İyiliği emrettiği halde kendisi yapmayan suç mu işler?

Tarih: 30.04.2022 - 13:33 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir hadiste, iyiliği emir ve kötülükten sakındırdığı halde, sözü ile işi birbirine aykırı olan kişinin acıklı sonu açıklanıyor.
- Bu durum suç mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis şöyledir:

“Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı çıkar ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkep gibi döner durur. Cehennem halkı onun yanına toplanırlar ve derler ki:

Ey filan! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten sakındırmaz mıydın? O kişi de:

Evet, iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım, günahtan sakındırırdır, fakat kendim yapardım, der.” (Buhari, Bedül-halk 10; Müslim, Zühd 51)

Dönme dolap çeviren bir merkep, başkalarına suyu ulaştırır, ancak kendisi bundan istifade edemez ve birisi su vermedikçe suyu içemez.

İşte hadiste ifade edilen bu mahrumiyettir, iyilikleri tavsiye eden günahlardan da sakındıran bir kimse, bunları kendisi yapmadığı takdirde kendisi yapmadığı için istifade edemez ve bunlardan mahrum kalmış olur.

Nitekim, Şabi’den nakledildiğine göre;

“Cennetliklerden bir grup, cehennemliklerden bir grubun haline muttali olur ve onlara: Niçin cehenneme girdiniz? Halbuki biz, sizin bize öğrettikleriniz sayesinde cennete girdik derler. Onlar da: Biz iyiliği emrediyorduk, ama onu kendimiz yapmıyorduk, dediler.” (Razi, Mefatihu’l-Ğayb, 2/492)

İyiliği emrettiği halde kendisi yapmayan kimsenin durumu, etrafına ışık verip kendisini yakan muma benzer, suyu ve havayı herkese tavsiye ettiği halde kendisi bunlardan istifade etmeyip susuz ve havasız kalan kişiye benzer.

Örneğin, demirin içinde yıllarca su akar ve herkes istifade eder, ama demir bu sudan istifade edemez. Ancak toprağın üzerinden başak yerlere su geçse, hem suyun geçtiği toprakta hem de diğer yerlerde çeşitli çiçekler çıkar, meyveler ve nice nimetler yetişir.

İbrahim en-Nehai der ki:

Üç ayeti insanlara anlatıp, açıklamaktan çekinirim, o ayetler şunlardır:

“Kitabı okumakta olduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi nasıl unutursunuz?” (Bakara, 2/44)

“Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?” (Saf, 61/2-3)

“Ben size yasakladığım şeye kendim aykırı davranmak istemiyorum; dilediğim, gücümün yettiği kadar bozuk düzeni düzeltmekten ibarettir; başarım da yalnızca Allah’ın yardımıyladır; ona dayandım ve sadece ona yöneliyorum.” (Hûd, 11/88)

Demek ki, ilgili hadis-i şerif, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmak gibi bir vazifeyi yapan, ama bunları kendisi yapmayan bir kimsenin cehenneme girişini ve oradaki kötü akıbetini gözler önüne sermektedir. Dünyada kendisini tanıyan ve nasihatlerine muhatap olan, fakat uymadıkları için kendileri de cehenneme girmiş olanlar, onun burada bulunmasına ve bu ürkütücü ve ürpertici haline şaşarlar.

Bu çeşit hadisler “terhib hadisleri” diye adlandırılırlar. Yani, kötü, uygunsuz ve çirkin davranışlardan sakındıran hadislerdir. Bir kimsenin kendi söylediklerine kendisinin uymaması ve aksini yapmasının ne kötü bir davranış ve şahsiyetsizlik olduğu, hem bu hadiste hem de meallerini verdiğimiz ayetlerde açıkça görülmektedir.

İşte bu hadis ve hadisteki benzetme, böyle kimselerin kıyamet gününde ne halde ceza göreceklerini müşahhas bir şekilde ifade etmesi açısından dikkate değer niteliktedir.

Özetle:

- Cehennem azabı haktır ve çeşit çeşit, derece derecedir.

- Sözü ile davranışı birbirine aykırı olan, ilmi ile amel etmeyenlerin Allah katındaki cezaları şiddetlidir.

- Günahkâr müminler de suçları miktarınca ceza çekmek üzere cehenneme gireceklerdir.

- Hz. Peygamber (asm) cehennemin ve cehennemde azap görenlerin vasıflarıyla ilgili bilgiler vermiştir.

- İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak vazifesini yerine getirmek ve bunun gereğiyle amel etmek, cehenneme girmeye engel olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun