Şafi mezhebine göre lukata (yerde bulunan eşya) ile ilgili hükümler nelerdir?
İçindekiler |
Sokakta veya umumi yerlerden birinde bulunan ve sahibi bilinmeyen yitik mala fıkıh ıstılahında "lukata" denir. Yolda veya umuma ait yerlerden birinde bulunan ve sahibi bilinmeyen bir malı -zayi olmasın diye- alıp muhafaza etmek, erdemli ve sevaplı bir davranıştır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "İyilik ve takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlasın."( Mâide 5/2.)
Sevgili Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "Kul, kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah da ona yardım eder." (Müslim, Zikir, 11.)
Sahibi bilinmeyen yitik bir malı yerde bulan kişinin, o malı muhafaza etmek, sonra da ortaya çıktığında sahibine teslim etmek üzere alıp götürmesi gerekir. Ama bu malı sahibine teslim etme hususunda kendine güveni olmayan kişinin o malı alıp götürmesi mekruhtur. Aldığı takdirde sahibine teslim etmeyeceğine kesin olarak kanaat getiren kişinin ise o malı alıp götürmesi haramdır. Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Yitiği ancak sapık kişi yanına alıp saklar (ve sahibine teslim etmez)." (Ebû Davud, Lukata, 1.)
• Lukata, yanına alıp muhafaza eden kişinin yanında emanettir.
• Lukatayı bulup alan kişinin, onu alırken başkalarını şahit tutması ve şahitlere, "Arayan biri çıkarsa, malının bende olduğunu kendisine bildirin" demesi müstehaptır.
• Hanefî mezhebine göre ise başkalarını şahit tutması ve onlara bu tem-bihatı yapması şarttır.
• Lukatayı bulunduğu yerden alıp götüren, sonra tekrar bulduğu yere bırakan kişi, zayi olması halinde o malı tazmin etmekle yükümlü olur. Çünkü yanına aldıktan sonra artık o mal, kendisinin yanında emanet olur ve artık onu kendi malı gibi koruması gerekir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "El, aldığını (sahibine) teslim edinceye kadar sorumludur."( İbn Mâce, Ahkâm, 45.)
• Lukatayı bulup alan kişinin, bazı özelliklerini belirterek onu bir sene müddetle herkesin duyabileceği yerlerde ilân etmesi gerekir. Sahibinin peşine düşmeyeceği kıymetsiz yitikleri bulanların, bulduklarına ilişkin ilânatı bir yıl süreyle yapmalarına gerek yoktur.
• Fakihlerin çoğunluğuna göre bunun ölçüsü, çeyrek dinar altın veya 2/5 dirhem gümüştür. Bir hurma tanesi veya ekmek parçası gibi kıymeti az şeyleri bulan kimseninse bunları ilân etmelerine hiç gerek yoktur.
• Lukata için yapılması gereken masrafları, onu alıp muhafaza eden kişinin karşılaması gerekir. Sahibi ortaya çıktığında yapılan masrafları -hâkimin iznini alarak, hâkimi bulamazsa yapmış olduğu harcamalara başkalarını şahit tutarak- talep etme hakkına sahiptir.
Lukatayı sahibine teslim etmek için sahibinin, onun ayırıcı işaret ve özelliklerini bildirmesi yada kendisine ait olduğuna dair beyyine (kesin delil) getirmesi şarttır. Bununla ilgili olarak sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Sırf iddialarına dayanılarak insanlara (her istedikleri) verilseydi, bazı adamlar halkın malında ve canında hak sahibi olduklarını iddia edeceklerdi. Ama iddia sahibinin (iddiasını doğrulayacak) beyyine getirmesi, inkâr edeninse yemin etmesi gerekir."' (İbn Receb, Câmiu'l-Ulûm, 1/310.)
C) Lukatanın Bulan Kişinin Malı Haline Gelmesi
Lukatayı bulan kişi ister zengin olsun ister fakir, onu bir yıl süreyle ilân ettikten sonra sahibi ortaya çıkmazsa kendine mal edinebilir. Sevgili Peygamberimiz lukatayı bulan kişiye, onu bir yıl süreyle ilân etmesine rağmen sahibinin ortaya çıkmaması durumunda onu kendine mal edebileceğini, gerektiğinde harcayabileceğini, ancak yine de bu malın, onun yanında emanet hükmünde olacağını, sahibinin ortaya çıkması durumunda ayniyle iade etmesi, ayniyle mevcut değilse kıymetini ödemesi gerektiğini bildirmiştir. (Müslim, Lukata, 1.)
Hanefî mezhebine göre ise, lukatayı bulan kişi onu bir yıl süreyle ilân etmesine rağmen sahibi ortaya çıkmadığı için kendine mal edinir veya bir fakire sadaka olarak verir. Ama daha sonra sahibi çıkıp gelirse, dilerse sadaka olarak verilişini onaylar ve sevap kazanır, dilerse fakirden geri alır, dilerse de onu sadaka olarak veren kişiden tazminat alır.
Mekke'de Harem sınırları içinde bulunan lukata, bir yıl süreyle değil de sürekli ilân edilmek ve asla mülk edinmemek üzere, bulunduğu yerden alınıp götürülebilir. Sevgili Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: "Şu beldeyi (Mekke'yi) Allah (c.c) saygın kılmıştır. Buranın dikeni koparılmaz, avı (hayvanı) ürkütülmez, evsafını belirterek ilân eden kişi dışında hiç kimse yitiğini (bulduğu yerden) alıp götüremez."(Buhârî, Hac, 42.)
Doğrusu Mekke şehri yüce Allah'ın şerefli kıldığı, sevgili Peygamberi-miz'in dokunulmaz ve saygın ilân ettiği bir yerdir. Orası, insanların toplanma merkezi ve defalarca ziyaret ettiği kutsal bir mekândır. Kıymetli bir malını veya eşyasını orada yitiren bir kişi, emin bir yer olduğu için, bulmak ümidiyle tekrar oraya dönüp yitiğini aramaya koyulabilir. Onun için sürekli ilân edecek olanlar dışında kimsenin oradaki lukatayı, bulunduğu yerden alıp götürmesi ve kendine mal etmesi haramdır. (Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî, 6/4872.)