HIYÂRU'Ş-ŞART
Muhayyerliği şart koşma - satış akdinde falan zamana kadar bu alışverişi kabul etme ve etmeme hakkına sahib olmayı şart olarak belirleme. Akdî yapan taraflardan birisinin, akdi devam ettirmekle, feshedip devam ettirmemek arasında seçme hakkına sahip olması.
Taraflardan birisi için herhangi bir muhayyerlik bulunmazsa bu akde lâzım akit denir. Bu akdin askıda kalmasını gerektiren bir durum olmadığı için akit kesinleşir ve derhal uygulanır.
Hanefilere göre on yedi çeşit muhayyerlik tesbit edilmiştir. Bunlar; vasıf, nakit, ta'yîn, gabin, miktarı belirsiz bir ölçekle satış, mürabaha ve tevliyede hıyânet, akdin parçalanması, fuzulî (yetkisiz temsilci)nin akdine icâzet, satılan malla başkasının ilgili olması, satıcı için sayı, tüketim, şart, ayıb, görme, fiilî tağrîr muhayyerlikleridir.
Şart muhayyerliği, şart için belli bir süre belirlenip belirlenmemesine göre ikiye ayrılır. Birincisi: Satım akdini bozan muhayyerlik adını alır. Bu, tarafların muhayyerliği ebedî veya mutlak olarak tesbit etmeleri halinde' söz konusu olur. Bu malı "Ebed"ı muhayyer olmak üzere sattım veya satın aldım, yahut muhayyerlikle veya istediğim zamana kadar muhayyer olmak üzere sattım" demek gibi. Bazân da şart, Ali'nin gelişi, rüzgarın çıkışı, yağmurun yağışı gibi belirsiz bir vakit belirleme şeklinde olursa akit fasit olur. Üç gün geçmeden önce şart düşürülür veya muhayyerlik süresi belirli hale getirilirse, bilinmezliğin yok olması sebebiyle satım akdi sahih hâle gelir (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, V,174; İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, IV, 49). İkincisi; meşrû muhayyerlik adını alır. Bu, belirli bir sûre konulmasıyla olan şart muhayyerliği olup, burada söz konusu edilen husustur.
Şart muhayyerliğinin meşrûluğu sünnetle sâbittir. Ashâb-ı kiramdan Habbân b. Munakkız alış-verişlerinde aldanıyordu. Hısımları Hz. Peygamber (s.a.s)'e başvurup, Habbân'ın hacr altına alınmasını istediler. Bunun üzerine Allah Rasûlü Habbân'a şöyle buyurdu: "Alış-veriş yaptığın zaman; Aldatma yok, benim için üç günlük muhayyerlik hakkı vardır, de" (Buhârî, Büyü', 48; Müslim, Bûyû', 48; Ebû Dâvud Bûyû', 66; Zeylaî, Nasbu'r-Râye, IV, 6 vd.).
Şart muhayyerliğinin süresi, hakkında İslâm hukukçuları arasında görüş birliği yoktur. İmam Ebû Hanîfe, Züfer ve İmam Şâfiî yukarıdaki hadise dayanarak şart muhayyerlik süresinin üç günden fazla olamayacağını söylemişlerdir. Çünkü prensip olarak satım akdinin derhal uygulanabilmesi için muhayyerlik şartının bulunmaması gerekir. Muhayyerlik mülkiyetin nakline ve bağlayıcı olmasına engel teşkil eder. Bu yüzden sadece hadiste zikredilen kadarı meşrû olur. Bu da üç günden ibarettir. Enes (r.a)'ten rivayete göre; bir adam diğerinden, dört gün muhayyer olmak üzere bir deve satın almış. Durumu öğrenen Allah Rasûlü satım akdini iptal etmiş ve "muhayyerlik üç gündür" buyurmuştur (ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, IV, 8). Muhayyerlik üç günden fazla olursa Ebû Hanîfe ve Züfer'e göre satış fasit olur. Ebû Hanîfe'ye göre, muhayyerlik hakkı sahibi üç gün için izin verirse akit sahih hale gelir. Şâfiîye göre ise bu durumda akit bâtıl olur.
İmam Ebû Yusuf, İmam Mûhammed ve Ahmed b. Hanbel ise muhayyerlikten amacın, düşünmek, zaman kazanmak olduğunu esas alarak, bazı malların satımında üç günün yetmeyeceğini, daha fazla süreye ihtiyaç olabileceğini söylemişler ve taraflarca belirlenmiş olmak şartıyla üç günden fazla sürenin de geçerli olduğunu belirtmişlerdir. Dayandıkları delil; İbn Ömer'in "İki aya kadar muhayyerliğe icazet vermesi"dir (Zeylâî, a.g.e., IV, 8). Ancak Zeylaî bu hadisin cidden garib olduğunu söylemiştir (es-Serahsî, el-Mebsût, XIII, 41; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, V, III; el-Kâsânî, a.g.e:, V,174; İbn Kudâme, el-Muğni, III, 585). Mecelle, bu ikinci görüşü insanlar arasındaki muameleler için daha uygun bulmuş ve kanunlaştırmıştır: "Satıcı veya alıcı yahut her ikisi birden belirli süre içinde satışı feshetmek yahut icâzet ile infaz eylemek hususunda muhayyer olmak üzere satım akdinde şart kılmak caizdir" (Mecelle, madde, 300).
Mâlikîlere göre ise süre, satılan malın durumuna göre taraflarca serbestçe belirlenebilir. Bazı şeyler bir veya iki güne, bazıları daha fazla zamana ihtiyaç duyurur. O'na göre, hadislerdeki sûre örnek kabilinden olup, sınırlayıcı değildir. Meselâ; meyve bir günden fazla kalmadığı için, ona bir günden çok muhayyerlik şartı caiz olmaz. Kumaş ve hayvana üç gün uygundur. Kendisine üç günde ulaşılamayan arazilere, üç günden fazla şart muhayyerliği câiz olur. Çünkü muhayyerliğin amacı satılan malı incelemektir. Bu ise malın durumuna uygun bir süreyi gerekli kılar (İmam Mâlik, el-Müdevvene, IV, 170).
Muhayyerlik; tek tarafta da olsa lâzım, feshi kabil ve akit meclisinde malı kabzetmenin şart olmadığı akitlerde bulunabilir. Bu özellikleri taşımayan vekâlet akdi gibi lâzım olmayan akitlerde, nikâh ve muhâlea gibi feshi kabil olmayan akitlerde, sarf akdi gibi, akdin konusunun kabzedilme şartı olan akitlerde şart muhayyerliği bulunmaz.
Şart muhayyerliği ile satılan bir mal muhayyer olan tarafın mülkiyetinden çıkmaz, muhayyer olmayan tarafın mülkiyetinden ise çıkar (el-Cezirî, Kitabü'l Fıkh, ale'l-Mezâhibi'l Erbaa, II, 180 vd.).
Şart muhayyerliğini düşüren haller:
1) Sarih (açık) düşürme: Bu, muhayyerlik hakkı sahibinin: "Muhayyerliği düşürdüm veya iptal ettim yahut satım akdine icazet verdim veya ondan razı oldum" gibi sözleriyle olur. Bu durumda muhayyerlik ortadan kalkar. Karşı tarafın bunu bilip bilmemesi sonucu etkilemez. Yine muhayyerlik hakkı sahibinin "akdi feshettim veya onu bozdum yahut iptal ettim" demesiyle de muhayyerlik düşer (el Kasanî, a.g.e., V, 267, 271).
2) Delâlet yoluyla düşürme: Bu, muhayyerlik hakkı sahibibinin satım akdine icazetine delâlet eden bir tasarrufta bulunmasıyla meydana gelir: Buna göre, müşterinin muhayyerliği satın aldığı şeyi sattığı, rehin verdiği veya hibe ettiği zaman düşer. Çünkü bunlar, önceki satım akdine icazet anlamına gelir (el Kasânî, a.g.e., V, 267, 272; es-Semerkandî, Tuhfetü'l-Fukahâ, II, 95). Yine, müşterinin evi, birisine ücretli veya ücretsiz kiraya vermesi muhayyerliği delâlet yoluyla düşûren hallerdendir (el-Kâsânî, a.g.e., V, 270; es-Semerkandî, a.g.e, II, I00 vd.).
3) Zarûret yoluyla düşürme: Aşağıdaki durumlarda muhayyerlik zarûrî olarak düşer. Muhayyerlik sûresinin geçmesi, kendisi için muhayyerlik şart koşulanın ölümü, akıl hastalığı, uyku, bayılma ve irtidat gibi ölüm anlarında olan şeyler, muhayyerlik süresi içinde, satılan malın helâk olması, satılan malın ayıplı hale gelmesi gibi (es-Serahsî, a.g.e., XII, 42, 44; el-Kâsânî, a.g.e., V, 267, 271; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 588; İbn Rüşd, Bidâyetü'l Müctehid, II, 209; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, IV, 395 vd.; el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletüh, IV, 539-548).
Hamdi DÖNDÜREN