"Gusülden sonra abdest alan bizden değildir." anlamında bir hadis var mıdır? Sadece gusül abdesti ile namaz kılınabilir mi? Peygamber Efendimiz (asv) gusülden sonra abdest almış mıdır?

Tarih: 26.10.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Boy abdestin­den sonra abdest alan bizden değildir."

anlamında bir rivayet vardır. (bk. Taberânî, Mu'cemu'l-kebir, XI, 213; Mu'cemü's-sağîr, I, 106) Ancak bu rivayetin son derece zayıf olduğu bildirilmiştir. (Heyse-mî, Mecmau'z-zevâid, I, 113)

Fakat konuyla ilgili sahih olan şöyle bir rivayet vardır: Hz. Âişe (r.anhâ) demiştir ki;

"Rasûlullah (a.s.m.) gusleder, iki rekât (sünnet)i ve sabah namazını(n farzını) kılardı. Onun guslettikten sonra abdesti yenilediğini hatırlamıyorum.”  (Ebû Dâvûd, Tahâret 98 (245); Nesâî, Tahâret 159; İbn Mâce, Tahâret 96; Müsned, VI, 68, 192, 253, 258)

Bu rivayet, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın gusülden sonra yeniden abdest almadığını, gusül sırasında aldığı abdestle namaz kıldığını ifade etmektedir.

Nafile ibadetlere düşkün olmasına rağmen Hz. Peygamber (a.s.m.)'in boy abdestinden sonra abdest almayı terketmeye devam etmesi son derece manidardır.

Tirmizî (Tirmizi, Tahâret 79), bu hükmün Sahâbe ve Tâbiînden pekçok zâtın ortak görüşü olduğunu bildirir. Hadislerin çoğunda gusle başlarken Resulullah (asv)'ın abdest aldığı belirtilmiştir. Bu sebeple gusülden önce abdest almak, herkesçe bilinen sünnetlerden biridir. Fakat, rivayetlerde gusülden sonra da abdest aldığına dâir açıklık gelmemiştir. Aksine Hz. Âişe (r.anha)'den, az önce kaynaklarını verdiğimiz, "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) gusülden sonra abdest almazdı." dediği rivayet edilmiştir. Öyleyse, gusül  esnasında abdesti bozacak bir hal olmadıkça bu ilk abdest geçerli olmakta, onunla namaz kılınabilmektedir.

Bu hadis-i şeriften anlaşıldığına göre, ister cünüplükten dolayı, isterse başka bir nedenle yıkandıktan sonra namaz kıl­mak veya başka bir ibadet yapmak için yeniden abdest almaya gerek yoktur. (bk. Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ, 10/541; Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 449-50)

Hadislerden anlaşıldığına göre, sünnet üzere gus­letmenin şeklî şudur:

Gusledecek olan kişi önce üç defa ellerini yıkar, sonra avret mahallinde veya bedeninin herhangi bir yerinde pislik varsa onu yıkar, abdest alır, önce başına, sonra vücudunun sağ ve sol tarafına su döker. Vü­cudundaki kılları ovalar. Leğen ve benzeri bir kapta guslediyorsa, ayaklarını yıkamayı en sona bırakır. Nehir, göl deniz veya büyük bir havuzda gusledi­yorsa suya dalması yeterlidir.

Gusül, bedenin dış kısmını baştan aşağıya yıkamak demektir. Öyle bir yıkama ki, örneğin duş altında baştan aşağıya dökülen su, bedenin her yanını ıslatır da iğne ucu basacak kadar kuru yer kalmamış olursa, gusül tamamlanmış olur. Yani, bedende iğne ucu basacak kadar da olsa kuru yer kalmadığı andan itibaren guslün tamamlandığı kabul edilir.

Ancak, ağız ve burun içi, bedenin yıkanması gereken dış kısmına mı, yoksa yıkanmasına ihtiyaç olmayan iç kısmına mı dahildir? Burada farklı görüşler vardır.

Hanefi’ye göre ağız ve burun içi, bedenin yıkanması gereken dış kısmına dahildir. Öyle ise gusülde bu iki yeri de yıkamak farzdır. Buralarda kuru yer kalmamalıdır. Bu yüzden gusül yaparken ağza ve buruna da su vermek gerekir. Böylece bedenin dış kısmına dahil olan ağız ve burun içi de yıkanır, gusül bu şekilde tamamlanmış olur.

Şafii’de ise, bu iki yer bedenin dış kısmından sayılmadığından, gusülde ağız ve burun içine su çekerek ıslatmak farz değil sünnet olarak kabul edilmiştir. Kuru kalsa da gusül sahihtir.

Gerçekten de gusül yaparken abdest organlarının tümü de yıkanmaktadır. Öyle ise bu guslün içinde abdest de vardır. Bu gusülle her türlü ibadet yapılabilir, bir şüphe ve tereddüde gerek yoktur. Zaten guslün bir adı da, boy abdestidir. Çoğu yerde gusül demeyip daha rahat bir ifadeyle "boy abdesti" tabiri kullanırlar. Gerçekten de gusül bir bakıma boy abdestidir. Abdestte bazı organlar yıkanıyor, gusülde ise bedenin tümü yıkanıyor. Öyle ise bu yıkanma ile namaz da kılınabilir.

Gusülden sonra iki rekat namaz kılmak, sevabı çok olan sünnettendir. Böyle bir alışkanlık sahibine şükür duygusu verir, rahatlamasını sağlar.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 200.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun