- Aşağıdaki iftiralara cevap verir misiniz? Bunlara inanmıyorum, ama kuşkuyu yok etmek adına cevabı nedir?
1. Kuran, Muhammed daha bebekken iki adamın ona görünüp göğsünü yardıklarını, kalbini alıp içinden “siyah bir kütle” çıkarıp attıklarını anlatır. Bu “siyah kütle” Felsefe Taşı’dır. Felsefe Taşı’nın sık sık siyah bir taş olduğu anlatılmıştır ve bu pek çok simya yazıtındaki “Siyah Taş”tır. “Siyah” bu Taş’ın dönüştürülüp Beyaz olmasından önceki evredeki “rengi”dir. Siyah Kök Çakra/kurşundur. Daha önce de söylendiği gibi Felsefe Taşı Kalp Çakrasında bulunur, bu yüzden bu taş “kalbinden söküldü”. İslam’ın Felsefe Taşı’nı (yani Gerçek Satanik Güç, Tanrısallık, vesaire) “söküp attığı” burada dikkat çekici. Bu güçlü bir sübliminal mesajdır.
2. Efendimizin Ay'ı ikiye bölme mucizesi hakkında: Böylece Ay’ın her bir yarısının dağın bir tarafında parıldamasını sağlar. Burada da dağlar Çakraları ve Ay’ın ikiye yarılması da ruhun iki kutbunu temsil ediyor.
3. İsra ve Miraç: Bu olayın tamamı yine ruhsal simyadan, Kundalini Yılanının Yedi Çakranın içinden geçerek yükseltilmesinden bir çalıntı ve bozuntudur. “Miraç” kelimesi “merdiven” anlamına gelir, ki bu da Yılanın yükseldiği omuriliği simgeler. Kuran Muhammed’in kanatlı bir atı (ki bu da Kadim, simyaya dayalı bir semboldür!) “Cennetin Dairelerine” (Çakralardan çalıntı) sürdüğünden bahseder. Her birinden geçerek sonunda Yedinci Cennetin içinden de geçer ve “Tanrı”ya ulaşır. Bu da bariz bir şekilde Kundalini’nin Yedinci (Taç) Çakraya yükselmesiyle edinilen “aydınlanma”dan çalıntıdır.
- Mesela babasının ismi Ahmet olan kimsenin kendisine İbni Ahmet veya oğlunun ismi Mehmet olan kimsenin kendisine Ebu Mehmet demesi gibi.
- Böyle künye takmak sünnet mi?
- Bununla ilgili hadisler var mıdır, varsa sıhhatleri nasıl?