'l-ilmi indallâhi hakikatı şu olmak gerektir ki: Alem-i küfrün en kesafetlisi olan şimalde tabiiyyûnun fikr-i küfrîsinden süzülen bir cereyan-ı azîmin başına geçecek ve Ulûhiyeti inkâr edecek bir şahsın şimal tarafından çıkmasına işaret ve şu işaret içinde bir remz-i hikmet vardır ki, kutb-u şimaliye yakın dairede bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Altı ayı gece, altı ayı gündüzdür. "Deccalın bir günü bir senedir." O daire yakınında zuhuruna işarettir."

"İkinci günü bir aydır." demekten murad, şimalden bu tarafa geldikçe bazen olur yazın bir ayında güneş gurub etmez. Şu dahi, Deccal şimalden çıkıp âlem-i medeniyet tarafına tecavüzüne işarettir. Günü Deccala isnad etmekle şu işarete işaret eder."

"Daha bu tarafa geldikçe bir haftada güneş gurub etmiyor. Daha gele gele tulû’ ve gurub ortasında üç saat devam ediyor. Ben Rusya'da esarette iken böyle bir yerde bulundum. Bize yakın, bir hafta güneş gurub etmeyen bir yer vardı. Seyir için oraya gidiyorlardı.” (Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal, Sekizinci Asıl, s.344)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun