Hz. Ali ile Hz. Ebu Bekir arasında münazara olmuş mu?

Tarih: 21.08.2023 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Ali ile Hz. Ebu Bekir arasında birbirlerini öven bir münazara olmuş mu? Gerçekliğini ögrenmek istedim.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu münazara, Şemseddin Sivasi’nin "Menâkıb-ı Çehâr-yâr-ı Güzîn" isimli eserinin Sekizinci Bab’ında, "Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ali'nin Münazarası Hakkındadır" şeklinde ve tek menkıbe hâlinde geçmektedir.

İlgili münazarada geçen, gerek Hz. Ebu Bekir (ra) gerekse Hz. Ali (ra) için kullanılan ifadelerin çoğu, farklı farklı rivayetlerde geçmektedir. Örneğin, Hz. Ali’nin Hz. Ebu Bekir için söylediği Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine Güneş doğmadı.” anlamındaki ifade hadis-i şerifte geçmektedir. (Mecmau'z-Zevâid, no, 14324 vd.)

Ancak bu münazarayı başka bir kaynakta bulamadık.

Esasen Şemseddin-i Sivasi’nin eserinde takip ettiği gaye, hem dört halifenin faziletlerini ayet ve hadisler, tarihî bilgiler ve menkıbevi rivayetlerle anlatmak, hem de Hz. Ali’den önceki halifelere dil uzatmanın dünyevî, uhrevî mahzurlarını belirterek Rafızilere nasihat etmektir.

Bu tür menakıbnamelerde ise, sahih rivayetlerin yanında zayıf hatta uydurma rivayetler de olabilir.

İlgili münazara şöyledir:

Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ali’nin konuşmaları

Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah (asm)'ın evine geldi. İçeri gireceği sırada, Hz. Ali bin Ebi Talib (r.a) da geldi.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) (Geri çekilip) :

-Ya Ali sen buyur, gir dedi.

O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu:

-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Sen önce gir ki Resulüllah'a (asm) daha yakın sensin.

Hz. Ali (r.a) :

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm)'tan işittim:

"Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine Güneş doğmadı." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulüllah (asm) kızı Fatıma (r.a)'yı sana verdiği gün,

"Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim." buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (asm):

"İbrahim (a.s)'ı görmek isteyen Ebu Bekir'in yüzüne baksın." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (asm);

"Âdem (a.s)'ın hilm sıfatını ve Yusuf (a.s)'ın güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın." buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Senin önünde gidemem. Çünkü Resulüllah (asm);

"Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir, dedi. Cenab-ı Hak: Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddık'tır." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (asm) Hayber'de;

"Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allah Teala onu sever. Ben de onu çok severim." buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm);

"Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah.' yazılıdır." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) Hayber gazasında, bayrağı sana verip,

"Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir." buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki:

"Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin."

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki 'Ya Muhammed! (asm) Senin baban İbrahim Halil, ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.'."

Hz. Ali (r.a):

Ben, senin geçemem. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki:

"Kıyamet günü, cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek cennete girer. Cennetin anahtarlarını getirir, bana verir. Sonra Cebrail (a.s) gelip, 'Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a (r.a) ver, istediğini cennete, dilediğini cehenneme göndersin.' der."

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Ali kıyamet günü benim yanımdadır. Havz ve Kevser yanında, benimledir. Sırat üzerinde benimledir. Cennette, benimledir. Allah Teala'yı görürken, benimledir."

Hz. Ali (r.a):

Ben, senden önce giremem. Çünkü Resulüllah (asm);

"Ebu Bekir'in imanı, bütün müminlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır."

Hz. Ali (r.a):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Ben sadıklığın şehriyim. Ebu Bekir onun kapısıdır."

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? Derler. Allahü Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur."

Hz. Ali (r.a) :

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Allah Teala, ey cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim. Biri peygamberleri üstünü Muhammed'dir (asm). Biri, Allah'tan korkanların üstünü Ali'dir. Üçüncüsü kadınların üstünü Fatımatü'z-Zehra'dır. Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir."

Hz. Ali (r.a):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Sekiz cennetten şöyle ses gelir. Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz cennete girin."

Hz. Ebu Bekir (r.a.):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Ben bir ağaca benzerim, Fatıma bunun kökü, Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir."

Hz. Ali (r.a):

Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (asm) buyurdu ki;

"Allah Teala Ebu Bekir’in bütün kusurlarını affetsin. Çünkü o kızı Aişe'yi bana verdi. Hicrette bana yardımcı oldu. Bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti."

Resulüllah (asm)’in bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:

- Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin. Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir. kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allah Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız.

İkisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın (asm) huzuruna girdiler.

Resulullah'ın (asm):

- Allah Teala ikinize de yüz binlerce rahmet etsin. İkinizi sevenlere de yüz binlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüz binlerce lanet olsun, buyurdu.

Hz. Ebu Bekir Sıddık dedi ki:

- Ya Resulallah (asm) Ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.

Hz. Ali dedi ki:

- Ya Resulallah (asm) Ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.

Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a):

- Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu.

Hz. Ali de:

- Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu. (bk. Şemsüddîn Ahmed Sivasî, Menâkıb-ı Çehâr-yâr-ı Güzîn, İstanbul 2005, s. 433-436)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun