Konsinyasyon ve konsinye ihracat caiz midir?

Tarih: 10.02.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam hukukuna göre alışverişte, malın, bedelin, ödeme zamanının ve alan ile satanın belli olması gerekir. Alışverişte herhangi bir belirsizliğin veya yetki karmaşasının bulunmaması gerekir. Satış akdinin yapılması, satanın bedele, satın alanın da mala sahip olmasını gerektirir. Veresiye veya taksitle alışveriş de caizdir.

Soruda geçen konuyla ilgili gördüğümüz bazı bilgilere göre cevap vermeye çalışacağız:

a. Konsinyasyon yoluyla yurda getirilen mallar, tüketicilere satılıncaya kadar ihrâcâtçının mülkiyetinde kalır. Malları dışarıdan getirerek yurt içinde satan kimse, bu hizmetine karşılık belli bir komisyon alır ve sattığı malların bedelini önceden kararlaştırılan şekilde ihrâcâtçıya gönderir. (Bu kural ihracat için de geçerlidir).

Konsinye mal, satılmak üzere bir komisyoncu veya tüccara bırakılan maldır. Bu satış, malı satan kişinin adına, fakat mal sahibinin hesabına yapılır.

Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre, konsinyasyon muamelesi, uluslar arası yapılan bir komisyonculuktur. Yurt içinde yapılan bir hizmet karşılığında belli bir komisyon almak caiz olduğu gibi, konsinyasyon yoluyla yapılan komisyonculuk da caizdir. Yeter ki -bilmediğimiz- gayriislamî unsurları taşımış olmasın.

b. Konsinyasyon yoluyla ithâlâtın özel bir şekli, “müşterek hesap sûretiyle satış”tır.

Müşterek hesap sûretiyle malları yurt dışından getiren kimse, asgarî bir fiyattan satışı ihrâcâtçıya garanti eder. Mallar hiç satılmasa veya daha ucuza satılsa bile, garanti edilen fiyat üzerinden hesaplanmış bedelleri ihrâcâtçıya ödenir. Müşterek hesap sûretiyle yurt dışından mal getiren kimse, bunları garanti ettiği fiyattan daha fazlasına satabilirse, aradaki farkı ihrâcâtçı ile paylaşır. Görüldüğü gibi, müşterek hesap sûretiyle yurt dışından mal getiren kimse, ihrâcâtçının komisyoncusu olmayıp, kısmen ithâlâtçı, kısmen de ihrâcâtçının ortağı durumundadır.

Bu bilgiler ışığında şunu söyleyebiliriz ki, bu muamele şekli uygun görünmemektedir. Çünkü, alınan malın -kesin olarak- belirlenmiş fiyatı yoktur. Bedeli meçhul bir satış akdi caiz değildir. Ayrıca asgarî bir bedelin tayin edilmesiyle beraber, daha fazla bir fiyata satılması durumunda, ayrıca bir bedelin ön görülmesi, “kâr-zarar” ortaklığı anlamına da gelmez.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun