Halife Hz. Ömerle Übey Bin Kabın Muhakemesi
Hadis kitaplarından Et-Tacdaki bir başlık aynen şöyledir:
– El-adlü esasül- mülk!
Biz bu Arapça anlatımı bugün başımızın üstüne Türkçe levha olarak asmış, iftiharla okumaktayız:
– Adalet mülkün temelidir.
Ama sadece okumakta mıyız, yoksa bazen uygulamasını da yapıyor muyuz, takdir size aittir.
Bunun tarihteki uygulamasını ibretle, takdirle temaşa etmekteyiz. İsterseniz birlikte bakalım Sadr-ı İslâm Hazreti Ömer tarihindeki şu uygulamaya:
* * *
Halktan biri olan Übey bin Kaab, Halifeden şikâyetçidir.
Akla gelen, sıradan bir adam devletin başından şikâyetçi olabilir mi? Çünkü o devirde diğer devletlerin hiçbirinde halktan biri devletin başından şikâyetçi olamaz. Hele mahkemeye hiç veremezdi. Çünkü zaman ortaçağdı.
Ama halife Ömerin adalet anlayışında bu mümkündür.
İşte Übey bin Kaab da şikâyetini yapmıştır bile hakim Zeyd bin Sabite.
Neden şikâyetini yapmıştır? Çünkü halifeyle önceden tartışmışlar, anlaşamamışlar. Her ikisi de kendisinin haklı olduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda geriye adaletten başka müracaat yeri kalmamıştır. Bu yüzden halife yol göstermiştir.
– Buyur adalete müracaat et, şikâyetini yap!
Bu sebeple şikâyetini yapmıştır Übey bin Kaab.
Nitekim adalet adına çağrıldığı mahkemeye gider halife. Salonda hakim Zeyd bin Sabiti görünce ona doğru ilerler. Zeyd ise devletin başının kendisine doğru gelişine ayağa kalkarak karşılık verip hürmet göstermek ister. Ne var ki bu hürmet hali halife tarafından müthiş bir ikazla durdurulur. Halife tarihe geçen meşhur çıkışını ayaktaki hakime şu sözleriyle yapar:
– Adalet hiç kimseye ayağa kalkmaz. Ama herkes adalete ayağa kalkmalıdır.
İlave eder:
– Sen otur, biz senin huzurunda eşit şekilde ayakta muhakeme olalım.
Ve devletin başı halktan biriyle yan yana muhakeme olur hakim Zeyd bin Sabitin huzurunda.
Bir ara davacı Übey, ortaya koyduğu iddiasını ispatlayamadığından yemin teklif etmek ister. Zeyd bin Sabit ise buna itiraz eder:
– Karşındaki sıradan kimse değildir, devletin başı Halife-i Müslimindir. Yalan söyler mi ki yemin teklif etmeyi istiyorsun?
Halifeden buna da sert bir ikaz gelir:
– Senin huzurunda sıradan biriyle halife eşit olmadıkça âdil olamazsın. Adalette herkesten ne isteniyorsa halifeden de o istenecektir. Aksi takdirde adalete nüfuzlu insanların gölgesi düşmüş olur!..
Evet, durum saadet asrında öyleydi. Ya bugün? Füze çağında nasıl?
Bugün adalet mülkün temelidir levhamıza nüfuzlu kimselerin gölgesi mi düşmüştür? Okunamaz hale mi gelmiştir? İlahiyat fakültelerinde, imam hatip okullarında, Kuran kurslarında, özel okullarda ve hayatımızın bazı kesimlerinde, bu levhayı okuyabiliyor musunuz?
Kararı siz verin, yorumu siz yapın.
BENZER SORULAR
- Ömer bin Hattab (r.a.)
- İstimlâk Davasını Hz. Ömerin Kaybettiği İnsan Hakları Mahkemesi
- Peygamber Efendimizi eleştiren ayetleri yazar mısınız?
- İslam'ın insana verdiği temel haklar nelerdir?
- ADÂLET
- MÜNAFIKLARIN ORTAYA ÇIKMASI
- Münafıkların ortaya çıkması nasıl olmuştur?
- Adalet Mülkün Temelidir
- Peygamberimiz Hz. Muhammed'in diplomatik faaliyetleri ve günümüze bakan taraflarını değerlendirebilir misiniz?
- Emevilerin İslam'a çok zarar verdiği iddiasına ne dersiniz?