Şafi mezhebine göre cemaat ile ilgili hükümler nelerdir?

 

Cemaat, "imam ile imama uyan kişinin namazlarını birbirine bağlantılı ha­le getirmelerindir. İslâm, insanların bir araya gelmeleri, aralarında dostluk ve kardeşlik bağlarının oluşup gelişmesi amacıyla çeşitli vesileler ortaya koy­muştur. Günde beş vakit namazın cemaatle kılınmasının teşvik edilmesi, haf­tada bir cuma namazının toplu olarak kılınmasının zorunlu hale getirilmesi, senede iki defa bayram namazlarında müminlerin bir araya getirilip tebrikleş-melerinin sağlanması, ömürde bir kez de olsa çeşitli ülkelerden gelen müslü-manların Arafat dağında ve çevresinde bir araya gelip tanışmalarına imkân verilmesi, bu vesilelere örnek olarak gösterilebilir.Namazların cemaatle kılınmasının ne derece önemli ve faziletli bir amel olduğu şu hadis-i şeriften açıkça anlaşılmaktadır:

"Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi dere­ce daha faziletlidir."( Mâlik. el-Muvatta', Cemâat, 1, 2.)

 

Cemaatin çok faziletli oluşu, cemaate katılanların, elde edilecek sevap ve fazilete ortak olmalarını gerekli kılar. Namazı yalnız olarak kılmak, efdal olma­makla birlikte caizdir.Beş vakit farz namazı cemaatle kılmak, kuvvetli görüşe göre farz-ı kifâ-yedir. İçinde ikamet edilen yerleşim birimindeki halkın bir kısmı bu farzı yeri­ne getirdiği takdirde diğerleri sorumlu olmaktan kurtulurlar. Bazıları ise beş vakit farz namazı cemaatle kılmanın müekked bir sünnet-i ayın olduğunu söy­lemişlerdir.

 

Hanefî mezhebi de bu görüşü esas almıştır.

 

Cuma, nafile ve cenaze namazlarının cemaatle kılınması

Cemaatle kılmak, cuma namazının birinci rek'atı için farz-ı ayın, ikinci rek'atı içinse sünnettir. Meselâ bir kişi cuma namazının birinci rek'atında ima­ma yetiştiği halde ikinci rek'atta ondan ayrılmaya niyet ederek tek başına ba­ğımsız bir şekilde namazını tamamlar ise kıldığı cuma namazı sahih olur. Ay­nı şekilde beş yerde daha namazın cemaatle kılınması farz-ı ayındır.

1. Vakit içinde ikinci defa iade edilen her namazda cemaat farz-ı ayındır. Meselâ öğle namazını tek başına veya cemaatle kılmış olan bir kişi, bu nama­zını bir kere daha kılmak istediğinde bu, ancak cemaatle kılınması halinde ca­iz olur.

2. Yağmur yağması sebebiyle cem'-i takdîm şeklinde kılınan namazların ikincisinde cemaat farzdır. Diyelim ki, öğle vakti girdikten sonra şiddetli bir yağmur yağarsa, kişi öğle namazını tek başına kılabilir. Yağmurun şiddetli ol­ması sebebiyle ikindi namazını, cemaatle olmak kaydıyla cem'-i takdîm şek­linde öğle namazıyla birlikte kılabilir. Tek başına kılarsa sahih olmaz.

3. Cemaatle kılınması adanan namazın da cemaatle kılınması farzdır. Bu namaz münferit olarak kılınırsa sahih olmaz.

4.  Cemaatle kılınması farz olan bir namazı kılmak için iki kişiden başka­sının bulunmaması halinde, bu iki kişinin namazlarını cemaatle kılmaları farz­dır. Bilindiği gibi kuvvetli olan görüşe göre beş vakit farz namazın cemaatle kı­lınması farz-ı kifâyedir. Bu namazları iki kişiden başka kılacak kimsenin bu­lunmaması durumunda bunların, bu namazları cemaatle kılmaları farz-ı ayın haline gelir.

5. Cemaate gelen kimse, imamı rükû halinde bulur ve ona uyduğu takdir­de vakit içinde bir rek'at kılabileceğini, tek başına kılması durumundaysa vak­tin çıkacağını anlarsa, cemaate katılması farz olur.

Bayram, istiska, küsûf, cenaze, teravih ve ramazanda kılınan vitir namaz­larının cemaatle kılınması sünnettir.

 

Hanefî mezhebine göre cuma ve bayram namazlarının cemaatle kılınma­sı, bu namazların geçerlilik şartıdır. Nafilelerin ve ramazan ayı dışında kılınan vitir namazlarının cemaatle kılınması mutlak surette mekruhtur.

Kişinin kaza olarak kılacağı namaz, imamın eda olarak kıldığı namazın aynısı ise, meselâ üzerinde bir öğle namazı kazaya kalmış olan kişinin, öğle namazını kıldırmakta olan bir imama tâbi olması menduptur. Bir özür nedeniyle cuma namazını kılamamış olan kişinin, cuma namazı yerine bedel ola­rak öğle namazını cemaatle kılması menduptur. Nezredilmiş namazları cema­atle kılmak mubahtır.

Kazası olan kimsenin eda kıldırmakta olan imama tâbi olması, bunun ak­sinin yapılması, farz kılacak olanın nafile kıldırmakta olan imama tâbi olması, bunun aksinin yapılması, vitir kılacak olanın teravih kıldırmakta olan imama tâbi olması, bunun aksinin yapılması mekruhtur.

 

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun