Kadının yüzüğünü erkeklere göstermesi haram mı?

Tarih: 21.02.2019 - 11:21 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kadının yüzüğü ayette geçen zinete girer mi?
- Kendine nikah düşen erkeklere göstermesi haram mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili ayette şöyle buyurulur:

“Mümin kadınlara söyle, gözlerini kıssınlar ve avret yerlerini örtsünler. Görünenler dışında kalan ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini (hımâr) yakalarını da kapatacak şekilde örtsünler. Ziynetlerini kimseye göstermesinler.” (Nur 24/31)

Ayette geçen “ziynetlerini göstermesinler” ifadesindeki ziynet kelimesi, tesettürün sınırının belirlenmesi konusunda özel bir öneme sahiptir.

Ziynet, aslında “süs ve süs eşyası” demektir. Burada daha çok, kadınların vücutlarının çeşitli yerlerine taktıkları takı ile süslenmek için süründükleri sürme ve kına gibi şeyler kastedilmektedir.

Ziynet eşyalarının çarşıda pazarda görünmesi esas itibariyle mubah olduğundan, ayette salt ziynet eşyasının gösterilmesinden çok ziynetlerin takılacağı yerlerin gösterilmesi yasaklanmakta ve bu yasak, ziynetlerin yerlerine takılı bulunması durumunda gösterilmesinin yasaklığını öncelikle içermektedir.

Kadınların vücutlarından nereleri örtmeleri gerektiği ve nereleri göstermelerinin caiz olduğu daha çok sözü edilen ziynet kelimesine yüklenen anlama göre belirlenmiştir.

Ayetin genel ifadesinden hareketle ziynet görünen (dış) ziynet ve gizli (iç) ziynet diye iki kısma ayrılmış, dış ziyneti örtmenin gerekli olmadığı dile getirilmiştir.

Ayetin ima ettiği bu ayırım noktasında fikir birliği olmakla birlikte, iç ve dış ziynetin sınırları konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.

Dış ziynet (zînet-i zâhire) için üç temel açıklama mevcuttur: İbn Mesud bunu elbise (siyâb), İbn Abbas ve Misver b. Mahreme sürme ve yüzük, Hasan-ı Basrî, İbn Cübeyr ve Atâ b. Ebû Rebâh yüz ve eller diye açıklamıştır.

Sürmenin gözün / yüzün ziyneti, yüzüğün elin ziyneti olarak görüldüğü dikkate alındığında, neticede dış ziynetin ne olduğuna ilişkin, sürme ve yüzükle yüz ve eller şeklinde iki açıklamanın aynı noktada birleştiği söylenebilir.

Kadının el ve yüzünün zahir ziynet sayılması, Hanefî fakihleri tarafından kadının alışveriş yapma ihtiyacı esnasında el ve yüzünün görünmesinin kaçınılmaz olacağı gerekçesiyle temellendirilmiştir. Bazı farklı durumları ayırt eden görüşler bulunmakla birlikte, Hanefî ve Malikî mezheplerinde yüz genelde zahir ziynet kabul edilip örtülmesi gereken bir yer sayılmamıştır.

Ayakların avret olup olmadığı konusunda Hanefî ve Malikî mezhebi içinde farklı görüşler vardır.

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde ise, ağırlıklı görüş el ve yüz dahil namaz dışında kadının bütün bedeninin avret olduğu yönündedir.

İbn Mesud’un dış ziynetin elbise olduğuna dair açıklaması, genel anlamda cilbaba bürünme emriyle uyumlu görünse de pek kabul görmemiştir.

İç ziynet ise (zînet-i bâtıne) genelde küpe, gerdanlık, pazıbent ve halhal diye açıklanır.

Bilezik Hz. Âişe’ye göre dış ziynet, diğerlerine göre iç ziynettir.

Ele yakılan kına dış, ayağa yakılan kına iç ziynet olarak kabul edilmiştir. (bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Tesettür md.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun