Dinde zorlama var mı?
- Allah bir ayetinde "Dinde zorlama yoktur." buyuruyor. Fakat birçok surede mesela Kehf suresinde Zülkarneyn kıssasında, Zülkarneyn bir kavimle karşılaşır ve o kavme ya iman edersiniz ya da ölürsünüz, diyor.
- Dinde zorlama yoksa neden birçok ayette zorlama vardır?
- Bu ve benzeri zorlama ayetlerde vardır bunları açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
- Kehf suresinin ilgili ayetin/ayetlerinin meali şöyledir:
“Nihayet (Zülkarneyn) güneşin battığı yere varınca, onu kara balçıklı bir göze de batar buldu. Onun yanında bir kavim buldu. Biz; 'Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onlar hakkında iyi davranırsın.' dedik. O şöyle dedi: 'Kim (şirkte ısrar etmek suretiyle) zulüm ederse, muhakkak ileride onu cezalandıracağız; sonra o, Rabbine döndürülecek, o da onu görülmemiş bir azapla cezalandırır. İman edip güzel amel işleyene gelince, onun için en güzel mükâfat vardır. Buyruğumuzdan ona kolay olanı söyleyeceğiz.'” (Kehf, 18/86-88)
- Soruyla ilgili konuyu birkaç maddede açıklamaya çalışacağız:
a) İslam’da “Dinde zorlama yoktur.” prensibinin, Zulkarneyn’in “zulüm yapanları, iman etmeyenleri cezalandırması” prensibinden farklı olması, bir çelişki değildir. Çünkü, farklı dinlerde, şeriatlarda farklı hükümlerin olduğu bilinmektedir.
b) Ayette, Zulkarneyn’in mutlaka kâfirleri öldürmesi emredilmemiştir. Maslahatın gereği göz önünde bulundurarak, ceza veya affetme işi onun inisiyatifine bırakılmıştır.
Ayette -meal olarak- yer alan “Biz; 'Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onlar hakkında iyi davranırsın.' dedik.” ifadesinden bunu anlamak mümkündür. Zulkarneyn için ön görülen iki seçeneğin bir benzeri de Hz. Muhammed (asm)’e önerilmiştir:
“ ...Savaş bitince onları ister lütuf olarak karşılıksız salıverir, ister fidye alarak bırakırsınız...” (Muhammed, 47/4)
mealindeki ayette bunu görüyoruz.
c) Cezalandırma işi, onların şirkte ısrar etmeleri, hak ve hakikatin bütün çıplaklığıyla ortaya konulmasına rağmen, inat edip küfürde devam etmeleri durumuna bağlı olarak gerçekleşir. Ayetin “Biz zulmedenleri ileride (sevfe) cezalandırırız” mealindeki ifadesi, buna işaret etmektedir.
Demek ki, bu ceza onların kâfir oldukları için değil, hakkın güneş gibi ortada olmasına rağmen inat edip küfürde ısrar etmeleri sebebiyledir.
Demek ki ayetin ifadesinde, hakka davet edildikten, hikmet ve maslahata uygun bir durum değerlendirilmesi yapıldıktan sonra, inkârcıların öldürülmesi veya affedilmesi seçenekleri söz konusudur... Çünkü küfr-ü inadinin arakasında düşmanlık yatar. Ve bu düşmanlık en az potansiyel bir tehlike oluşturur.
Bu iki seçenekten biri tercih edilirken, bu düşmanlık ve tehlikenin durumu da göz önünde bulundurulur. (krş. Razi, Maverdi, Kurtubi, İbn Aşur, Şaravi, Meraği, ilgili ayetlerin tefsiri)
İlave bilgi için tıklayınız:
-
-
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. Muhammed, cinlere hangi ayetleri okumuştur?
- Kehf suresi 86. ayetin, Zülkarneyn'in gözünden tasvir edildiğini nereden anlıyoruz?
- Başı açık bir insanın, diğer iyilikleri veya güzel amelleri için sevap verilmez, başını kapatıp bu günahından vazgeçene kadar askıda kalır, deniliyor. Bu doğru mudur?
- Çin seddinin yıkılması kıyamet alameti midir?
- Zülkarneyn kimdir?
- Kehf sursi 94. ayette Zülkarneyn'e yardım edenler Türkler midir? Zülkarneyn kimdir?
- Kehf suresinin 85-90. ayetlerinde, güneşin doğuş ve batışı ile sebep ve sed ifadelerini açıklar mısınız?
- Abdestliyken ellere veya kollara krem sürmek abdesti bozar mı?
- Namazın teşehhüdünde işaret parmağını kaldırmanın hükmü nedir?
- Vitir namazının üçüncü rekatında tekbir getirilmesinin sebebi nedir?