Kur'an'ın bir çok yerinde Peygamber Efendimize (asm) uymamızı Allah (cc) emrediyor. (Nur, 24/54, 56 vb.) Bu da Kur'a'daki diğer emirler gibi degil midir? Yani bir şekilde Efendimizin (asm) sünnetine uymak farz olmuyor mu? Bazen, "Ya sünnet bu, farz değil." demek, bu durumda Allah'ın emri olan bir şeyi küçümseme anlamına gelmez mi? Kısaca Efendimizin (asm) sünneti de bize Allah (cc) tarafından farz ilan edilmemiş midir?
Değerli kardeşimiz,
Sünnet: Peygamberimizin (asm) yaptığı, konuştuğu, hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz.
Fıkıh kitapların da geçen sünnet kelimesi ise, daha çok “yaparsak sevabı var, yapmazsak günahı yok” manasına geliyor. Mesela, yemeği sağ elle yemek, dişleri temizlemek, ayakta yemek yememek gibi.
Ancak sünnet kelimesini geniş anlamıyla aldığımız da Peygamberimizin (asm) yaptığı her şeyi içine alır. Bu durumda, Allah’ın istekleri ve yasakları da sünnetin içinde yer alır. Mesela, Peygamberimiz (asm) namaz kılmış mı? Evet. Öyleyse namaz kılmak da bir sünnettir.
Şu halde sünneti bölümlere ayırmak gerekecektir:
Farz olanlar: Allah’ın mutlaka yapmamızı veya terk etmemizi istediği her şeydir. Allah’ın emir ve yasaklarını en iyi şekilde uygulayıp örnek olan Peygamberimiz (asm)'dir. Biz de ona uymak suretiyle en üst seviyede Peygamberimize (asm) uymuş oluruz. Namaz kılmak, oruç tutmak, zina etmemek, haram yememek gibi...
Vacip olanlar: Dinimizin vacipleri. Mesela gece namazını üç rekat olarak kılmak vaciptir.
Nafile olanlar: İbadetleri yaparken farz ve vaciplerin dışındaki yaptığımız şeylerdir. Mesela namaz kılarken Kur’an'dan bazı süreleri okumak farz, ama "Sübhaneke" duasını okumak nafiledir.
Adab olanlar: Bunlara da edeb diyoruz. Yemek yerken, yatarken, camiye, tuvalete girip çıkarken (v.b.) günlük işlerimizi yaparken Peygamberimize (asm) uyarsak, o işi adabına uygun yapmış oluruz.
Demek ki sünneti farz, vacip, nafile ve adap diye ayırabiliriz. Sünnetin en yükseği ve en faziletlisi bu sıraya göredir.
Bunu bir insanın vücudu gibi düşünebiliriz. İnsanın yaşaması için gerekli organları vardır. Beyin, kalp, kafa vs... İşte iman etmemiz gereken esaslar da ruhumuzun beyni ve kalbi gibidir.
Vücudumuzun gözü, kulağı, eli, ayağı vesaire duyu organları vardır. Farzlar da bunun gibidir. Ruhumuzun gözü, kulağı, eli, ayağıdır. Farzları yapmayan elsiz, ayaksız, gözsüz, kulaksız bir insan gibi eksiktir.
Vücudumuz da bir de parmak, kaş, saç gibi güzellikler ve süsler vardır. Bunlar olmasa da yaşarız. Ama olduğu zaman daha mükemmel insan oluruz. Bunun gibi sünnetin nafile ve adab kısımları da ruhumuzun süsü ve güzelliğidir. Yapsak çok sevabı var, yapmasak günahı yok.
Özetlersek, farz ve vacip kısımlar mutlaka yapılması gereken sünnetlerdir. Nafile ve adap kısımlar ise yaparsak çok sevabı var.
Haramların durumunu sorarsanız; o da vücudunuzu mikrop, virüs, zehir ve ateş gibi öldürücü şeylerden koruduğumuz gibi, ruhumuzu da öldürücü ve zehirleyici haramlardan korumamız gerekir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- SÜNNET-İ MÜEKKEDE
- Yatsı namazının sadece farzını kılıp, ardından hemen vitir namazını kılmanın sakıncası var mı?
- SÜNNET-İ MÜEKKEDE
- Yemek adabı ve Peygamber Efendimizin sünnetleri hakkında bilgi verir misiniz? Yemeğe tuz ile başlamak sünnet midir?
- Sünnet nedir? Peygamber Efendimiz'in ahlakıyla ahlaklanmak nasıl olur?
- Bu zamanda Peygamber Efendimizin, bilhassa unutulmuş sünnetleri nelerdir?
- Sünnet-i Kifayeyi terk etmek neden günah oluyor?
- Sünnet Nedir?
- "Sünnetleri yapmak mecburiyetinde değiliz." diyenlere nasıl cevap vermeliyiz?
- Elle yemek mi çatal kaşıkla yemek mi uygundur?