- Evlenme çağındaki harama düşmek istemeyen bir genç kız ne yapmalı?
- Bunu ailesine, babasına söylemeli mi? Söylerse bu "terbiyesizlik" mi olur?
- Bildiğim kadarıyla hanım sahabilerden böyle bir talepte bulunan yok, bu yüzden söylenmesi doğru olur mu olmaz mı?
- Bir de söylemesi durumunda ailesi "daha küçüksün" "Okulun bitsin sonra" Gibi söylemlerle evlilik kapısını açmazlarsa ne yapmalı?
- Yaşadığımız dönem malum. Günümüzde her genç kızın mutlaka en az bir tane sevgilisi oluyor. Bu durumda kişi harama düşmeden helal yolla ihtiyacını gidermek isterken karşısına çıkan bu gibi durumlarla nasıl başa çıkmalı? Ne yapmalı?
- Elbette sabretmeli lakin herkes kollarında sevdiği ile gezerken sabretmesi epey zor bir durum. Böylesi bir halde yaşanan herhangi bir olayda aile kızı günaha sürüklemiş olur mu?
- Ah bir de, kızın ısrarla ailesine evlenme talebinde bulunması terbiye dışı bir davranış olur mu?
- Ne yapılmalı yol gösterirseniz çok sevinirim.

- Tövbede pişmanlığın derecesi ne olmalıdır?
- Yani işlenen günahı sürekli düşünüp üzülmek mi gerekir, yoksa pişman olup tövbe ettikten sonra o günahı unutup ileriye mi bakmamız gerekir?

- Azerbaycan’da Şiiler Muharrem ayında yas tutuyorlar ve düğün yapmıyorlar, bizler buna karşı çıkınca da anne babanın öldüğü gün düğün yapar mısın, Hocalı katliamı günü düğün yapar mısın gibi Azerbaycan tarihin kötü günlerini numune getiriyorlar?
- İslam'da düğün yapmanın ve cima etmenin yasak olduğu günler var mı?
- Bazı karı kocalar da yakınları ölünce o günlerde cima etmiyorlar?

- Birkaç sorum var topluma örnek olacak kişilerle ilgili:
- Bu günkü bazı siyasilerin, bazı tarikat, cemaat, vakıf ve dernek liderlerinin pahalı arabalara binmesi, pahalı kıyafetler giymeleri, lüks yaşam tarzları tepki çekiyor ve bazı kesimler Müslüman da zengin olur, pahalı giyinir, iyi arabaya biner vs. diyor. Ebu Hanife pahalı cübbe giyiyordu, sahabeden de zenginler vardı Hz. Ebubekir, Hz. Osman gibi diyor.
- Hz. Ebubekir, Hz. Osman gibi büyük kişiler alın teri ile ticaret ile zengin olduklarını biliyorum ve de servetlerini İslam yolunda harcadıklarını ve oldukça sade hayat sürdüklerini biliyorum. Sorum şunlar:
1. Devlet makamına gelince veya bir tarikat makamına gelince halkın vergileri ile tarikat mensuplarının yardımları ile yetki sayesinde zengin bir yaşam sürmek caiz mi?
2. Müslüman yöneticilerin halkın büyük bir kesiminin geçim sıkıntısı çektiği beldelerde lüks içinde yaşamaları İslam’a ve sahabenin yaşam tarzına uygun mudur?
3. İslam devletinde bir kişi makama gelince o anki mal varlığına ve görev sonrası mal varlığına denetim olur muydu?
4. Bugün bazı devlet yetkilileri, fakirliği övüyor, sabır tavsiye ediyor fakat kendi yaşantılarında lüks içinde yaşamaları, yaşadığını anlatan, anlattığını yaşayan sahabe efendilerimize benziyor mu?
5. Hz. Ebubekir’in zengin olmasına rağmen giyecek gömleği olmaması, bugünkü siyasilerin sözde sahabeyi örnek alıyoruz iddialarına ters düşmüyor mu?
6. İtibardan tasarruf olmaz anlayışı İslami bir anlayış mıdır, örnek olarak yeni bir saray yapılması, sokaklarda lüks arabalar ile caka satmak.
7. Bir de şahit olduğum bir olay seçim zamanı, seçime çok kısa bir süre kala camiden kameralar karşısında röportaj yapmak dinimize uygun mu?
- Birkaç soru oldu kusura bakmayın, bu soruları sorma sebebim günümüzde bazı insanımızın siyasilerin en ufak dini davranışına, söylemine aldanıp, yanılmalarını düşünmem, sizden sorduğum sorulara ilmi olarak cevap vermenizi istiyorum.