EVS
Medineli bir kabile olup, İslâm döneminde ensârın bir bölümünü oluşturmuştur.
Arapların Kahtânoğulları soyundan Ezd kabilesine bağlı bir kol olan Evs kabilesi, önceleri güney Arabistan'da Yemen bölgesinde yaşıyordu. Sonra kardeş kabile Hazrec'le birlikte kuzeye göçüp Yesrib (Medine) şehrine yerleştiler. O sırada Yesrib'de bulunan yahudilerle önce sulh içinde geçindiler, sonra zamanla duruma hâkim oldular.
Fakat riyâset ve kan davası gibi sebeplerle ve yahudilerin de sinsi tahrikleri neticesinde iki kardeş kabile olan Evs ile Hazrec'in arası açıldı ve mücadeleler, yıllar boyu süren kanlı harplere dönüştü. Bunların en şiddetlisi, Buâs harbi olup, Yesrib'deki iki yahudi kabilesi Nadîroğulları ve Kureyzaoğluları ile Yesrib dışındaki bazı Arap kabilelerinin yardımını gören Evs, bu harpten galip çıkmıştı. Ancak daha önceki muharebeler ve bizzat kabile içindeki dahili kavgalar Evs'i iyice zayıflatmıştı. Zaten Evs, Hazrec'e nazaran daha az sayıya ve güce sahip idi.
Tam bu sıralarda Evs'e karşı Kureyş'in desteğini sağlamak üzere Mekke'ye giden bir grup Hazreclinin Hz. Peygamber'e iman ederek müslüman olması ve bu tevhid dini sayesinde kardeş kabile Evs ile aralarındaki husûmetin kalkıp birliğin sağlanacağı ümidi içinde İslâm'a sarılıp tebliğ gayretini göstermeleri; Evs kabilesinin de İslâm'a yönelmesini sağladı. I. Akabe'de Hz. Peygamber'e bey'at eden on Hazrecli yanında iki de Evsli temsilci vardı. Evsliler, II. Akabe Bey'atı'na daha kalabalık bir temsilci grubuyla katıldılar ve kendi şehirlerine hicret ettiği takdirde Resulullah'ı ve Mekkeli müslümanları, kendi canlarını, çoluk ve çocuklarını, mallarını korudukları gibi koruyacaklarına and içtiler. Gerçekten de Medine'de bu müslümanlara gönülden kucak açtılar, canlarını ve mallarını İslâm'ın hizmetine adadılar ve böylece Hazrec kabilesi ile birlikte ensâr (İslâm'a kucak açıp yardım eden Medineliler) zümresini oluşturdular.
Bu tarihten sonra Evs ve Hâzrec'in cahiliye mücadelelerini bırakıp birbirleriyle ancak hayırda yarış ettiklerini görüyoruz. Hz. Peygamber'in vefâtından sonra halife seçiminde Hazrec'in adayı Sa'd b. Ubâde'ye karşı Hz. Ebû Bekir'i desteklemeleri, bazılarının iddia ettiği gibi eski kabile rekâbetinin te'siriyle değil, Hz. Ebû Bekir'in halifeliğe daha uygun olduğuna gönülden inandıkları için olsa gerektir. Zaten kısa bir müzâkereden sonra bizzat Hazrecliler de Hz. Ebû Bekir'in halifeliğini kabul edip ona gönül rızâsı ile bey'ât etmişlerdir.
Cahiliye döneminde putperest olan Evs kabîlesinin başlıca putu Menât idi. Bu kabileden Ebû Amir er-Râhib (el-Fâsık), Yahudiliğin tesiri ile putperestliği biraz değiştirerek yeni bir din ortaya atmışsa da revaç bulmamış; İslâm'ın çıkışı ile bu uydurma din de, putperestlik de Evs arasında tamamen silinmiştir.
Hz. Peygamber'e iman eden Evslilerin önemli şahsiyetlerinin başında büyük sahabe Sa'd b. Muâz hazretleri gelir. Allah, cümlesinden razı olsun.
Ahmet ÖNKAL