YEMEKLER SOFRA DÜZENİ VE ÇEŞİTLİ YİYECEKLER
YEMEKTEN ÖNCE VE SONRA ELLERİ YIKAMAK
- "Kim yüce ALLAH'ın evinin hayır ve bereketini arttırmasını diliyorsa yemeğe otururken ve yemekten kalkarken eilerini yıkasın. (İbn-i Mace)
- Yemeğin bereketi, yemekten önce ve sonra ellerin yıkanmasındadır. (Ebu Davud)
YEMEĞE BESMELE İLE BAŞLANIR
- Sizden kim bir şey yerse "Bismillah" (ALLAH'ın adıyla) desin. Başta söylemeyi unutmuşsa, aklına geldiği yerde "Başı için de sonu için de Bismillah" desin. (Ebu Davud)
- Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) ashabından altı kişi ile birlikte yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. Besmele çekmeksizin bütün yemeği iki lokmada yutuverdi. Rasulullah bunun üzerine: "Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepimize yeterdi" buyurdu. (Tirmizi)
- Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken ALLAH'ın adını zikrederse, şeytan dostlarına: "Size burada gecelemek de yok, akşam yemeği de yok!" der. Ama kişi, eve girerken ALLAH'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan dostlarına: "Akşam yemeğine kavuştunuz fakat burada gecelemeniz mümkün değil" der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken "Bismillah!" diyerek ALLAH'ı zikretmezse, şeytan dostlarına: "Yemeğe de yetiştiniz yatmaya da" der. (Müslim)
- Ümeyye İbnu Mahşiyy (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) otururken bir adam da besmele çekmeksizin yemek yiyordu. Yemeğini yemiş, geriye tek lokması kalmıştı. Onu ağzına kaldırırken "Başı için de sonu için de Bismillah" dedi. Bunun üzerine Rasullullah (asm) güldü ve: "Şeytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki ALLAH'ın ismini zikretti, şeytan karnındakilerin hepsini kustu" buyurdu." (Ebu Davud)
YEMEK ÇOK SICAK İSE BİRAZ BEKLENMELİDİR
- Rasulullah (asm) yemeğin üzerinde dumanı (buharı) kaybolmadan yenilmesinden hoşlanmazdı." (Ramuz el-Ehadis)
- Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Bir gün Rasulullah'ın önüne çok sıcak bir yemek getirmişlerdi. Efendimiz "Cenab-ı Hak bize ateş yememizi emretmedi" dedi." (Mevahib-i Ledünniye)
YEMEK OTURARAK YENİLİR
- Enes (ra): " Rasulullah (asm) ayakta bir şey içmeyi yasaklamıştı" deyince, kendisine: "Ya yemek?" diye soruldu. O da: "Bu daha şiddetle yasaktır" dedi. (Müslim)
YASLANARAK YEMEK YENMEZ
- Ben bir yere dayanarak yemek yemem. (Buhari)
- Yemek yerken Peygamberin oturma şekli; dizleri üzerine veya bir dizi üzerine (sanki ayağı fırlayacakmış tarzında) idi ve şöyle buyururdu: "Ben sadece bir kulum. Bir kulun yemek yediği gibi yerim ve bir kul gibi otururum." (İmam Bezzar)
YEMEĞE KAVUN KARPUZ TÜRÜ ŞEYLERLE BAŞLANIR
- Yemekten evvel kavun, karpuz yemek şifadır. Bir çok dertleri giderir. (Ramuz el-Ehadis)
YEMEK SIRASINDA AYAKKABI ÇIKARILIR
- Yemek sırasında ayakkabılarınızı çıkarınız. Çünkü bu güzel bir sünnettir. (Ramuz el-Ehadis)
YEMEK SAĞ ELLE YENİR
- Her biriniz sağ eli ile yesin, sağ eli ile içsin, sağ eli ile alsın, sağ eli ile versin. Zira şeytan sol eli ile yer sol eli ile içer, sol eli ile verir, sol eli ile alır. (ibn-i Mace)
HERKES YEMEĞİ ÖNÜNDEN YER TABAĞIN ORTASINDAN DEĞİL
- "Bismillah" diyerek tabağın kendinize yakın yerinden yiyin, orta kısmını bırakın. Zira yemeğe bereket ortasından gelir (ibn-i Mace)
- Sofra konulunca, herkes kendi önünden yesin. Sofra arkadaşının önünden almasın. (İbn-i Mace)
- Ömer İbnu Ebi Seleme (ra) anlatıyor: "Rasullulah'ın (asm) terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Rasulullah (asm) bana uyarıda bulundu: "Evlat ALLAH'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye!" Bundan sonra hep böyle yedim." (Buhari)
- İkraş İbnu Züeyb (ra) anlatıyor: "Bize, içerisinde kuşbaşı et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle tepsinin her tarafını yokladım. Rasulullah (asm), ise kendi önünden yedi. Sonra, sol eliyle sağ elimden tuttu ve "Ey İkraş! Bir yerden ye, çünkü tepsinin içindeki yemek tek bir yemektir" buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeğe başladım. Rasulullah'ın (asm) eli ise tabağın her tarafını dolaşıyordu. Bana da: "Ey İkraş! Dilediğin yerinden alıp ye. Çünkü tabağın içindekilerin hepsi aynı çeşit değil" buyurdu. (Tirmizi)
TANELİ YİYECEKLER TEK TEK YENİR
- Abdullah İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) kişinin arkadaşından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır.” (Buhari)
TABAKTA YEMEK ARTIĞI BIRAKILMAZ
- Şeytan insanı her şeyde hatta yemeğinde bile gözetler.
- Kimse tabağının dibindeki yemeği iyice sıyırmadan kaldırmasın. Çünkü bereket yemeğin sonundadır. (Müslim)
HERKES DOYMADAN SOFRADAN KALKILMAZ
- Sofra kuruldu mu hiç kimse sofra toplanıncaya kadar yemekten kalkmasın. Doysa bile, herkes bırakmadan, yemekten elini çekmesin, yemeğe devam etsin. Çünkü kişi, erken çekilirse, arkadaşını mahcup eder, o da bırakır. Hâlbuki arkadaşının daha yemeğe ihtiyacı vardır.
DİŞLERİN ARASINDA KALAN YEMEK ARTIKLARI
- Kim yemek yer ve dişlerinin arasından (kürdan vb. bir şeyle) kırıntı çıkarırsa onu dışarı atsın. Kim de kırıntıyı diliyle çıkarmışsa onu yesin. Kim bu söylediğim şekilde yaparsa güzel yapmış olur. Kim de yapmazsa bunun bir sakıncası yoktur. (Ebu Davud)
YFMEKTEN SONRA ZİKİR VE NAMAZ
- Yemeğinizi ALLAH'ın zikri ve namazla eritin. Yemek üzerine uyumayın. Yoksa kalpleriniz katılaşır. (Ramuz el-Ehadis)
AKŞAM YEMEĞİ MUTLAKA YENMELİDİR
- Bir avuç hurma ile de olsa akşam yemeğini yiyin. Zira akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir. (Buhari)
AKŞAM YEMEĞİ NAMAZDAN ÖNCE YENMELİDİR
- Akşam namazı vaktinde yemek te hazırlanmışsa önce yemeğe başlayın. (Buhari)
O, YEMEKTE SEÇİCİ DEĞİLDİ
- Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (asm) hiçbir zaman doyarcasına midesini doldurmadı. Ev halkından yemek istemez ve "şu yemeği arzu ediyorum" demezdi. "Yemek getirin yiyelim. Canım şunu istiyor" dediğini görmedik. Önüne konan yemeği yer, yiyecek ve içecek olarak ne verilirse kabul eder, geri çevirmezdi." (Mevahib-i Ledünniye)
- Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: " Rasulullah (asm) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terk ederdi." (Buhari)
İKİ KİŞİNİN YİYECEĞİ ÜÇ KİŞİYE DE YETER
- Muhakkak ki bir kişilik yemek iki kişiye yeter, iki kişilik yemek te üç kişiye yeter. Dört kişilik yemek te beş-altı kişiye yeter. (İbn-i Mace)
ALLAH (cc) TOPLU HALDE YENEN YEMEKTEN HOŞNUTTUR
- Yemeklerin, ALLAH'a (cc) en sevimli olanı, başına çok insan toplanandır. (Ebu Yala)
- Size şerlilerinizi haber vereyim mi? Onlar tek başlarına yiyenler, hizmetçilerini dövenler, yardımı esirgeyenlerdir.(Rezin)
- Vahşi İbnu Harb (ra) anlatıyor: "Rasulullah'ın (asm) ashabı dediler ki: Ey ALLAH'ın Rasulü! Biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz, ne yapalım?" Bunun üzerine Rasulullah: "Ayrı ayrı yiyor olmayasınız?" diye sordu. "Evet" dediler, Rasulullah da: "Öyleyse yemeğinizi toplanarak hep beraber yiyin. Yemeğe ALLAH'ın ismini zikrederek başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz hakkınızda bereketli kılınır." buyurdu " (Davud)
HER İSTEDİĞİNİ YEMEK İSRAFTIR
- Her iştiha duyduğunu yemen israftandır. (İbn-i Mace)
- Kibir ve israf karışmadıkça yiyiniz, içiniz, tasadduk ediniz. (Nesai)
İÇKİ SOFRASINDA YEMEK YENMEZ
- ALLAH'a ve ahiret gününe iman eden içki içmesin. ALLAH'a ve ahiret gününe iman eden içki içilen masaya oturmasın. (Taberani)
EN ŞERLİ YEMEK SADECE ZENGİNLERİN ÇAĞIRILDIĞI YEMEKTİR
- En şerli yemek, sadece zenginlerin çağırılıp, fakirlerin çağırılmadığı yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemeğe gelmezse, ALLAH ve Resulüne asi olmuştur. (Bir diğer rivayette) Yemeğin kötüsü, gelene verilmeyen ve ona gelmeyeceklerin davet edildiği yemektir. (denilmiştir). (Buhari)
CUNUP İKEN NAMAZ ABDESTİ ALINIP YEMEK YENEBİLİR
- Ümmü Seleme (ra) anlatıyor: " Rasullullah (asm) cünüp olduğunda, namaz abdesti gibi abdest almadan bir şey yemezdi." (Buhari)
NEZAKET GEREĞİ DE OLSA AÇ OLAN "TOKUM" DİYEMEZ
- Esma Bintu Yezid (ra) anlatıyor: "Rasulullaha bir 'yemek getirilmişti. Bize de teklif edildi. "İştahımız yok!" dedik. O: "Açlıkla yalanı birleştirmeyin" buyurdu." (İbn-i Mace)
- Esma Bintu Yezid (ra) anlatıyor: "Ya Rasulullah (asm)! Birimiz canının çektiği bir şey için, "canım çekmiyor", dese bu yalan sayılır mı?" diye sordum. O da: "Yalan, yalan diye yazılır. Yalancık ta, yalancık diye yazılır" buyurdu." (Ahmed b. Hanbel)
YEMEK PİŞİRENE VE HİZMET EDENE DE İKRAM EDİLİR
- Birinize hizmetçisi, hazırlamak için zahmetini ve hararetini çektiği bir yemek getirdiği vakit, onu da çağırsın ve kendisiyle beraber o da yesin. Eğer bunu yapmazsa, bir lokma alıp eline versin. (İbn-i Mace)
ZİYAFET SOFRASINDA EN AZ BİR YETİM DE BULUNMALIDIR
- Davete çağrılan topluluk içinde yetim de bulunmazsa, toplumun sofrasına şeytan yaklaşır, o yemeğin bereketi olmaz. (Taberani)
YEMEK ASGARİ ÖLÇÜDE YENMELİDİR
- İnsan yemesini azalttığı zaman içi nur dolar. (Ramuz el-Hadis)
- Ademoğlu mideden daha şerli bir kap dolduramaz. Ademoğluna belini doğrultacak bir-kaç lokmacık yeterlidir. Ancak nefsini yenemeyip mutlaka midesini dolduracaksa bari üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine tahsis etsin. (Tirmizi)
BEĞENMEDİĞİN YEMEĞİ BAŞKASINA YEDİRME
- Yemediklerinizi kimseye yedirmeyin. (Taberani)
İKRAMA SAĞDAN BAŞLANIR
- Öncelik hakkı sağındır. Sonra da onun sağından devam edilir. (Buhari)
TUZUN ÖNEMİ
- Katığımızın efendisi tuzdur. (İbn-i Mace)
HELVA VE BAL
- Hz. Aişe (ra ): "Rasulullah (asm) helva ve balı severdi." (Tirmizi)
ZEYTİNYAĞI
- Zeytinyağını yiyin ve onunla yağlanın (bedeninize sürün). Zira o mübarek bir ağaçtandır. (Tirmizi)
YİYECEKLERİN EFENDİSİ ET
- Dünya ve cennet ehlinin yemeklerinin efendisi ettir. (İbn-i Mace)
- Ebu'd Derda (ra) anlatıyor: " Rasulullah (asm) davet ediIdiği her yemeğe mutlaka icabet etti. Bir et hediye getirildiği zaman da mutlaka kabul buyurdu." (İbn-i Mace)
- Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Rasulullah'a (asm) bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısmı sunuldu. O (asm) budu severdi." (Tirmizi)
- Etin en güzeli hayvanın sırt etidir. (İbn-i Mace)
- Biriniz et satın alınca suyunu biraz fazla tutsun. Yemek sırasında yiyenlerin çokluğu sebebiyle ete rastlamayıp, suya rastlasa da bu ona yeterlidir. Zira su da iki etten biri olmuştur.(Tirmizi)
SOĞAN VE SARIMSAK
- "Kim sarımsak veya soğan yerse bizden uzak dursun veya mescidimizden uzak dursun, evinde otursun." (Buhari)
- Bazen Rasulullah'a (asm) içerisinde yeşil sebzeler bulunan bir tencere getirilirdi de onda koku bulur (Soğan, sarımsak gibi) ve ne olduğunu sorardı. Kendisine sebze türünden neler olduğu haber verilince, tencereyi beraberindeki arkadaşlarından birini göstererek ona vermelerini söylerdi. Rasulullah (asm) onun da yemekten çekindiğini görünce: "Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim. Ben senin konuşmadığın meleklerle konuşuyorum," derdi. (Buhari)
EKMEĞE SAYGI
- Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) odama girmişti. Yerde atılmış bir ekmek parçası gördü. Hemen onu alıp, sildi ve yedi. Bana da "Ey Aişe! Kerim olana ikram et! (Yani saygın olana saygı göster!) Zira şu ekmek bir kavimden nefret edip kaçmışsa bir daha geri dönmemiştir," buyurdu." (İbn-i Mace)
KEPEKLİ EKMEK
- Ümmü Eymen (ra) anlatıyor: "Un eleyip Rasulullah (asm) için ekmek yaptım. Rasulullah, unu ve kepeği ayrı ayrı görünce şöyle buyurdu: "Şu eleyip ayırdığın kepeği, öbürüne (un kısmına) geri kat, sonra yoğur ve ekmeği öyle yap." (ibn-i Mace)
AYVA VE KALP
- Ayva, kalbe rahatlık verir. (İbn-i Mace)
KATIK OLARAK SİRKE
- Cabir ibnu Abdullah (ra) anlatıyor: “Resulullah (asm) ailesine katık sormuştu. “Yanımızda sirkeden başka bir şey yok!” dediler. O sirkeyi istedi ve ekmeğini banıp yemeğe başladı. Bu arada hem yiyor, hem de “Sirke ne iyi katık, sirke ne iyi katık!” diyordu. (Müslim)
KATIK OLARAK HURMA
- İçerisinde kuru hurma olmayan bir ev, içerisinde hiç yiyecek olmayan bir ev gibidir. (İbn-i Mace)
- Hz. Aişe (ra) anlatıyor: Rasulullah (asm) kavunu taze hurma ile yedi ve: "Bunun hararetini şunun serinliğiyle, şunun serildiğini de bunun hararetiyle kırıyoruz!" buyurdu." (Tirmizi)
- Abdullah İbnu Cafer (ra) anlatıyor: "Rasulullah'ı (asm) salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm" (Buhari)
- Yusuf İbnu Abdullah (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) bir miktar arpa ekmeği aldı. Üzerine bir hurma koydu ve: “Bu, şuna katıktır" buyurdu." (Ebu Davud)
- Yaş hurmayı kuru hurma ile birlikte yeyin. Eski hurmayı yeni hurma ile birlikte yeyin. Zira şeytan böyle yapmanıza kızar: "Âdemoğlu eskiyi yeni ile beraber yiyecek kadar hayatta kaldı" der." (İbn-i Mace)
TURFANDA MEYVE YERKEN YAPILACAK DUA
- Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: " Rasulullah'a (asm) ilk çıkan turfanda meyve getirilirdi de, o zaman şöyle dua ederdi: "ALLAH'ım! Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi tarttığımız ölçülerimizi mübarek kıl ve bereketini kat kat arttır." Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan Içocukların en küçüğüne verirdi." (Müslim)
SÜT İÇİNCE YAPILACAK DUA
- Yüce ALLAH kime bir yemek yedirirse: "Ya Rabb! Bu yemeği bize bereketli kıl, bize ondan daha hayırlısını tattır" desin. Süt içtiği zaman da şöyle desin: "Ya Rabb! Bu sütte bize bereket ver ve onu bize çok kıl." Sütten başka hiçbir yemek ve içecek, hem yemek ve hem de su yerini tutamaz." (Nesai)
YEMEKTEN SONRA YAPILACAK DUALAR
- Yediren fakat yedirilmeyen ALLAH'a hamd olsun. Bize fazl ve kereminden hidayet verdi. Bize yedirip, içirdi. Bütün salih amellerle bizi bezedi. Yiyeceklerden yediren, içeceklerden içeren çıplakken giydiren, sapıklıktan hidayete kavuşturan, görmezlikten basiret veren ve pek çok yarattıklarından üstün kılan ALLAH'a hamd olsun. Hamd, âlemlerin Rabb'i ALLAH'a mahsustur!" (Nesai)
- Bize yedirip, içiren ve bizi Müslümanlardan kılan ALLAH'a hamdolsun. (Tirmizi)
DAVET SAHİBİNE YAPILACAK DUA
- Allah'ım! Onların mallarına bereket ver. Onlara bol rızık ver. Onları bağışla ve onlara merhamet eyle! (Nesai)
- Enes İbnu Malik (ra) anlatıyor: "Rasulullah (asm) Sa'd ibnu Ubade'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti. Sonunda şu şekilde dua buyurdu: "Yanınızda oruçlular yemek yesin. Yemeğinizden iyiler yesin. Üzerinize melekler dua etsin." (Ebu Davud)
- Cabir İbnu Abdullah (ra) anlatıyor: "Ebu'l Heysem (ra) bir yemek hazırladı ve Rasulullah'ı (asm) davet etti. Hz. Peygamber, yemekten kalkınca: "Kardeşinizi mükâfatlandırın!" buyurdu. Ashab: "Mükâfatı da ne?" diye sordular. Efendimiz: "Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi, ev sahibi için dua edilir. İşte bu onun mükâfatıdır" cevabını verdi." (Ebu Davud)
İKRAM EDİLEN YEMEKTEN UTANMAK VE ONU HAKİR GÖRMEK HELAK OLMA SEBEBİDİR
- Din kardeşlerinden bir topluluk, bir kişinin yanına girdiğinde o kişinin evinde bulunan şeyleri onlara ikram için değersiz bulması, misafirlerin de kendilerine sunulanı hakir görmesi helak olmalarına sebeptir. (Ahmed b. Hanbel)
- Kişiye şer olarak, kendisine sunulanı beğenmemesi yeter. (İmam Mûnziri)
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt
olun