|
“Bâtın-ı kalp, âyine-i Samed’dir.” Sözler
Günlük hayatımızda, yer yer, “falanın kalbi bozuk” yahut,“filânca kalp ameliyatı geçirmiş” gibi sözler ederiz. Bu konuşmalarımızda, kalbi, iki ayrı mânâsıyla kullanırız. Bunlardan biri maddî,...
|
|
“İmandan sonra en mühim ve en lâzım âmâl-i salihadır. Salih amel ise maddî ve mânevî hukuk-u ibâda tecavüz etmemekle, hukukullahı da bihakkın îfa etmekten ibarettir.” Mesnevî-i Nuriye
Günümüzde insan haklarından çokça söz edilir. Ama bu sözler... |
|
“Cenâb-ı Hak, emanet cihetiyle, insana “ene” namında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar.” Sözler
Sebze ve meyve pazarlarını bilirsiniz.Her seyyar satıcı kendi tablası başında avazı çıktığı kadar bağırır. Biri, ‘elmanın...
|
|
“İnsan şu kâinat ağacının en son ve en cem’iyetli meyvesi...” Asâ-yı Musa
Biz kâinatın meyvesiyiz. Dünyamız, Güneş sisteminden bir dal. Hepimiz o dala takılıyız. Yerçekimiyle bağlıyız ona. Ciğerlerimizle havayla alışverişteyiz. Güneş...
|
|
"İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar." (bk. Aclunî, Keşfu'l-hafa, 2/312)
İnsan, kendisinin âciz ve zelil, dünyanın aldatıcı ve fâni; âhiretin ise çok yakın olduğunu, tam olarak, ancak ölünce anlar. Bu hadis-i şerif ile ölmeden önce uyanmamız, hayatımıza çeki düzen vermemiz ihtar... |
|
“İzzet ve zillet, fakr ve servet doğrudan doğruya Cenab-ı Hakk’ın meşietine ve iradesine bağlıdır.” Sözler
İzzet ancak Allah’tandır, kimde ne izzet varsa, O’nun ihsanı... Zillet de ancak Allah’tan, kimde ne zillet varsa O’nun vergisi......
|
|
“Şu kâinatta ezdad birbiriyle çarpışıyor. Daima tağayyür ve tebbeddülâta mazhar oluyor. Başka bir âlemin mahsûlâtının tezgâhı hükmünde çarkları dönüyor.” Sözler
Solmuş ve dalından kopmuş bir yaprak... Araba altında kalmış bir kedi...... |
|
“İhlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir sebebi ‘rabıta-i mevt’tir.” Lem’alar
Dünyaya gelmeden önce, bilemezdik, hangi erkeğin sülbüne geçeceğimizi, hangi hanımın rahminde büyüyeceğimizi. Şimdi de bir başka cehalet tablosuyla... |
|
Bilsin veya bilmesin aslında her insan Allahın kuludur. Hatta "göklerde ve yerde olanların hepsi Rahmana abd olarak varırlar" (Meryem suresi,93)ayetinin hükmüyle, her varlık Allahın kuludur.
Küçük yaşta ormanda kaybolan bir şehzadenin, günün...
|
|
Gözsüz bir akrebe, ayaksız bir yılana mağlup olan, küçük bir sineğin saldırılarından acze düşen insan, her nasılsa acizliğini, zayıflığını unutur da gururlanır, kibirlenir, hatta Firavun gibi ilahlık davasında bulunur.
Kuranı Kerim pek çok...
|