Abdest, Yahudi ve Hristiyan kaynaklı mı?
- Bazı kimseler, abdestin Yahudilik ve Hıristiyanlıktan alındığını iddia ederler, bu iddia doğru mudur?
- Ayrıca abdestin maddi faydaları hakkında kısa bilgi verir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
Abdest konusunu ele alan bazı Batılı müellifler, İslâm’da gerek abdest gerekse temizlikle ilgili diğer hususların Hz. Peygamber tarafından Yahudi, Hristiyan ve hatta putperest Arap kaynaklarından alındığını ve bu geleneklerin etkisi altında geliştiğini iddia etmektedirler. (bk. İA, I, 25)
Ancak bu iddialar, onların, İslâm’ın orijinal ve semavî bir din olmadığı, Hz. Peygamber tarafından sözü edilen kaynaklardan iktibas edilerek uydurulduğu tarzında öteden beri bilinen, ilmî olmaktan uzak art niyetli düşüncelerinin bir uzantısıdır.
Bazı hadislerde de (Müsned, II, 98; Buhârî, Büyû, 100) belirtildiği üzere, İslâmiyet esasen kendisinden önceki semavî dinlerde abdestin bulunduğunu doğruladığı gibi, bu hak dinlerdeki hükümler, Allah ve Resûlü tarafından neshedilmeyerek geçerliliklerini korudukları ölçüde, İslâm fıkhında şer‘î hükümlerin bir kaynağı sayılmıştır.
Bu durum, İslâmiyet’in kendisini daha önceki semavî dinlerin doğrulayıcısı, mirasçısı ve Allah tarafından kemale erdirilmiş son şekli (bk. el-Mâide 5/3; Saff 61/6) olarak takdim etmesinin de tabii bir sonucudur.
Hz. Peygamber (asm)’in bir defasında su isteyerek abdest uzuvlarını üçer defa yıkadıktan sonra, “İşte bu, benim ve benden önceki peygamberlerin abdestidir.” dediği rivayet edilir. (Müsned, II, 98; İbn Mâce, Tahâret, 47; Beyhakı, es-Sünenü’l-kübrâ, I, 80)
Demek ki, İslâmiyet, bu ilâhî dinlerin unutulan ve tahrif edilen birçok hükümleri gibi abdesti de kendine has orijinalitesi içinde, yeni bir şekil ve muhtevaya kavuşturarak teşrî kılmıştır.
Cevap 2:
Abdest, başlı başına bir maddî temizlik olması ve birçok tıbbî faydalar taşıması yanında, temelde bir manevî temizlik ve arınma vasıtasıdır.
Abdestin;
- İmanın yarısı olduğunu,
- Abdest alırken yıkanan uzuvlardan günahların döküldüğünü,
- Kıyamet gününde Müslümanların abdestin eseriyle yüzleri, el ve ayakları parlak olduğu halde çağrılacaklarını
ifade eden hadislerle, abdestin fazileti hakkındaki diğer birçok hadis bulunması, bu hususu açıkça ortaya koymaktadır.
Abdestin, fıkıh ıstılahında, maddî kirliliği değil de manevî kirliliği ifade eden hadesten temizlenme sayılması da onun bu özelliğini gösterir.
Kuran’ın ve Hz. Peygamber (asm)’in temizlik ve arınmayla ilgili emir ve tavsiyeleri yanında, İslâmiyet’te en önemli ibadet olan ve günün belli vakitlerinde eda edilen namazın bir ön şartı olarak farz kılınan abdest, bu yönüyle, Müslümanların her zaman maddî ve mânevî temizlik içinde bulunmalarını düzenli biçimde sağlayan bir temel unsurdur.
Vücudun dış tesirlere daha açık ve dolayısıyla kirlenme ihtimali daha çok olan yerlerinin sık sık yıkanmasının temizlik ve sağlık açısından temin edeceği faydalar, açıklanmaya lüzum göstermeyecek kadar çoktur.
Bunların yanında abdestin insan sağlığı bakımından temin edeceği diğer maddî faydaların bazıları şöyle sıralanabilir:
Vücut doku ve hücrelerinin iyi beslenebilmesi için kan dolaşımını sağlayan damarların tabii esnekliklerinin korunmasında ve damar sertlikleri ile tıkanmalarının önlenmesinde abdestin rolü büyüktür. Vücutla farklı ısıdaki suyun deriye temas etmesiyle damarlar açılıp kapanarak esneklik kazanır.
Damarlarda daralma ve tıkanmaya yol açan vücut dokularındaki birikmiş artık maddelerin daha çok el, ayak ve yüz bölgelerinde bulunduğu göz önüne alınırsa, abdest alırken, yıkanmak üzere bu organların seçilmesindeki hikmet daha iyi anlaşılır.
Ağız, burun ve boynun iki yanının su ile teması da özellikle beyinde kan dolaşımının güçlenmesi bakımından çok faydalıdır.
Bunun gibi vücudun temel korunma sistemi olan lenf dolaşımını sağlayan ve vücuda giren mikroplara karşı koyarak onlarla savaşan beyaz kan hücrelerini (lenfosit), dokuların en ücra köşelerine ulaştıran lenf damarlarının düzenli çalışmasında da abdestin büyük tesiri vardır.
Abdestte el ve ayakların yıkanması, vücut merkezine uzak bölgelerdeki lenf damarlarının dolaşım hızını artırdığı gibi, lenf sisteminin en önemli bölgeleri olan yüz, boğaz ve burnun yıkanması da bu sisteme önemli bir masaj ve güç kaynağı olur.
Diğer taraftan, insan vücudunda bütün hücrelerin çevresinde belli bir oranda bulunan ve vücut bütününde normal durumda hissedilmeyecek derecede denge arzeden statik bir elektrik vardır. Havada oluşan elektriklenme, özellikle zamanımızda yaygın olarak kullanılan plastikten yapılmış giyim eşyaları, taşıt araçları vb. şeyler vücudun dış yüzünde aşırı elektron artışına sebep olur.
Bu durum, sinir sistemi üzerinde ciddi rahatsızlıklar doğuracağı gibi deri altındaki minik kasların yorulması ve esnekliklerini kaybetmesi sebebiyle yüzde ve diğer yerlerde kırışıklıklar ve sarkmalara da yol açar.
Vücuttaki statik elektriğin fazlasını atmanın yollarından biri de su ile yıkanmak veya toprağa temas etmektir. Bu ise abdest ile teyemmümün vücudun elektrostatik dengesini korumadaki rol ve önemine işaret bakımından yeterlidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Abdest veya gusül almak günahları siler mi?
- Günde 5 defa abdest almak yüzümüze ve kulağımıza zarar verir mi?
- Abdestin Tıbben İspatlanmış 18 Faydasını Biliyor musunuz?
- Guslün faydaları nelerdir; bedene ne gibi faydalar sağlar?
- Taharet Nedir?
- Abdestin hikmetleri ve yıkanması gereken yerlerin önemi nedir?
- Gusül
- Vücudumuz ve Periyodik Bakım
- Teyemmüm maddi bir temizlik sağlamadığı halde, neden böyle bir uygulama vardır?
- Peygamberimiz ve sahabeler döneminde hastalıklar nasıl tedavi ediliyordu?