Allah'ım, ailem yetecek kadar rızık ihsan eyle demek sünnet mi?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda Hz. Peygamber (asm) Efendimizin bir duası şöyledir:
“Allah’ım! Muhammed ailesinin rızkını kendilerine yetecek kadar ihsan eyle.” (Buhari, Rikak 17; Müslim, Zühd 18, 19)
Dua, içinde hakikat kırıntısı bulunan her dinin vazgeçilmez esaslarından biridir. İslam dini, duaya büyük bir önem verir. Kuran-ı Kerîm, geçmiş peygamberlerin ve salih kimselerin yaptığı dualardan birçoğunu bize hatırlatır ve öğretir.
Peygamberimiz (asm) de bize çeşitli konularda, hayatın farklı alanlarında, farklı durumlarda, farklı zamanlarda yapmamız gereken pek çok dua öğretmiştir.
İşte Peygamberimizin (asm) dualarından biri de "Allah’tan, Muhammed ailesine yeterli rızık vermesi" niyazıydı.
Elbette bizler de kendi ailemizin ve başka ailelerin rızkı için dua eder, bu vesileyle hem sünnete uymuş hem de dua etmiş oluruz.
Yeterli rızıktan maksat, insanın bedenini canlı tutacak ve hayatta kalmasını sağlayacak, başkasına muhtaç olmayacak miktardır.
Bu miktarın kişiden kişiye, zamana ve zemine göre değişeceği gerçeğini kabul etmek gerekir. Çünkü genç ile yaşlının, çalışanla çalışmayanın, zayıfla şişmanın yeterli sayılacak rızıkları arasında fark vardır. Bazı insanlar vardır ki, günde birkaç defa yemek yeme ihtiyacı duyar; bir kısım insan günde sadece bir defa yemekle yetinir; bazıları ise nefsini çok iyi terbiye etmiş olur da birkaç günde sadece bir defa yemek ihtiyacı hissedebilir.
Peygamberimizin (asm) dualarındaki gibi bir temenni, hem zenginliğin başa getireceği felaketlerden hem de fakirliğin doğuracağı musibetlerden korunma duygusunu ihtiva eder.
Netice itibariyle herkes, kendi aile efradına yeterli olacak ölçüde rızık ihsan etmesi için Allah’a dua edebilir, böyle dua etmenin bir sakıncası olmadığını Peygamberimizin (asm) bu hadislerinden öğrenmiş bulunmaktayız.
Öncelik yeteri kadar rızkın olmasıdır, bundan fazlasını helal dairede elbette isteriz, ancak her nimetin kendi türünden imtihanları olduğunu da asla unutmamalıyız.
Al-i Muhammed kavramı, öncelikle kendilerine zekât verilmesi haram olan, nesep itibariyle Peygamberimize en yakın kimseleri, ikinci olarak da dinî bakımdan Hz. Muhammed (asm) Efendimize tabi olan herkesi, Hulefa-yi Raşidîn, ashap ve daha sonra gelen bütün Müslümanları kapsar.
Böylece Efendimiz (asm), kendi hanesinden, ashabının hanesine, kıyamete kadar gelecek müminlerin hanelerine dua etmiş oluyor. Buna göre:
- Allah’a dua etmek insan için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bütün peygamberler ümmetlerine Allah’a dua etmeyi öğretmiştir.
- İnsanın, kendisi ve aile çevresinin rızkını yeterli kılması için Allah’a dua etmesi uygundur, sünnettir.
- Bir kimsenin Allah’tan yeterli miktarda rızık talebinde bulunması, zenginliğin sebep olacağı felaketlerden ve fakirliğin doğuracağı musibetlerden korunmayı talep anlamına gelir.
- Bütün bu söylenenler, helal yoldan zengin olmaya engel teşkil etmez. Çünkü sahabiler arasında pek çok zenginlerin bulunduğunu, Peygamberimizin (asm) de onları methettiğini biliyoruz. (İmam Nevevi, Riyazü's-Salihin Tercüme ve Şerh, H. No: 501)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Yiyeceklerin ve İçeceklerin Bereketlenmesiyle İlgili Mucizeler
- Boykot!
- Nimetin asıl lezzeti nedir?
- Nimetlere hamd ve şükür nasıl olur?
- Mevlid Kandilini kutlamak bidat mıdır?
- Hudeybiye Fethinden Mekkenin Fethine...
- Peygamberimizin şemaili / siması, dış görünüşünü (fiziksel özelliklerini) anlatır mısınız?
- Cevşen-ül Kebir, Hatim Duası
- TÂİF KUŞATMASI
- TEBÜK GAZÂSI